MADENLERİMİZ
Borla ilgili yazımızdan sonra, pek çok elektronik posta aldık. Bir okuyucumuzun Vatan toprağı ve madenlerimiz, bize atalarımızın mirası ve torunlarımızın da emanetidir. Bu emaneti gelecek nesillere, aktarmak zorundayız sözleri...
Borla ilgili yazımızdan sonra, pek çok elektronik posta aldık. Bir okuyucumuzun" Vatan toprağı ve madenlerimiz, bize atalarımızın mirası ve torunlarımızın da emanetidir. Bu emaneti gelecek nesillere, aktarmak zorundayız" sözleri dikkat çekti.
Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde de genç bir maden mühendisi, " ...Mücadelenizi, takdirle karşılıyorum. Bugünkü şartlarda, yabancılar madenlerimizi bedavaya kapatır. Zararı yok bizler istifade etmeyelim. Gelecek nesiller, belki akıllı olur, bu madenlerimizi kendi insanımızın yararına işletir" demişti.
Genç mühendisin, korkuları doğru çıktı. AKP Hükümeti'nin, çıkardığı yasalarla, yer altıdaki zenginliklerimiz, AKP'nin uyguladığı politikalar sonucu, Türkiye yabancı şirketler için, kar sahası haline gelirken, alternatifi olmayan kaynaklarımız, yabancı sermayenin insafına bırakıldığı söyleniyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet SEZER tarafından, halkın yoğun tepkisi üzerine veto edilerek, TBMM'ye iade edilen, 5574 sayılı "Türk Petrol Kanunu," birkaç basit değişiklikle meclisten geçti. Düzenleme ile kamuya ait olan ve 'milli menfaatler' kapsamında Türkiye'nin, petrolünü arayan, TPAO özelleştirilmesinin, yolu da açılmış oldu.
Konuyla ilgili olarak, Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, AKP Hükümeti tarafından 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM'den geçirilen 5177 sayılı değişiklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu'na dikkat çekerek, bu yasalarla yabancı sermaye maden işletme ruhsatı alma konusunda, büyük kolaylıklar sağlandığını ifade ettiler.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, maden kaynaklarının alternatifi olmadığını belirterek, Türkiye'ye son yıllarda, giren yabancılar daha çok altın madenleri başta olmak üzere, krom, nitel madenlerine ciddi yatırımlar yaptılar ve yasalarda bunlara göre değiştirildiğini belirttikten sonra, "Türkiye madenlerini hammadde olarak ihraç ediyor. Üretiyoruz, hamallığını yapıyoruz, çıkarıyoruz ve hammadde olarak çok ucuz fiyatlarla madenlerimizi yurtdışına satıyoruz." ifadesini kullandı.
Ülkemizde, 2005'ten önceki yıllara göre, yüzde 274'lük artışla 15 bin 149 ruhsat başvuru olurken, 11 bin 305 başvuru ruhsata bağlandı. 2006'da ise 18 bin 208 başvurudan 13 bin 866'sına ruhsat verildi. 2006'da, ruhsat başvurularında bir önceki yıla göre yüzde 20, başvuruların ruhsata bağlanma oranı ise yüzde 22 arttı. Bu rakamlar içinde 51 yabancı ortaklı şirkette bulunuyor.
Yabancılara verilen topraklarımızı parselleyen yabancılar, yeraltı kaynaklarımıza da el koydu. Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, 5 Haziran 2004'te TBMM'den geçirilen bir yasayla, yabancı şirketlerin, Doğu Anadolu bölgesine denk gelecek kadar, alanın maden arama ve işletme ruhsatını eline geçirdiğini açıkladı.
Türkiye'de, milyonlarca metrekare toprak ve binlerce konut satın alan yabancılar, ülke genelindeki maden arama ve işletme yetkisini, önemli bir kısmını da ellerine geçirdikleri, ABD ve İngiltere sermayeli Rio-Tinto firması, Doğu Anadolu büyüklüğündeki bir alanda, maden arama ve işletme yetkisini tekeline aldığı söyleniyor.
Tapu ve Kadastro eski Genel Müdür Yardımcılarından, Sayın Orhan ÖZKAYA, Türkiye'nin madenlerinin yabancı şirketlerin eline geçtiğini belirttikten sonra: "Türkiye'nin, madenleri bizim elimizden çıkmaktadır. Son maden yasası ile Türkiye madenlerinin tamamı yabancı şirketlerin ve Angloamerikan şirketlerin eline geçmiştir. Madenlerin bu durumu, Türkiye'ye, gelecekte madenler konusunda, çok sıkıntı yaşatacak." Sözleri ile uyarmıştı
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu"nun, CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz"un, soru önergesine verdiği yanıta, Türkiye"de maden arayan şirketlerin büyük çoğunluğunun yabancı sermayeyle kurulmuş şirketler olduğunu ortaya koydu. Türkiye cumhuriyeti mevzuatına göre, kurulan yabancı ortaklı şirketlerin büyük bölümünde yerli sermaye payı ise yok denecek kadar az.
Yabancılar tarafından, madenlerin ve vatan toprağının, yabancılar tarafından ele geçirilmesi, siyasi ve kültürel bağımsızlığımızın, elde çıkarılmasıdır. Atalarımızın canı pahasına aldığı vatan topraklarındaki, madenlerimizin, kısa dönemli ekonomik çıkarlar için, yabancılara devredilmesinin, gelecekte ciddi problemleri de beraberinde getirecektir.
Nitekim Tarhan Aykut isimli bir vatandaşın, elektronik mesajındaki" Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri, İsrail askerleri tarafından taşla kırılan insanların dramını yaşıyordu. Kıbrıs ta narinciye topraklarını, yüksek fiyatla veriyor, gerekçesiyle satanların çocukları, torunları, babalarını sattığı toprakları, nasıl geri alacaklarını acı acı düşünmekte ve doğal sonuç olarak da çaresiz kalmaktadır. Dünün toprak sahipleri, yarının o topraklarda çalışan işçileri olacaklardır." İfadelerinden, ders ve ibret alınmalıdır.