Merkez Sağ oylarını yok sayan sandıktan çıkamaz

Eskişehir’in bugünkü siyasi tahlilini yapabilmek için şehrin geçmişten bugüne kadar gelen siyasi düşüncesini irdelemek gerekir.(br)1940 lı yıllardan itibaren bakıldığında Eskişehir’in "Merkez Sağ" düşüncesi ile hareket...

Eskişehir'in bugünkü siyasi tahlilini yapabilmek için şehrin geçmişten bugüne kadar gelen siyasi düşüncesini irdelemek gerekir.(br)1940 lı yıllardan itibaren bakıldığında Eskişehir'in "Merkez Sağ" düşüncesi ile hareket ettiğini görmek mümkündür.(br)Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi...(br)Hemen her seçimde Merkez Sağ'ın bu partilerine yönelmiştir Eskişehir seçmeni.(br)Hemen her seçimde bu saydığımız partilerin Eskişehir'de aldığı oy oranı, Türkiye ortalamasının üzerinde olmuştur.(br)Yine hemen her seçimde Sol, Merkez Sağ partilerinin gerisinde kalmıştır.(br)Kısacası...(br)Eskişehir, seçmen dağılımı bakımından Merkez Sağ düşünceye sahip bir şehirdir.(br)Sözünü ettiğimiz yıllar içinde MHP ile Refah-Fazilet çizgisinin çok da teveccüh görmemesi işte bu yüzdendir.(br)Tercihini her seçimde Merkez Sağ partilerinden yana kullanan Eskişehir seçmeninin öyle saplantısı falan da yoktur aslında...(br)Her ne kadar Merkez Sağ düşünceye sahip olsa da, gerekli gördüğünde oyunu Sol bir partiye ve adayına verdiği olmuştur.(br)Selami Vardar'ın aralıklarla iki dönem Belediye Başkanı seçilmesi bunu yeterince açıklar.(br)Bu da açıkça göstermiştir ki, Eskişehir'de ki Merkez Sağ da yer alan insanların bu düşünceleri "Kemikleşmiş ve değişmez" değildir...(br)İşte...(br)Yılmaz Büyükerşen'in Sol bir partinin adayı olarak üç dönem üst üste seçilmesinin altında yatan gerçek, Merkez Sağ düşünceli insanlara bir şekilde hitap edip, oylarını alabilmesidir.(br)Öte yandan...(br)İktidar Partisinin iki dönemdir, özellikle Mahalli seçimlerde ki başarısızlığının altında yatan da, Merkez sağ oylarını bir türlü partiye getirememesi olmuştur.(br)Sonuç olarak...(br)Genel eğilimi Merkez Sağ olan Eskişehir seçmeninin oyunu hem de üç seçimdir üst üste alabilen Büyükerşen, bu konuda bir mucize geçekleştirirken, aynı oyu üstelik Sağ bir parti olarak alamayan iktidar partisi, Eskişehir'de benzeri bir mucizeye resmen imza atmaktadır.(br)Netice itibarıyla...(br)Muhtemelen önümüzde ki Mahalli seçimlerin sonucunu da belirleyecek olan, Eskişehir'deki Merkez sağ düşünceli insanların tercihi olacaktır.(br)Her ne kadar ortada Merkez sağ adına bir parti olmasa da, Eskişehir'de bu düşünceyi bünyesinde barındıran yüzde 10-15 lik bir kesimin hala var olduğuna inanmayanlar, bunun varlığını seçim sandığında zaten bizzat görecektir.(br)Söyleyeceğimiz şu ki...(br)2014 yılının Mart ayında yapılacak olan mahalli seçimlerde, sandıklar açıldığında ortaya çıkan sonuç...(br)Merkez Sağ oyların kimi kazandırıp, kimi sandıkta bıraktığını gösterecektir.(br)Bundan hiç kuşkunuz olmasın...
----------------------------
Hadi trafiği ihlal eden etsin artık...
Kentte yaşamak gerçekten kolay olmayan bir meziyet.
Öncelikle, kentte yaşamanın bedelini göğüslemek hatta ödemek gerekiyor.
Dahası...
Kentte yaşamanın bazı kuralları var.
Bu kurallara uyulduğunda, yaşam daha da kolay oluyor.
Uyulmadığında ise...
Yaşam olabildiğince zorlaşıyor.
Kalabalık kentlerin en büyük sorunlardan biri, Trafik.
Bağlantılı olarak da Ulaşım.
Trafik kurallarına uyulduğunda, her ne kadar alt yapı eksik de olsa, belli bir düzen içinde akıp gidiyor trafik.
Ancak...
Kurallar ihlal edildikçe , alt yapı olsa da karmaşa ortaya çıkıyor.
Kentlerde, kurallara uymayanlara çeşitli yaptırımlar getirilmiş.
Bunların başında da cezalar var.
Bazı insanlar, cezaların caydırıcı olmadığını söyler.
Aslına bakarsanız, cezaların caydırıcı olmadığını düşünmüyoruz.
