Gezi olaylarının başladığı ilk günleri bir hatırlayın.
Ortalık tam anlamıyla ayaklanmışken Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı'nın konuya ilişkin sözleri büyük bir şok etkisi yaratmıştı.
Hatırlanacak olunursa ne demişti Bakan Nabi Avcı:
-"Muhalefetin yıllarca uğraşsa da başaramayacağı bir şeyi biz 5 günde başardık" demiş, ardından da:
-"Normal koşullarda bir araya gelmesi düşünülemeyecek birbirinden çok farklı kesimleri, grupları, fraksiyonları toz duman içerisinde birbirleriyle buluşturduk." Değerlendirmesinde bulunmuştu.
Uzun süre tartışılmıştı Bakan Avcı'nın bu değerlendirmesi.
Başbakan'dan tutun da, İstanbul Valisi ve Büyükşehir belediye Başkanına kadar hemen herkes bir inat sürdürüyor görüntüsü içindeyken, Bakan Nabi Avcı'nın bu sözleri "Yapılabilecek en güzel durum tespiti" olarak değerlendirilmişti.
İlginçtir...
O günden sonra Gezi olayları ile ilgili ikinci bir açıklama yapmadı Nabi Avcı...
Ne, yaptığı durum tespitinin daha anlaşılır bir şekle girmesi için çaba harcadı...
Ne de, yapmış olduğu değerlendirmenin yanlış anlaşıldığına yönelik bir açıklama yapma gereği duydu.
Gezi olaylarının 5 nci gününde yaptığı bu değerlendirme sonucu herhangi bir uyarı aldı mı bilemiyoruz ama...
Nabi Avcı'nın o günden bu yana Gezi olaylarına ilişkin konuşmaması, ister istemez dikkatimizden de kaçmadı.
.......
Teknik adam tespiti,
arz-talep meselesidir...
Futbolu yeterince bilmememizden kaynaklanan bazı meselelerin olduğunu yazdık dün bu sütunlarda.
Cevabını merak ettiğimiz bazı soruların olduğunu ifade ettik.
Örneğin:
-"Ertuğrul sağlam çok başarılı bir teknik adam ise, Bursa'dan niye ayrıldı?, Ersun Yenal çok kötü bir teknik adam ise, Fenerbahçe ısrarla niçin onu istiyor?" sorusuna cevaptı istediğimiz.
Sağ olsun, Türkiye Futbol Antrenörleri Genel Başkan yardımcısı Hüdai Doğu aradı...
-"Bunun tabii ki çok çeşitli nedenleri vardır ama en önemlisi arz-talep meselesidir. Takımın teknik direktörü, teknik adamın da takımı seçme kriterleri çeşitlilik gösterir. O yüzden Teknik adamını seçen takımada, takımı seçen teknik adama da saygı duyulması gerekir. Teknik adamın ne şekilde faydalı veya yararlı olduğu ise, zaman içinde ortaya koyabildiği değerlere bağlıdır" dedi.
Kısacası...
-"Bunlara çok takılmayın" diyor Hüdai Doğu.
Son olarak da, Bayern'in, kendisini şampiyon yapan teknik Direktöre teşekkür edip gönderdiğini, Mourinho'nun, başarıdan başarıya koştuğu takımını bırakarak Real'e geldiğini hatırlatıyor...
Son olarak da, Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor ile yollarını kendisinin ayırdığını söyleyip;
-"Eskişehirspor, alabileceği en iyi teknik adam ile sözleşme imzalamıştır. Ben de kendisine' Eskişehir'e hoş geldin ' diyor ve Eskişehirspor'da başarılı olacağına inanıyorum" diyerek sözlerini tamamlıyor.
........
Toleransı hak ediyorlar...
Eskişehirspor'da yönetim değişikliği oldu.
Göreve gelen ekip, bir haftasını bile doldurmadı.
Şu bir hafta içinde bile, direkt olmasa bile dolaylı yönden yeni yönetimin bazı hareketleri eleştiriliyor.
Bu durum insaf ölçülerine de pek sığmıyor.
Bizler, her yapılan seçimin ardından seçilen insanlara hiç olmasa bile bir 6 aylık tolerans tanıyoruz.
bu süre içinde, her ne kadar gördüğümüz yanlışları anlatma yoluna gitsek de, eleştiri yapmıyoruz.
Çünkü...
Yapmamamız da gerekiyor.
O nedenle...
Eskişehirspor'un yeni yönetiminin en azından, sezonun ilk yarı bitimine kadar bir toleransı hak ettiğine inanıyoruz.
Yapılan bazı işlerin yanlış olduğunu söylemek doğrudur...
Ama daha işin başında, özellikle de yapıcı olmayan eleştiriler pek de doğru değildir...
........
Kim daha büyük?
Cumhuriyet Halk Partisi'nde, Erman Gölet'i ne pahasına olursa olsun Odunpazarı Belediye Başkan adayı yapmak isteyen bir ekip var...
Adeta yemin etmişler.
Aynı Cumhuriyet Halk Partisi'nde Erman Gölet'i ne pahasına olursa olsun Odunpazarı Belediye Başkan adayı yaptırmamak isteyen başka bir ekip daha var.
Onlar da adeta yemin etmiş.
İşin ilginç tarafı...
Erman Gölet'i Odunpazarı adayı yapmak için yemin edenlerin tek güvendikleri yer Genel Merkez.
Erman Gölet'i aday yaptırmamak için yemin edenlerin ise tek güvendikleri kişi Büyükşehir belediye Başkanı.
İş öyle bir noktaya geldi ki; Erman Gölet eğer Odunpazarı adayı olursa, Genel Merkez kazanıp, Büyükerşen kaybetmiş gibi algılanacak.
Eğer aday yapılmazsa," Büyükerşen'in istediği oldu" denilecek.
Kısacası...
CHP Eskişehir'de Erman Gölet'in adaylığına endeksli bir seçim süreci yaşamaya başladı.Sonuç ne olur bilemiyoruz ama, bu saatten sonra dışarıda ki üçüncü şahısların, Gölet'in aday olup olmamasından çok, "Hoca'nın mı Genel merkeze sözü geçecek, yoksa Genel merkezin mi hoca'ya?" sorusunun cevabı ile ilgileneceğini şimdiden söylemek yanlış olmasa gerek...
Çünkü CHP de iş o hale geldi...
..........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok, Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava girebiliyormuş. Bunlarda neleri varsa satıyorlar ve bir inek kostümü alıyorlar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyorlar..
Gümrükteki memur bunları bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bir tomar saman getiriyor;
- Sen gerçek ineksen bu samanları yersin!.
Temel mecburen yiyor, ondan sonra memur bir kova su getiriyor..
- Eğer sen gerçek ineksen bunu içersin!
Temel içiyor..
Memur bu sefer bir tomar taze ot getiriyor ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor...
Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir şey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye.
Dursun merak ediyor. Soruyor;
Ula Temel neden gülirsen?
Temel de;
Memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor...
Nabi Avcı o günden beri konuşmadı...
Gezi olaylarının başladığı ilk günleri bir hatırlayın.Ortalık tam anlamıyla ayaklanmışken Milli Eğitim bakanı Nabi Avcının konuya ilişkin sözleri büyük bir şok etkisi yaratmıştı.Hatırlanacak olunursa ne demişti Bakan...