Nadir toprak elementleri günlük siyasi çekişmelerin üzerinde tepinilecek bir konu değil!

Eskişehir’in önemli bilim insanlarından Fizik profesörü Prof. Dr. Abidin Kılıç ile son günlerde gündemde olan Beylikova’daki Nadir Toprak elementlerini konuştuk.

• Eskişehir’in önemli bilim insanlarından Fizik profesörü Prof. Dr. Abidin Kılıç ile son günlerde gündemde olan Beylikova’daki Nadir Toprak elementlerini konuştuk. Nadir toprak Elementleri (NTE) ne işe yarıyor. Üretmek yeterli mi? Hangi alanlarda kullanılıyor? Çevreye ve insana zararı var mı? Türkiye NTE’lerini nasıl kullanmalı?

• Kılıç “Konu günlük siyasi çekişmelerin üzerinde tepinileceği bir konu değildir.” Diyor ve şu uyarıyı yapıyor “ Üretmeden bu nadir elementleri toprak altında tutabilmek ne siyaseten ne de ekonomik olarak mümkün. Çıkarmak zorundayız. Çok iş, az laf, az gürültü” Biz sorduk, Prof. Dr. Abidin Kılıç yanıtladı…

------------------

-Hocam Eskişehirlisiniz? Beylikova’ya ilçesini bilir misiniz? Bu aralar malum adı çok gündemde

-Beyliokova’yı bilirim. Aslında Beylikahır’ı da bilirim. Yanılmıyorsam 1985 yılında ilçenin adı Beylikahır’dan Beylikova’ya değiştirildi. Osmanlı İmparatorluğu zamanında orduya at yetiştirilen bir bölge olduğundan adı da Beylikahır olmuş. Yerelde söylenişiyle Beyligaar. Hala da yaşlılar aralarında böyle derler. Yakında adı Beyliknadir olmasın! Şimdi Beylikova’da yaşayanların çoğu tarım ve hayvancılık yapıyor. Alpu üzerinden Bozan’a, oradan Beylikova’ya gidebilirsiniz. Ya da Ankara yolu üzerinden de bir yolu vardır.

-Peki nadir elementler diyoruz, hocam! Neden Nadirler bu elementler?

-Neden nadir elementler çünkü yerkabuğunda çok az bulunuyorlar. Aslında konuya iki açıdan bakabiliriz. Fizikçi ve kimyacıların bakış açısıyla, mühendislerin bakış açısıyla. Fizikçi ve kimyacıların gözünden Aktinitler ve Lantanitler olarak ikiye ayırabiliriz.

Lantinit; Lantan, Seryum, Praseodim, Neodimyum, Prometyum, Samaryum, Erbiyum, Evropiyum, Gadolinyum, Terbiyum, Disprosyum, Holmiyum, Tulyum, İterbiyum, ve Lutesyum elementlerinin ortak adı.

Aktinit; Aktinyum, toryum, protaktinyum, tulyum, plütonyum, amerikyum, küriyum ve berkelyum radyoaktif elementlerinin ortak adı.

Çok ayrıntıya girmek istemem ama atomik yapıları ve elektronikkonfigürasyonları gereği bağ yapma özellikleri diğer elementlere göre farklılık gösterir. Bu nedenle günümüzün teknolojik koşullarında bazı alanlarda gereksinim vardır bu elementlere.

Kullanım Alanı Çok Geniş

-Burayı biraz açabilir miyiz ne tür teknolojik ürünler ya da çalışmalar için gerekli nadir elementler?

Örnek vermek gerekirse, Lantan teleskop merceklerinin yapımında kullanılıyor. Suudi Arabistan’da deniz suyundan içme suyu elde etmek için arıtma tesisi kuran bir arkadaşım Lantanın gerekli olduğunu söylemişti. Praseodim da uçaklar için hazırlanan dayanıklı metallerin üretiminde kullanılıyor. Neodimyum telefon ve bilgisayar üretiminde kullanılıyor. Liste uzatılabilir. Çip üretiminde kullanılan var, pil üretiminde kullanılan var. Uzay çalışmalarında, lazer üretiminde kullanılanlar var. Bu liste çok uzar.

Çevre İçin Üst Düzey Önlem Almak Gerekiyor!

-Hangi ülkelerde çok rezervi var?