Zira, trafikte öylesine kural ihlali yapanlar var ki...
Bu insanlara olabildiğince ceza verilmesinden yanayız.
Adam, kırmızı yanmasına rağmen "Ne olacak geçeyim" diyor. Geçiyor da. Onun kırmızı ışığa rağmen geçmesi, trafiği anında kilitliyor. Kuralı göz göre göre ihlal eden kişi, diğer sürücülerin hakkını da ihlal ettiği umurunda bile olmuyor.
Bir başkası, kırmızı ışıkta gelip, yaya geçidi üzerinde duruyor. Sanki her yer ona aitmiş gibi...
Yolda giderken, arkanızda sürekli selektör yakanlar, durup dururken acı acı korna çalanlar, yol kenarındaki suyu yayaların üzerine sıçratanlar...
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Anlayacağınız, bunları yapmaktan bir türlü vazgeçmeyenlere, yapılacak en güzel şey, cezadır.
Varsın ceza caydırıcı olmasın...
Hiç olmazsa...
Hata yapan ve yaptığı hatayı her defasında tekrarlamayı adet haline getirenlerin...
Cepleri de canları da şöyle bir yansın...
Eskişehir'de yeni bir uygulama başlıyor.
Şehrin merkezinde ve çevreyolunda hız sınırı kameralar aracılığıyla görüntülenecek.
Hız sınırını aşanlara cezaları plakalarına yazılarak evlerine gönderilecek.
Hadi şimdi trafiği ihlal eden etsin...
---------------------------
Bir taraftarın dikkatini çekmiş...
Süper ligde maçlar başlamadan önce İstiklal Marşı okunuyor hep bir ağızdan.
Türk Futbolcular," Hazır ol" vaziyetinde ve eşlik ederek dinliyorlar İstiklal Marşını.
Yabancı futbolcular ise Sağ ellerini kalbinin üzerine koyarak dinliyor Marşın bitmesini.
Eskişehirsporlu bir taraftarın dikkatini çekmiş...
-"Eskişehirspor Kulüp başkanı Mesut Hoşcan da tıpkı yabancı futbolcular gibi Sağ elini kalbinin üzerine koyarak İstiklal marşına eşlik ediyor" dedi önce.
Ardından da...
-"Maça çıkan takım oyuncuların ellerinden tutan çocuklara da dikkat ettim. Onlar da tıpkı yabancı futbolcular gibi İstiklal marşını ellerini kalbinin üzerine koyarak dinliyorlardı" dedi.
Hiç bir şey ima etmeye falan çalışmıyoruz...
Sadece bir taraftarın dikkatini çeken konuyu burada paylaşıyoruz.
Eğer durum söylenilen gibiyse yanlış yapılıyor.
Zira...
İstiklal marşı "Hazır ol" vaziyette ve Türk Bayrağına dönülerek yapılır...
Yabancılar nasıl dinlerse dinlesin...
-----------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adam New York'ta lüks bir randevu evinin kapısını çalar:
Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum.
Bir... Dakika efendim.
Adamı içeri alırlar. Bir sure sonra çok güzel bir kadın merdivenlerden iner:
Beni aramışsınız.
Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Tamam ama benim tarifem biraz pahalıdır. Geceliği bin dolar.
Parası önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Beraberce yukarı çıkarlar. Geceyi birlikte geçirirler. Ertesi gün adam yine randevuevine gelir.
Samantha ile görüşmek istiyorum.
Beyefendi başka kızlarımız da var.
Umurumda değil, Samantha ile görüşeceğim.
Samantha gelir: Yine mi sen!
Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Yalnız fiyatımı hatırlıyorsun değil mi? Bin dolar.
Hiç önemli değil. Ben geceyi seninle geçireceğim.
Birlikte yukarı çıkarlar, o geceyi de beraber geçirirler.Ertesi gün,ayni adam, ayni randevuevi:
Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum.
Samantha aşağı iner:
Tanrım, yine mi! Bak, devamlı müşterilere indirim falan yapmıyorum. Fiyatım ayni, bin dolar.
Önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Yine yukarı çıkarlar. İslerini bitirdikten sonra:
Benden bu kadar hoşlanman çok güzel ama anlayamıyorum. Üç gece üst üste bana bin dolar ödedin. Nerelisin sen?
-"Tel Aviv."
Tel Aviv mi? Benim kız kardeşim de Tel Aviv'de yaşıyor.
-"Biliyorum, sana getirmem için bana üç bin dolar verdi.."

Haberleri