MADENLERİMİZ

Kaymaz, Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde, genç bir maden mühendisi, " mücadelenizi, takdirle karşılıyorum. Bugünkü şartlarda, yabancılar madenlerimizi bedavaya kapatır. Zararı yok, bizler istifade etmeyelim. Gelecek...

Kaymaz, Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde, genç bir maden mühendisi, " mücadelenizi, takdirle karşılıyorum. Bugünkü şartlarda, yabancılar madenlerimizi bedavaya kapatır. Zararı yok, bizler istifade etmeyelim. Gelecek nesiller, belki akıllı olur, bu madenlerimizi kendi insanımızın yararına işletir" demişti.
Maalesef genç mühendis kaygılarında haklı çıktı. Siyasi iktidarın çıkardığı yasalarla, vatan toprakları, altıdaki zenginlikler adım adım yabancılarının eline geçiyor. Yabancı maden arama şirketleri, Türkiye'de, arzu etmeyen boyutta bir arazide, maden arama ve işletme ruhsatını eline geçirdi
Konuyla ilgili olarak, Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, AKP Hükümeti tarafından 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM'den geçirilen 5177 sayılı değişiklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu'na dikkat çekerek, bu yasalarla yabancı sermaye maden işletme ruhsatı alma konusunda, büyük kolaylıklar sağlandığını ifade ettiler.
Yasayla birlikte, Türkiye'nin birçok maden sahasında yabancı şirketlerin maden arama ve işletme konusunda, önünün açıldığını vurgulayan yetkililer, özellikle Karadeniz bölgesinde altın, gümüş, bakır, çinko gibi, madenlerinin yabancı tekeller tarafından işletildiğine dikkat çektiler.
Yabancılara satılan topraklarımızı, parselleyen yabancılar, yeraltı kaynaklarımıza da el koydu. Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, 5 Haziran 2004'te TBMM'den geçirilen bir yasayla, yabancı şirketlerin, Doğu Anadolu bölgesine denk gelecek kadar alanın maden arama ve işletme ruhsatını eline geçirdiğini açıkladı.
Şimdi de yabancıları gözü Bor madenindedir. Çünkü Bor, yapıdan tarıma, temizlikten sağlığa, enerjiden elektroniğe çok geniş bir alanda kullanılan stratejik bir kaynaktır. Böylesi stratejik öneme sahip olan bu madenin dünya toplam rezervinin % 72`si ülkemizde bulunmaktadır.
Aslında Eskişehir' de, BOR' la ilgili girişimler oldu. Nitekim Bor' la ilgili bir yazımızdan sonra, ESO Genel Sekreteri Sayın Y. Emre Heper' " ...Bor madeni üzerine yazınızı okudum. Bu konuda son gelişmelerden bilgi vermek istiyorum. ESO ve iki üniversitemiz ile birlikte OSB kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgesi çok özet anlatımıyla bilimsel çalışmaları ve bunların ticarileşmesini teşvik eden bir merkezdir ve şu anda 20 ye yakın firma burada faaliyet göstermektedir. Onlardan bir tanesi de BORTEK ldt şti. tarafından Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, Aralık ayı başında odamızda yapılan bir törenle, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu Boren tarafından desteklenen, ilk özel projedir. " demişti. Ancak arzu edilen boyutta, bir gelişme olmadı.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, Borla ilgili mevcut çalışmalar yeterli değildir. Çünkü Bor'la ilgili olarak, aşılması gereken çok büyük engeller var. Eskişehir, bu alandaki engelleri aşabilmesi için, çalışmalarını, yerel, ulusal ve global alanda, sürekli ve kalıcı bir şekilde sürdürmek zorundadır.
Dünya bor rezervlerinin, büyük bölümü, Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Mastır Arama Projesi kapsamında, yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Türkiye 152 ülke arasında, 29 maden türünde yapılan üretim baz alındığında, 10. sırada yer alıyor. Ancak üretici ülkelerin, dünya pazarı içi payları sıralamasında yüzde 0.16 oranı ile 52.sırada. Uygulanan yanlış politikaların, sonucunda, yatırımı değil rantı teşvik ettiği görülüyor. Madencilik milli servet olmasına rağmen, ülkemizde bulunan madenler yabancı şirketler tarafından işletiliyor.
Hülasa Türkiye, kendi madenlerini işleyemiyor. Bazı madenleri ise çıkaramıyor bile. Maden yataklarımız, tamamen yabancı şirketlerin kontrolü altında. Türkiye'de 26 tane yabancı şirket maden çıkarıyor. Bu durum, Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının, yabancı şirketler tarafından sömürüldüğünün, en açık göstergesi. Daha da acı olanı ise Türkiye'nin bu durumu tersine çevirmek için, herhangi bir adım atmıyor oluşudur.
Tarhan Aykut isimli bir vatandaşın, elektronik mesajında, " Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri, İsrail askerleri tarafından, taşla kırılan insanların dramını yaşıyordu. Kıbrıs ta narinciye topraklarını, yüksek fiyatla veriyor, gerekçesiyle satanların çocukları, torunları, babalarını sattığı toprakları nasıl geri alacaklarını, acı acı düşünmekte ve doğa sonuç olarak da çaresiz kalmaktadır. Dünün toprak sahipleri, yarının, o topraklarda çalışan işçileri olacaklardır." haykırışı, herkese ders olmalıdır.

Haberleri