Aslına bakarsanız rezervlerin çoğu Çin’de. Brezilya ve Türkiye ardından gelir sanırım. MTA uzmanları daha iyi bilir elbette ancak belirtmeliyim ki bu bilineni. Yeri gelmişken söylemek gerekir. Bu madenleri yerin altından çıkartmak da kolay değil. Bazı asitleri kullanarak ayrıştırabiliyorsunuz.Elektriksel metotlar kullanıyorsunuz, zeolit kullanıyorsunuz. Dolayısıyla üst düzey önlemler almak gerekiyor. Yoksa bir çevre felaketine yol açabilir.

Bilime Daha Çok Kaynak Ayrılmalı!

-Neden çok değerli nadir elementler?

İçinde bulunduğumuz doğa koşullarında daha az enerjiyle daha çok iş yapabilmeliyiz ki çevreye zararımız az olsun. Aslında yeşil elementler diye adlandıranlar da var. Yüksek teknoloji ürünleri ile daha az karbon salınımı, daha temiz çevre. Örneğin elektrikli otomobil teknolojisinin gelişimi. Fosil yakıtlara göre daha az çevre kirliliğine neden oluyor. Ve dolayısıyla bu ticari rekabet ortamında daha çok, daha ucuz, daha verimli elektrikli otomobil üretmek için, daha uzun süre kullanımı mümkün, daha kısa sürede şark edilebilen pile ihtiyaç var. Elbette bu gelişmeler için nadir elementler gibi Teknoloji geliştikçe keşfedeceğimiz çok yeraltı zenginlikleri olacağını düşünüyorum. Doğaya özgü bildiklerimizin, bilmediklerimizin yanında çok yer kapladığını düşünmüyorum. Bu nedenle daha çok bilime kaynak ayrılmalı, daha çok üniversitelere kaynak ayrılmalı, daha çok araştırma enstitüsü kurulmalı. Çok iş, az laf, az gürültü.

-Beylikova bölgesinde yapılan çalışmaları nasıl buluyorsunuz?

ETİ Maden İşletmelerinin bölgede çalışmalar yaptığını biliyoruz. Elbette ki çok değerli bu çalışmalar. Destek olmalıyız. Ülkemizin bu konudaki en yetkin kurumları bu alanda çalışmalar yapmalı. Yeter mi, hayır. Nadir elementleri kullanarak endüstriyel ürün üretmeliyiz. En kısa zamanda bu alanda devlet destekli yatırımlar yapılmalı. Örneğin pil, örneğin cam endüstrisi. Yani teleskop camı.

NTE Günlük Siyasi Çekişmelerin Üzerinde Tepinilecek Bir Konu Değil!

-Hocam bir de “Madenleri vermeyelim gerekirse toprak altında kalsın” diyenler var?

-‘Madenimizi almayı’ Tamam vermeyelim. Ama kullanalım da. Biz üretebilelim. Üretmeden bu nadir elementleri toprak altında tutabilmek ne siyaseten ne de ekonomik olarak mümkün. 30 yıl önce linyit kömürü çok önemliydi. Kullanmasaydık bugün ne işe yarardı? Çağın gerçeklerini ve teknolojik ihtiyaçlarını belirleyerek -ki belli- bir plan çerçevesinde ulusal mutabakat ile belirlenmiş politikalar ile bu işi yönetmeliyiz. Çevreye duyarlı, yöre halkını içine alan, kent uzlaşının desteklediği politikalar. Konu günlük siyasi çekişmelerin üzerinde tepinileceği bir konu değildir.

-Bu durumu nasıl yönetmek gerekir sizce?

-Ben konunun uzmanı değilim. Ama Eskişehir’de konuya vakıf öğretim üyeleri var. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümünden, ESTÜ Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden öğretim üyelerinin olduğu, ETO’ya, ESO’ya kayıtlı Maden İşletme temsilcilerinin olduğu, Valilik ve Belediye’den gözlemcilerin olduğu bir kurul oluşturulmalı. Ve bu kurulun hazırlayacağı bir rapora göre yol alınmalı. Ama 2000’li yılların başından beri çok sayıda fizikçi, malzeme mühendisi bu konunun altını çiziyor, haykırıyor. Bir şey oldu mu? Hayır!

Güncel Haberleri