Büyükerşen dün 10 yıl öncesine götürdü.
Hatırlattığı manzaralar gözümüzün önüne geldi.
O günler, sanki çok daha uzun yıllar öncesinden kalmış gibi geldi bir anda!
Ve yeni Eskişehir'e alışalı da çok olmuş yine.
Yani, on yıl öncesi çok eski geldiğine göre, yeniyi çabuk kabul etmişiz.
++++
Eskişehir elbette gelişmeye, daha da fazla gelişmeye müsait bir kent.
Bu şehre yeni olarak ne koysanız gidiyor doğrusu.
Yeni ulaşım sistemi, yeni yaşam sistemi falan.
Adına ne derseniz deyin işte.
Yani her türlü yeniliği hemen bünyesine alabilen bir şehirde yaşıyoruz.
Aslında Büyükerşen'in bu kadar çok sevilmesinin yegane nedeni bu!
Çünkü hep yeni olan bir şey yaptı.
Ve hala yeni bir şeyler yapıyor.
Balmumu müzesi, hayvanat bahçesi, bilim deney parkı, dev akvaryum falan.
+++
Hemen konu açılmışken ilave edelim.
Büyükerşen marka olmaya devam ederken, kendisini takip edenlerin neden hala kentin çok gündeminde olmadığının da bir belgesidir bu aslında...
Dediğimiz gibi;
Yeni şeyi kabul ediyor Eskişehirli, yeni yapılmış şeyin benzerini yapanları değil!
+++
Bu notun ardından devam edelim şimdi.
Bir kere Tülomsaş için söylediği tek bir söz var.
Pek çok şeyi özetliyor.
"Tülomsaş tramvay yaptı da biz mi almadık?"
Demirelvari bir söz.
Büyükerşen lafın ortada kalmaması için de ilave ediyor.
"Madem tramvay yapacaksınız, sizi bunca senedir tutan mı var?"
Akıllıca...
Bunlara muhatabı Tülomsaş yanıt verecektir.
Ancak işin içinde birde siyasetçi ve meslek odacıların durumu var.
++++
Önce meslek odalarından başlayalım.
Dünkü sempozyumu izleyenlerin içinde çeşitli meslek odaları vardı.
Şube başkanları boyutunda değil, direk genel merkez boyutunda takip edildi sempozyum.
Ve elbette Hoca'nın konuşmaları!
Ve duyduğumuza göre, genel merkez yöneticileri şube başkanlarını çağırıp;
"Ne oluyor burada, Büyükerşen bizi böyle nasıl eleştirir?" türünden bir hesap sorma duruma bile olmuş.
Yani o sözler; "Büyükerşen odaları karşısına aldı" şeklinde bile yorumlanmış salon içinde.
Ne kadar doğru bilemem...
Ancak duyduklarım böyle.
++++++
Neyse;
Siyasetçiler kısmına dönelim.
Siyasetçilerin değerlendireceği yegâne sözü elbette şehrin caddeleri üzerine olan sözüydü.
"Hindistan gibiydi bu şehir" diyor Hoca.
Ardından da;
"Tek eksik kutsal öküzlerdi" diyor.
Kentin bugünkü caddelerinin daha derli, toplu, düzenli ve bahsettiği yıllara göre çok daha modern olduğunu anlatıyor.
Haksız mı?
Artık siyasetçiler yorumlayacak.
Sorular soracaklar.
Caddeler eskiden sahiden de öyle miydi?
Yoksa bugün eskisinden daha mı kötü?
Ya da gerçekten de hoca haklı mı?
Bugün çok daha iyi caddelere mi sahibiz?
Yoksa başka sorunları olan caddeler mi yarattı?
+++++
Tüm bu sorulara yanıt bulmak için siyasetçiler uğraş verecek.
O yüzden biz sadece işin "öküz" kısmına bakalım.
Öküzleri değil de, bizim inekleri hatırlatalım!
Hani bir sabah uyandığımızda şehrin her tarafını saran şu inekler.
Ne oldu sahi o ineklere?
Bileniniz var mı?
KUTSAL İNEKLER VARDI ASIL!
Büyükerşen dün 10 yıl öncesine götürdü.Hatırlattığı manzaralar gözümüzün önüne geldi.O günler, sanki çok daha uzun yıllar öncesinden kalmış gibi geldi bir anda!Ve yeni Eskişehire alışalı da çok olmuş yine.Yani,...