LİDERLER VE GERGİNLİK

Ülkemizde, siyasetçiler, saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. O nedenle de geçmişteki siyasi literatürde yapılan hataları sürekli tekrar ediyorlar. Mazi deki gerginlikleri de hala sürdürüyorlar. İşin ilginç...

Ülkemizde, siyasetçiler, saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. O nedenle de geçmişteki siyasi literatürde yapılan hataları sürekli tekrar ediyorlar. Mazi deki gerginlikleri de hala sürdürüyorlar. İşin ilginç yanı, görüşleri ile bir fasit daire içinde dönülüp duruluyor. Bundan sora da gerginlikler, suçlamalar, kutuplaşmalar ve zıtlaşmalar da kaçınılamaz oluyor.
Nitekim son günlerde, siyasi parti genel başkanları arasında, söz düellosu, kamuoyunu rahatsız edecek boyuta ulaştı. Meydanlarda ve TV programlarına katılan konuşmacılar, lehte ve aleyhte çok şey söylüyorlar. Rahmetli Uğur Mumcu' nun, " TARTIŞMA YERİNE KAVGA, DİNLEME YERİNE SUÇLAMA, YANITLAMA YERİNE SALDIRI, BİZİM YAPTIĞIMIZ BU İŞTE! " görüşünü de doğruluyorlar.
Doğrudur, eleştirinin ve tartışmanın, geçmediği yer ve durum yoktur. Eleştiri ve tartışma yaşamın parçaları, daha doğrusu bütünü içindedir. Ondan da kimse uzak ve ilgisiz kalamaz. Öyleyse, HOŞGÖRÜ, BAŞKALARINA SAYGI, ANLAYIŞ... Uygarlığın temeli, yaşam biçimi budur. Demokrasi de bu temeller üzerine inşa edilir. Ama Parti ve Liderlerinin, icraatları bu tablonun tam tersidir.
Dikkat ediyoruz. Liderler, ülkeye ve kentlere, getirisi olmayan sözlerle gündemi meşgul ediyor, toplumu da geriyorlar. Karşılıklı olarak da, halkı tedirgin eden, hiçte hoş olmayan sözler söylüyor, suçlamalarda bulunuyorlar. En kötüsü ise, geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimize, kötü örnek oluyorlar.
Seçmen ise Liderin, kısır çekişmelerini, alkışları ile teşvik ediyor. Yanlışlıklarına da ortak oluyor. Bu durum gösteriyor ki toplum olarak hala çağımızın liderini anlamaktan çok uzağız. Lider konumunda olan insanlardan, adeta mucize bekleniyoruz. Oysa çağımızda, lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların, üzerinde odaklanan reklam kampanyaları, ulusal bazda hala pirim yapıyor ama Lider "EKİBİ" ve "PROĞRAMI" ile liderdir.
Ülkemizde liderler ve siyasetçiler arasında, ciddi gerginlikler ve kırgınlıklar yaşanıyor. Proje ve hizmet üretmek yerine, geçmişin hesabı yapılıyor, kişisel hatalar kamuoyu ile paylaşılıyor.. Oysa Partilerdeki bu gelişmelerden, Lider ve parti teşkilatının da sorumluluğu var. Ancak Partilerde parti iç demokrasi olmadığı için lider ve adaylar, tek söz sahibidir. Durum bu olunca da elbette fatura lider ve adaylara kesilecekti.
Son günlerde, AKP, MHP ve CHP Genel Başkanları, arasındaki gerginlik, kalıcı hale geldi. Maalesef üç liderde, "GERGİNLİK" stratejisinden, medet ummakta kararlı görülüyor. Oysa Siyasi parti liderlerinin, özellikle de iktidar partisinin görevi, ülkede gerginlik yaratmak değil, mevcut ve oluşması muteber gerginlikleri, ortadan kaldırmaktır.
Ülkemizde, bazı parti liderleri, hala geçmişteki yöntemlerini tesiri altındalar. Ucuz ve çağ dışı yöntemlerle de, gündemde kalmak istiyorlar. Hâlbuki XXI. yüzyılda, bir kadro hareketi öne çıktı. Ama liderlerimiz, hala dünyadaki bu gelişmelerin, ya farkında değiller, ya da geçmişteki alışkanlıklarının sürdürmekte kararlılar.
Aslında, çok da görmemek lazımdır. Çünkü yıllarca partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Gerginlikler ise gündemi sürekli işgal etti. Bunun toplum ve insanımız için bir "EĞITIM" olduğu da, sürekli gözardı edildi.
Oysa geliş ülkelerde, olduğu gibi, ülkemizde de eğitimi toplum yapar. Parti Genel Başkanları, siyasiler ve kişi/kişilerin her tavrı, bir eğitimdir. Bu eğitim alan, insanlarımız aynı yoldan yürüyecekler, onların tutum ve davranışlarını benimseyerek de, siyasi ve günlük yaşamlarına, hakim kılacaklardır.
Türkiye' de, siyasi parti liderleri, yönetirken yenilik yapmıyor, geçmişteki liderlerin misyon vizyonlarını adeta tekrar ediyor. Uzun vadeli düşünmüyorlar, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme çaba ve gayreti içinde oluyorlar. Hatalarını kapatmak içinde, sürekli gündem yaratıyorlar. Tüm dünyada, parti liderleri ve belediye başkanları, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü bir kişiliği vardır. Stratejik ortaklıklar ve güç birlikleri oluştururlar. Zamanı iyi kullanır, baskı altında bile kontrolü kaybetmezler. Kendi kedilerini de disipline ederler. Hatalarını tekrar etmezler. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Örnektir. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir. Bizde de öyle mi?
Siyasetteki, bunca hercümercin bir tek anlamı var.
Türkiye'de partiler, özellikle de liderler, "DEĞİŞEMEMENİN" krizini yaşıyorlar.

Haberleri