KÜRT SORUNU!

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, icraatı ve söylemleri ile insanları sürekli şaşırttı. Nitekim Başbakan Sayın Erdoğan, 12 Haziran seçimlerine partisince düzenlenen Muş’taki mitingde: "Benim için artık bu ülkede "KÜRT...

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, icraatı ve söylemleri ile insanları sürekli şaşırttı. Nitekim Başbakan Sayın Erdoğan, 12 Haziran seçimlerine partisince düzenlenen Muş'taki mitingde: "Benim için artık bu ülkede "KÜRT SORUNU" bitmiştir. Artık bu ülkede benim Kürt kardeşlerimin sorunu vardır ama" KÜRT SORUNU YOKTUR" Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözmede hizmetkârlığa varım. Bu bölünme kampanyaları yapanlara karşı artık yekvücut haline gelinsin biz bu işleri bitiririz. Bazıları, bir oyun oynuyor. Bu oyunu beraber bozacağız. Biz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek millet diyoruz. Niçin birileri buralarda ameliyat yapmak istiyor?" sözleri ile gerçekleri dile getirdi.
Öte yandan Sayın ERDOĞAN "'Devletin imamlarının arkasında namaz kılmayın'. Allah Allah... Ya zaten sizin namazla falan ne alakanız var? Terör örgütünün böyle bir derdi var mı? Açık konuşuyorum bakın. APO' yu peygamber ilan edenlerle bizim işimiz olamaz" diyerek, aklıselim insanlarımızı rahatlattı.
Oysa İktidara geldiği günden itibaren, bir taraftan Anayasa'da ifadesini bulan Türklüğü, "alt kimlik" olarak nitelendirdi. Diğer yandan da, Türkiye Cumhuriyeti' ni, kuran ve yaşatan Türk milliyetçiliğini, " etnik" milliyetçilik olarak tanımlamıştı.
Sözde aydınlarla yaptığı toplantılarda ve Diyarbakır'da yaptığı konuşmada da, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum " diyerek, tartışma başlatmıştı ama
Güneydoğulu bazı milletvekillerinin, kendisine verdikleri, 3 Nisan 2006 tarihli raporla, "Kürt sorunu" ile resmen tanışmıştı. Raporda:
*Türkiye'de Kürtçe, Türkçe ile birlikte resmi dil olması. İlköğretimden başlayarak, Kürtçe dil ve Kürt folklorik değerlerinin eğitim ve öğretiminin yapılması.
*Tamamen Kürtçe yayın yapan, ticari televizyonların serbestleştirilmesi.
*Genel af ilan ederek, teröristbaşı Abdullah Öcalan dâhil, bütün terör örgütü üyelerinin serbest bırakılması.
PKK' nın isteklerine eşdeğer, diğere istekler yer aldı
Türkler, Malazgirt Zaferi'ni, Kürtlerin katkısı ile kazandı. Anadolu'ya da, Kürtlerin desteği ve yardımı ile girdi. İstiklal Savaşı, birlikte verilmiştir
Abdullah Öcalan, Türklerin Kürtleri inkâr ettiğini, imha etmeye yöneldiğini, haklarını da vermediğini savunur. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, İkinci kurucu ulustan biri olan Kürtlerin, unutulduğunu da iddia eder.
Yine PKK ve yandaşları, Büyük Önder Atatürk'ün, " Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına, "Türk Milleti" denir." tanımını de reddederler.
PKK ve yandaşlarının, hatta sanal aydınlar ve düşünürlerin, "DEMOKRATİK CUMHURİYET' taleplerinin altında yatan örtülü hedefler ise:
Türkiye Cumhuriyeti'nin, iki kurucusu olan, Kürt ve Türk unsurları, gözetilerek Cumhuriyetin yeniden yapılandırılması, Kürtlerin demokratik ve siyasi haklarının, anayasal ve yasal güvenceye alınmasıdır. Kürtçe' nin, eğitim dilli olması.ve benzer onlarca istek...
PKK ve yandaşlarının, Kürt sorunundaki, çerçevesi buydu.
Acaba Recep Tayyip Erdoğan, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum " derken, Karayalçın, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" ve "Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel veya " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz, Teröristi düz ovaya indirerek siyaset yaptırmak isteyen Ağar, PKK'nın silah bırakmasını alkışlayan, ANAP Lideri Mumcu, bu gerçekleri bilmiyorlar mı?
Maalesef yalnız Sayın ERDOĞAN değil, diğer liderlerde, çok partili dönemde, "SİYASİ ÇIKARI" için, her şeyi yanlış yaptı. Hal böyle olunca da, olmayacak sorunlar yaratıldı. Sonuçta da, hatalar kaçınılmaz oldu. Türk Milletine ve devletine de ağır faturalar ödetti. Veya Türkiye, ulusal ve uluslararası alanda, çok zor durumda kaldı. Dünya kamuoyu nazarında da, sürekli itibar kaybetti.
PKK'nın silahlı eylemleri, AB Uyum Yasaları destekliyor. Çünkü gerçek de mevcut yasal düzenlemeler, terörü cezasız bırakmakta, hatta devlete karşı terörü korumaktadır. Bu nedenle PKK eylemleri, nesnel bir şekilde, kamuoyu haklı olarak AB'ye ve AB Yasaları'na tepki gösteriyor. Çünkü bu yasalar güvenlik güçlerinin de elini de bağladı.
Kim ne düşünürse düşünün, Türkler ve Kürtler, yıllardır birlikte yaşamış, kader birliği yapmış, kız almış ve kız vermiştir. Kardeşçe yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek veya huzursuzluk yaratmak, kime ne kazandıracak?
Kürt kökenli vatandaşlarımızın, büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor.
Ayrıca AB ülkeleri, her alanda daha güçlü olmak için birleşirken, bu güzel birlikteliği bozmak isteyenler, etnik kökeni ne olursa olsun, insanımıza ihanet içindedir.

Haberleri