Milletvekilleri her zaman, sözünden çıkmayacak ve kendine tabii olacak Belediye Başkanları ister ama...

Partilerin seçilmiş isimleri arasında öteden beri büyük bir güç gösterisi yaşanır.Pek çoğu su yüzüne çıkmasa da, her seçilmiş isim partisinde tek yetkili ve karar verici olmak ister.O yüzden…Kendisi gibi seçilmiş ve aynı...

Partilerin seçilmiş isimleri arasında öteden beri büyük bir güç gösterisi yaşanır.
Pek çoğu su yüzüne çıkmasa da, her seçilmiş isim partisinde tek yetkili ve karar verici olmak ister.
O yüzden...
Kendisi gibi seçilmiş ve aynı pozisyonda olan arkadaşlarının bile, kendisine tabii olması için gayret sarf eder Milletvekili.
Tüm çaba "Bu parti bu şehirde benden sorulur" imajını yaratmak içindir.
Çünkü...
Bu imaj yaratıldığında bıçağın önünün de arkasının da keseceğini çok iyi bilir.
Kısacası...
Aynı parti amblemi altında olmalarına rağmen, birbirini pek sevmez partilerin seçilmiş isimleri.
En çok da Milletvekilleri ile Belediye Başkanları arasında yaşanır bu güç gösterisi.
Milletvekilleri, partinin etkin isimleri oldukları düşüncesiyle, iplerin sürekli elinde olmasını ister.
Belediye Başkan adaylarının belirlenmesinde de etkin rol oynadıkları algısını yayarak, seçilen Belediye Başkanının da kendisine bağlı, sözünden çıkmayan ve her söylediğini yerine getiren isimler olmasına dikkat eder.
Buna karşılık...
Belediye Başkanları ise, seçilinceye kadar bu istenilenleri aynen yapar.
Sırf aday olabilmek için Milletvekilleri etrafında adeta pervane olur.
Bir dediklerini iki etmez.
Seçilip, Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunda ise, güçleri de eline geçirdiğinin kısa sürede farkına varır.
Artık dere geçilmiştir.
Devasa Belediye bütçelerini yönetmenin de vermiş olduğu cesaretle, Milletvekillerini vitesten atıverir.
Zaten...
Çevrenin ilgisi de haliyle Belediye başkanlarına çevrilir.
Belediye Başkanı böylece bir anda partinin en önemli ismi oluverir.
Esnafı Tüccarı, Belediyeden işi olanlar ve çocuğuna yakınına iş arayanlar doğruca etrafında toplanıverirler.
Bir müddet sonra, aday olabilmek için Milletvekillerinin bir dediğini iki etmediğini unutan belediye Başkanları, seçilip koltuğa oturduktan sonra "Milletvekili de kim oluyor. Ben bu şehrin belediye başkanıyım" demeye başlar.
Bu durum Vekillerin hiç mi hiç hoşuna gitmez.
Ve sonuçta...
Aralarında gizliden gizliye bir mücadele başlar ki, bu görünmez kavga bir daha ki seçime kadar uzanır.
Eskişehir'de bu durum, bugüne kadar hep böyle olmuştur.
Bu şehirde belediye Başkanlığı yapan Sezai Aksoy, Selami Vardar ve Aydın Arat, ne kendi partisinin yöneticileri ile, ne de kendi partisinin Milletvekilleri ile anlaşabilmiştir.
Hali hazırda Belediye Başkanlığı yapan Büyükerşen'in de durumu farklı değildir.
Netice itibarıyla...
Milletvekilleri, sözlerinden çıkmayacak hatta Belediye'yi kendi istedikleri gibi yönetecek bir belediye başkanı ister.
Bu Belediye başkanının, uzaktan kumanda ile yönetilebilecek biri olmasını tercih eder.
Sonunda, bu özellikte olduğunu zannettiği bir aday bulunup çıkartılır ama...
Koltuğa oturan Belediye başkanı, böyle olmadığını milletvekillerine en kısa sürede hissettirir.
Hem de "Artık güç bende" diyerek yapar bunu...
.......
Mardin'den de
çıkmış bir
Cömert...
Eskişehir'e gelen Star gazetesinin densiz yazarı Eskişehir'i Fuhuş kenti yapıp gitmişti ya...
Benzeri bir durum da Mardin'de yaşanmış.
Mardin Yeşilay şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, bırakmış sigaranın içkinin zararlarını bir tarafa "Üniversitenin kurulmasıyla birlikte şehrimize ahlaksızlık geldi" demiş.
Neymiş?
Kızlarla oğlanlar el ele dolaşmaya başlamış.
Ne diyelim?
Demek ki bunlardan bir hayli çok var ülkede.
Sözünü ettiğimiz bu Mardin'deki adam kısa bir süre sonra o malum gazetede yazmaya başlarsa şaştırmayın.
Çünkü...
Bu adamda da, tıpkı diğerinde olduğu gibi büyük bir cevher var!

.....
CHP'de yönetici olanlara adaylık yolu kapanıyor mu?
Cumhuriyet Halk Partisi'nde, önümüzde ki mahalli seçimlere hazırlanan yöneticiler var.
Bazıları Belediye Başkan adaylığına hazırlanıyor.
Bazıları ise Meclis üyeliklerine.
Adaylığı kafaya koymuşlar.
Hesaplarını da yapmışlar.
Sürecin tamamlanmasını bekliyorlar.
Kısacası...
Görevlerinden istifa edip, adaylığa hazırlanıyorlar.
CHP de böylesine bir beklenti süreci yaşanırken, partinin ikinci adamı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış.
Adnan Keskin, partinin il ve ilçe Başkanları ile yöneticilerinin istifa edip aday olmalarına sıcak bakmadığını söylemiş.
Hatta...
-"Bu yönetici arkadaşlar duyarlı davranmalı. İstifa etmeyerek partinin başarısı için fedakârlıkta bulunmalı" demiş.
Adnan Keskin'in "İl ve İlçe Başkanlarının görevlerinden istifa edip aday olmasına sıcak bakmıyorum" demesi, şimdilik bir temenniden ibaret.
Ancak...
Bunu söyleyen isim, partinin Genel Başkandan sonra gelen en etkili ismi.
Belki bu temenni yazıya dökülüp, karar olarak da çıkabilir.
Böylece...
Yöneticilerin aday olmasının önü kesilebilir.
Eğer böyle olursa...
Bu durum Eskişehir'de adaylık hayali kuran çoğu kişinin pek de hoşuna gitmeyecek sanırız...
.........
Biraz da gülmek lazım
Temel'le Dursun gezerlerken bir kilisenin önünden geçerler. Temel, Dursun'a "Ula Dursun 5 dakika bekle bi günah çıkartayım". Temel Kiliseye girer Papaz gelir. "Söyle evladım ne günah işiledin?" Temel: "Zina işledim".
Papaz: "Kiminle".
Temel: "Sanane ya çıkar günahımı gideyim".
Papaz: "Ha felanca adreste bir karı var onunlamı zina ettin".
Temel: "Yoo".
...... ... ... Papaz: "Ha felanca yerde bi karı var onunlamı iş tutuyon".
Temel: "Yoo"
Papaz: "Felanca adreste bir kumarbaz var eve gitmiyo onun karıyımı beceriyon".
Temel: "Yok ya sanane çıkarsana günahımı gideyim".
Papaz:" Çıkarmıyom lan yürü git"
Temel'i görünce Dursun: Uyy Temel kardeşum tertemiz oldun günahlarından kurtuldun değilmu."
Temel:" Yok ula günahlarumdan kurtulmadum ama çok sağlam 3 tane adres aldum".

Haberleri