MADENLER VE ESKİŞEHİR EKONOMİSİ

Türkiye ve Eskişehir, kendi iç dinamiklerimizi harekete geçirerek, devletin sağlayacağı desteklerle, özel sektör ağırlıklı bir yatırım trendinin önümüzdeki dönemde oluşturulması gerekiyor. Ekonomide, dinamizmin göstergesi...

Türkiye ve Eskişehir, kendi iç dinamiklerimizi harekete geçirerek, devletin sağlayacağı desteklerle, özel sektör ağırlıklı bir yatırım trendinin önümüzdeki dönemde oluşturulması gerekiyor. Ekonomide, dinamizmin göstergesi yatırımlardır. Yeterince yatırım yoksa ekonomide, toparlanma da istenen hızda olmayacaktır. Ancak bu hedefler sözde değil özde olmalı ve hayata da geçirilmelidir.
Eskişehir, madenleri ve tarıma alanları yanında, özellikle de hassas mekanikteki bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü, iki üniversitesi ile ülkemizin en önde gelen kentlerinden biridir. Ancak bir türlü, arzu edilen kalkınmayı gerçekleştiremedi.
Ayrıca Eskişehir, maden bakımından zengin bir ilimiz. Ancak yerel safi hasılaya katkısı yok denecek kadar az. Oysa il bazındaki madenler, sanayimizin motoru haline getirilmiş olsa idi, Bugün Eskişehir ekonomisi ve sanayisi de çok iyi yerde olacaktı.
Aslında ESO Başkanlarından, Rahmetli Mümtaz Zeytinoğlu döneminde, İldeki madenlerin sanayinin motoru olması hususunda, girişimler oldu. Hatta bazı kararda alındı ama daha sonra gelen, ESO yönetimleri aynı duyarlılığı göstermedi.
Sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin kalkınmasında sürükleyici bir rol oynar. Madencilik, sanayinin itici gücü, katma değeri en yüksek olan ve kaynak yaratan önemli bir sektördür. Ayrıca madencilik sektörü, istihdam ağırlıklı bir sanayi dalıdır. Bu yönden kısmen de olsa, işsizliği giderme özelliği taşımaktadır.
Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde gördük ki, Türkiye'de girişicilerimiz, madenlerin işletilmesi hususunda istekli değiller. Nitekim Kaymaz Altın Maden Yatağını İşletecek olan, TUPRAĞ Şirketi Yöneticilerine, neden Türk ortaklarla bu işi yapmadıklarını sormuştum. Beni dikkatle dinledikten sonra, "Biz madenin işletilmesi için, Koç ve Ezacıbaşı' na teklif götürdük. Ancak, kabul görmedi. Mecburen yabancı ortakla, iş yapmak zorunda kaldık" demişti.
Öte yandan Türkiye ve Eskişehir, jeolojik konumu, madenler yönünden oldukça olumlu potansiyele sahiptir. Ancak madenlerimizin genel ve yerel safi hasılaya katkısı arzu edilen seviyede olmadığı gibi, yasalar ise, ülke menfaatlerini gözetecek nitelikte değildir. madenlerle ilgili yasalarda ciddi boşluklar var.
Nitekim Bergama Ovacık'ta, altın çıkartan, Normandy madencilik Şirketi, deneme üretimine başladığı Mayıs 2001 tarihinden, 2002 tarihine kadar 4 bin 523 kilo cevher üretti. "Dore" adı verilen bu cevher, Türkiye'de KDV ödememek için İsveç'e gönderilerek ayrıştırıldı ve 2 ton 113 kilo altın ile 2 ton 415 kilo gümüş elde edildi. Şirket devlete tek kuruş vermeden 19 milyon doları kasasına indirdi. Oysa Normandy Madencilik Şirketi, o güne kadar, işçi maaşı elektrik gideri, mal ve hizmet KDV' si ve harçlar toplamı olarak, 7 milyon dolar harcama yapmıştı.
Elbette Türkiye ve Eskişehir'deki madenler işletilerek, ülke ekonomisine katkıda bulunmalıdır. Ancak, bu kaynaklarımız, yeteri kadar geliştirilememiş ve ülkemizin kalkınmasına istenen katkıyı sağlayamamıştır. Gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak için, yeni yasalar çıkartarak, madenlerimizi, ülkemiz ekonomisinin motoru yapmamız gerekiyor.
Öte yanda ülkemizde ve Eskişehir'de, modern madenciliğin gereği olmasına rağmen, madenciliğimizi, çevresel boyutu ile değerlendirememekteyiz. Bu konu ile tüm tarafların sorunları ve çevre konusunda tereddütleri vardır. En önemli tereddütler ise, yasal boşluklar, temel ilkelerin olmayışı, bilgisizlik, bağımsız bir arabulucu ve taraflar arasında yeterli diyalogun olmayışıdır.
Türkiye'de, bir "MADENCİLİK BAKANLIĞI" kurulmalıdır. Çünkü madencilik, ciddi bir iştir. Madencilikle ilgili faaliyetleri bir bakanlık bünyesinde toplamak yerinde bir karar olacaktır. Ancak, kurulacak bakanlıkta politika rüzgârları esmemelidir. Bakanlık bünyesinde ve bağlı kuruluşlarında, işini gerçekten bilen ve bilgili kişilerden oluşan güçlü kadrolar kurulmalıdır. Lobiler ve çıkarcı gruplar, bakanlıktan uzak tutulmalıdır. Ayrıca taraflar arasında meydana gelecek anlaşmazlıkları çözecek "Bağımsız Kurullar" oluşturulmalıdır.
Eskişehir BOR ve TORYUM açısından ülkemizin en zengin kentidir. O nedenle de bu madenlere sahip çıkılmalı ülke ve Kent ekonomisini kazandırmak içinde her kesim elini taşıan altına koymalıdır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, (TÜBİTAK), geleceğin en stratejik yeraltı kaynakları arasında gösterilen bor ve toryum konusunda kolları sıvadı. Kurum, bünyesindeki araştırmalardan elde ettiği yılların birikimine dayanarak, bor konusunda bir ön raporu Başbakanlığa sunmuştu.
Eskişehir, bünyesindeki madenlerin işletilmesi için, ya yabancı, ya da Türk şirketleri ile ortaklık zemini aramalı veya ETO ve ESO' nun rehberliğinde, İl bazında güçlü bir şirket kurup, madenleri OSB' de işleyerek, ülke ve kent ekonomisine kazandırmalıdır.

Haberleri