KUTU KUTU KUTUCUK

Aslında yazının başlığını kara kutu mu koymak gerekirdi.? Bir an için tereddüt ettim. Zira kara kutu, daha çok kaza zamanlarında kamuoyunun ilgisini çeken bir cihaz olup hava araçlarının uçuş verilerini kayıt altına alır. Bu yüzden netameli bir cihazdır, tartışmalar yol açar, insanları üzer, suikastlarda kaybolur, bütün aramalara rağmen bulunmaz. Ancak güncel ve gündemde olan kutu ise bambaşka bir özellik sergiledi. Ayakkabı kutusundan 4.5 milyon dolar çıktı. Her kutu bir sürpriz değil midir? Size bir hediye veriliyor, içinde ne olduğunu bilmiyorsunuz, bazen beklentiniz büyük oluyor ama açınca ; sürprizle karşılaşıyorsunuz. Çünkü konu tersten de ele alınsa şaşırmanız için tek neden var: Sürpriz...
Halbuki devran ne güzel yürüyordu değil mi? Sen bana karışma, ben de sana. Kutulardan ne çıkarsa çıksın , ister gemicik ister fenercik , şaibeli sınavlar, yandaş- candaş atamalar, kul hakkı, vatan- millet kaygısı... Bu ülkenin yarısının iktidar yaptığı kişiler, kutsal ortaklık kurarak beyt'ül malı kardeşçe, dostça ve gayet âdilâne paylaşıp kendi aralarında bölüşürken ne oldu da bu tekere çomak sokuldu? Bu insanlar üstelik referanslarını da güzel ahlâkı öne çıkaran ve "Ey Allah'ım! Beni yoksul olarak yaşat. Yoksul olarak benim canımı al. Kıyamette beni yoksullar topluluğuyla beraber dirilt." diyen Efendimizden aldıklarını söyleyerek günaha da girmektedirler. ''Yoksulluk benim gururumdur.'' sözüyle Efendimiz herhalde bunları değil başkalarını kasdetmektedir.
Ne demişti iki gömlek değiştirenlerden biri; "Harun gibi gelip ,Karun gibi gitmeyeceğiz , Firavunlaşmayacağız." Niçin bazılarının politik tercihleri her şeyin önünde bulunmaktadır?
Bazılarının dilinden düşürmedikleri Osmanlı'nın kurucusu Osman Gazi'nin terekesinde bakın neler vardı; sarıklık bez, iri taneli bir tesbih, at için zırh takımı, bir tuzluk, bir kaşıklık, bir çift çizme, kırmızı renkli sancaklar, sade bir kılıç, bir tirkeş, bir mızrak, birkaç at ve misafirlerine ikram için beslediği üç sürü koyun.
Son söz Kutadgu Bilig'ten olsun;
"Hükümdarlığın temeli doğruluktur. Hükümdarlar doğru olursa, dünya huzura kavuşur. Güneşe bak, küçülmez, bütünlüğünü daima muhafaza eder, parlaklığı hep aynı şekilde kuvvetlidir. Hükümdarın tâbiatı da ona benzer, doğruluk ile doludur ve hiç bir vakit eksilmez. Saadetle yükselmek için insana doğruluk lazımdır. İnsanlık doğruluğun adıdır. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir, insan az değil, doğruluk azdır. Hükümdarın sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın. "