Yılmaz Büyükerşen aradı önceki gün...
Seçim süreci ve kendisi ile ilgili yazdığımız yazılar ile ilgili birkaç şey söyledi...
Ardından lafı devam eden çalışmalara getirdi.
Yapılanları ve yapmak istediklerinden söz etti.
Anladık ki, yoğun bir çalışma temposu yaşıyor Büyükerşen...
Son günlerde Büyükerşen'in en çok üzerinde durduğu konu müzeler olmuş!
Şehir adına önemli bir prestij olacak olan müzelere özel ilgi gösteriyormuş.
Öyle ya;
Türkiye'nin ilk müzesi olacak 'Balmumu Heykel Müzesi!'
Hani tüm ünlülerin neredeyse canlısı gibi duran bal mumu heykellerinin bulunduğu müze!
Ardından da 'Kent Tarihi Müzesi' açılacak.
"Şehrin kuruluşundan bu yana tüm detaylar bu müzede olacak!
Büyükerşen;
"İki Eylül ya da, Cumhuriyet bayramında açacağız" diyor.
Yani birkaç ay kaldı dev müzeler için.
Açıldığında sahiden sükse yaratacak!
Tüm Türkiye'nin gözü yeniden kente dönecek!
Öyle ya;
Madam Tassauds Müzesi gibi bir müzemiz olacak.
Türkiye'de ilk ve tek olacak.
'Turizm kenti' bir adım daha öne çıkacak...
Ne yalan söyleyelim;
Kıskananı da çok olacak!
//////
SALİH KOCA'NIN POZU!
Ramazan'ın son haftasına girdik.
Yarın gece 'Mübarek Kadir Gecesi"
Hafta sonunda bayram ve bir mübarek ay daha bitiyor.
Ramazan'ın yaz mevsimine denk gelmesi pek çok kişiyi yordu.
Bizlerde yorulduk!
Ancak sahada olanın yaşattığı yorgunluğu tarif edemeyiz herhalde.
İşin iktidar kanadı tarafına baktığımız da öne çıkan isim yine Salih Koca oldu...
Tepebaşı, Odunpazarı demedi...
Köy, belde, ilçe durmadan gezdi...
Bizde katıldık Salih Koca'ya zaman zaman.
İftar programlarında halkın kendisine olan ilgisinden de söz ettik.
Bu ilgi, Salih Koca'yı belki de daha çok kamçıladı.
Her akşam bir oraya, bir buraya teşkilatı ile koşturdu.
Kısacası, Ramazan'ın da öne çıkan isimlerinden oldu!
Ramazan'ı en iyi şekilde değerlendirmesini bilenlerdendi!
Kısacası;
Diğer şehrin vekilleri deniz keyfinde pozlar verirken, bizim Salih Koca elinde kepçe ile poz verdi!
Hanesine artıları yine doldurdu...
/////
SİZİN YOLUNUZ HİÇ
YUNUSEMRE ACİLE DÜŞTÜ MÜ?
Bizim düştü!
Düşmez olaydı.
Anlatalım...
Hastamızla gittik dün!
İnsan daha girer girmez, hani şu özel hastanelerin acil servisi gibi olacağını sanıyor.
Güler yüz, ilgi, alaka!
Ne gezer...
Herkes yüzünü asmış, kimisi kafasını yaslamış masaya öyle çalışıyor.
Bırakın hastanıza bakmayı, yüzünüze bile bakan yok!
Gelene 'yan tarafa git, kayıt yaptır' diyorlar önce.
Sözde triaj yapıyor arkadaş!
Güldük önce bu duruma!
Meğerse işler trajikomikmiş!
Sonra 'içeri geçin' dediler...
Kalabalık! Muayene olacak yer yok!
Kapıdaki güvenlikçi de tam trafik memuru!
"Sen dur, sen çık, sen giremezsin, sen fazlasın devam et"
Sanırsın koyun güdüyor!
Neyse;
Beklemeye geçmişken, hastamızın durumu ağır tabi, dayanamadı duruma...
Lavaboya gidelim dedik.
Çıktığımızda tekrar acil müdahale odasına girdik.
Girmez olaydık!
Başladı anında sorgu sual.
"Sizi kim aldı buraya, ne işiniz var burada, kim çağırdı, ne hakla giriyorsunuz?"
Neler...
Ne söyleyeceğim bakın;
"Allah kimseyi onların eline düşürmesin" (Amin!)
Bir sözümüzde iktidara;
"İktidara yaslanmanızın en önemli bir nedeni de sağlık hizmetleri!
O yüzden 'Allah aşkına' özel hastanelerin acillerini yeniden açın şu millete!
Artık muhtaç etmeyin vatandaşınızı kendi personelinize...
Ettiğinizde bakın neler yapıyorlar...
Hani, 'satın, özelleştirin şu hastaneleri!' diyeceğim ama;
Hemen de ayağa kalkar sendikalar;
"Sosyal devlet gidiyor" diye!
İyi de arkadaş!
Önce siz sosyal hizmeti bir verinde, sonra bağırırsınız, sosyal devlet diye!
NOT; Hastamız maalesef kontrolünü olamadı! Onca hengâme içinde acil bir müdahalenin yapılamayacağını anladık, geri döndük! İnsanca acil hizmeti veren bir yer bulduk...
MÜZELER GELİYOR!
Yılmaz Büyükerşen aradı önceki gün
Seçim süreci ve kendisi ile ilgili yazdığımız yazılar ile ilgili birkaç şey söyledi
Ardından lafı devam eden çalışmalara getirdi.Yapılanları ve yapmak istediklerinden söz etti.Anladık...