Milattan 2500 yıl önceydi. Çinliler tarafından bulunan mürekkep, yine Çinliler tarafından kullanılmaya yer arıyordu.
Artık Çinlilerden ithal mi ettiler, yoksa bir de onlar mı buldular o kadarını bilmiyoruz ama Mısırlıların da mürekkebi ilk kullanması aynı zamana denk gelir. Biz Mısırlıların yeraltındaki mezarlarından çıkarılan mürekkeple yazılmış papirüslerin yalancısıyız.
Romalılar ve Yunanlılar da bu mürekkep işinden kusur kalmadı. Sadece tablet ve kazı kalemi kullanmadılar. Mürekkeple de yazılar yazdılar. Temel maddesi zencefre, civa, sülfür ve kan taşından olan mürekkeple yazılmış parşömenlerine rastlanmaktadır. O zamanlar büyük ihtimalle mürekkebe de "mürekkebis" adını vermişlerdir.
Bizanslılar da bu işten geri kalmadı. "Bizim başımız kel mi?" diyerek, imparatorluk yazışmalarında kutsal mürekkep dedikleri kırmızı mürekkebi kullandılar. Fakat 470 fermanıyla bu mürekkebin özel yazışmalarda kullanılması yasaklandı.
Bu mürekkep işi Orta Çağ'a gelindiğinde bayağı bir moda oldu. Altın ve gümüş yaldızlı çeşitleri kullanılmaya başlandı. Siyah mürekkebin epey bir revaçta olduğu bugünlerden kalan yazmalar, mürekkebin kalitesizliğinden dolayı soluk ve yer yer silinmiş bir vaziyettedir.
18. yüzyılda büyük bir gelişim sürecine giren mürekkebin yapımında bilimsel yöntemlere başvuruldu. Rengarenk mürekkepler ortaya çıkmaya başladı.
Ve zaman geçtikçe hızını alamayan mürekkep gelişimi, dolmakalem mürekkebi, kopya mürekkebi, marka mürekkebi, tipografi, litografi baskılarda kullanılan yağlı, altın, gümüş, bronz yıldızlı matbaa mürekkebi gibi çeşitlerle piyasadaki yerini aldı.
Ve Türkler. Genellikle bezir yağının yakılmasıyla elde edilen bezir mürekkebini kullandılar. Musul mazısı, sirke, göztaşı ve temiz suyun kaynatılıp süzüldükten sonra içine Arap zamkı katarak elde ettikleri siyah mürekkebin kalitesini de kimseciklere bırakmadılar.
Mürekkep yapımının usulleri çok uzun bir süre gizli tutuldu. Yapım formüllerini yazarken herkes koluyla falan kapatıyordu. Her matbaacı kendi mürekkebini kimse yürütmesin diye büyük bir gizlilik içerisinde üretiyordu. Ancak 1818 yılında Pierre Lorilleux adındaki bir Fransız matbaacısı kafayı kullanıp bir mürekkep fabrikası kurarak, matbaalara toptan fiyatına perakende mürekkep satmak suretiyle paranın gözüne vurdu ve diğer mürekkep üreticilerini çatır çatır çatlattı.
Mürekkep
Milattan 2500 yıl önceydi. Çinliler tarafından bulunan mürekkep, yine Çinliler tarafından kullanılmaya yer arıyordu.Artık Çinlilerden ithal mi ettiler, yoksa bir de onlar mı buldular o kadarını bilmiyoruz ama Mısırlıların da...