Belediye Başkanı şehrin en önemli ismidir.
Görevin önemi ve Belediyenin bütçesi bir anda Belediye başkanını şehrin en önemli ismi yapar.
Normal yaşamında ne olursa olsun, Belediye başkanlığına seçilen bir isim, o andan itibaren en az 5 yıl boyunca şehrin güç ve kudret sahibi kişisi oluverir.
Bununla da kalsa iyi...
Belediye Başkanlığına seçilen kişi aynı zamanda, kısa süre içinde herkesin tanıdığı biri, herkesin yakın olmak istediği bir isim de oluverir.
Bu nedenle...
Herkesin kendisine göre kafasında bir Belediye Başkan kriteri vardır.
Örneğin...
-Belediyeden hiçbir beklentisi olmayan normal vatandaş, Belediye başkanının "İçimizden biri" diye nitelendirebileceği bir isim olmasını ister. Çünkü, Belediye Başkanının "kendinden biri" olarak algılanması gurur kaynağı oluşturur.
-Bazıları "Tanıdık" olmasını ister. Çünkü, Belediye başkanı olacak kişinin kendisini tanıyor olmasının kendisine prestij katacağını düşünür. Karşılaştıklarında Belediye Başkanının kendisine ismi ile hitap etmesi bile, koltuklarını kabartır.
-Girişimci işadamı, "Bize yeni fırsatların önünü açacak mı?" diye düşünüp, buna yatkın bir ismin Belediye başkanı olmasını ister.
-Müteahhitler "Acaba ben Belediye Başkanı sayesinde bazı avantajlar elde edebilir miyim?" in hesabını yapar.
-Milletvekilleri, "Seçilince benim sözümden çıkmaması lazım. Böylece Belediyeyi yönetme imkânım da olur" kriteri üzerinden düşünür.
-Parti yöneticileri "Partinin sözünden çıkmayacak bir Belediye Başkanı" olmasını ister.
-Taksicisinden lokantacısına, tüccarından sanayicisine kadar neredeyse bütün sektör temsilcileri "Benim işime ne faydası olacak" kriteri üzerinden hareketle, kendi işine en çok katkı sağlayacağını düşündüğü bir belediye Başkanının başa gelmesini arzu eder.
Sonuç olarak...
Seçilen Belediye Başkanı şehri yönetir ama, "Nasıl bir belediye Başkanı?" sorusu karşısında herkesin kendine göre olan kriteri neticede şehrin geneli ile ilgili olmayıp, kişisel kazanımlar üzerinden yola çıkılarak ortaya konulan kriterlerdir...
Her ne kadar "Belediye Başkanı şu olmalı" diyen ve hemen ardından da "Bu şehre faydası olur" diye saptamasını yapanların bu söylediklerinin arka planında, kendilerine göre bir "avantaj", bir "menfaat" beklentisi mutlaka vardır...
Hem de...
Normal vatandaştan Milletvekiline kadar...
--------------------------------
Acımasızca vurdunuz da ne oldu? Kim bu işten karlı çıktı?
Hava kararınca beklediniz sokağın içinde.
Ellerinizde jop ve sopalarla.
Kiminiz polisti kiminiz ise esnaf.
Kiminiz amirinize, kiminiz ise polise yaranacaktı belki...
Kim bilir?
Belki de içinizde ki cani ruhu tatmin edecektiniz?
Beklemeye başladınız öylece kin ve nefret içinde.
Gelen her genci acımasızca dövdünüz.
Bu ne "görev aşkı" idi ne de "Vatandaşlık görevi"
Başka bir kin, başka bir nefretti...
Bir türlü geçmedi hırsınız...
-"Bu çocukların da annesi-babası vardır" diye bir an bile düşünmediniz.
Sanki onlar düşmandı, siz de kurtuluş mücadelesi veriyordunuz.
Acımadan vurdunuz, vurdunuz...
Öylesine kendinizden geçtiniz ki, yerde yarı baygın duran çocuğun yüzüne üst üste tekme atmak bile öfkenizi dindiremedi.
Güya ders verdiniz iyi mi?
-"Devlete, hükümete nasıl karşı çıkarlarmış" ı güya kendinizce gösterdiniz...
Siz var ya siz...
Kontrolden çıkan öfkeniz, bir türlü bitmek bilmeyen cahilce kininiz yüzünden bakın kimleri cezalandırdınız?
19 yaşında, hayatının baharında olan ve bir çocuğun geleceğini yok ettiniz önce.
O çocuğun ailesi ve yakınlarını perişan ettiniz.
Kamu vicdanını yaraladınız hiç yoktan...
Kendinizin, çoluk çocuğunuzun, ailenizin geleceğini bitirdiniz resmen.
Sokağa her girene acımasızca vurdunuz da ne oldu?
Siz dahil herkes kaybetti...
O elinde tuttuğunuz ve her gelene salladığınız sopaların ucunda kazançlı çıkan kim oldu dersiniz?
Biz söyleyelim: Hiç kimse...
----------------------------
Eskişehir modern ama medeni bir kent mi?
Hafta sonunu İzmir'de geçirdik.
Pek çok yerini de gezme imkanı bulduk.
Denizin de büyük katkısı olduğu Allah vergisi bir güzelliği var İzmir'in.
Her semti ayrı bir güzellik her semti ayrı bir özellik taşıyor.
Kimse kimseyle ilgilenmiyor.
İmkanı olan cafe ve benzeri yerlerde olmayanlar ise Sahil boyu uzanan çimenlik alan üzerinde geçiriyor boş zamanlarını.
Çok yoğun bir trafiği yok.
Belki de bize öyle denk geldi bilemiyoruz ama, çok ilginç Trafikte selektör yapıp korna çalan da yok.
İki gün boyunca cadde ve sokaklarında gezmemize rağmen duyduğumuz korna sayısı inanın 1-2 yi geçmedi.
İnsanlar olabildiğince sabırlı...
Dahası...
Saygılı...
Tıpkı Avrupa şehirlerinde şahit olduğumuz gibi.
Eskişehir'e geldiğimiz anda kabus başladı tabii.
Daha ilk kavşakta, ışığın bile yanması beklenmeden selektör ve kornalar devreye giriverdi.
Eskişehir'in belki de İzmir'e nazaran pek çok avantajı var.
Fakat...
Korna çalma alışkanlığı bakımından kent olarak İzmir'in yanından bile geçemediğimizi iyice anladık bu ziyarette.
Demek ki şehre ne yaparsanız yapın "Medeni" olmak başka bir kafa yapısını gerektiriyor.
Şimdi diyeceksiniz ki: "Korna çalmayı medeniyetle mi bağdaştırıyorsun?"
Aynen öyle...
Önünde ki 25 araca rağmen, "yeşil" ışık yanar yanmaz kornaya basma gereği duyan sürücülerin olduğu bir kentin ismi "Paris" de olsa, o kent medeni bir kent değildir...
Sonuç olarak...
Her gittiğimiz yerde Eskişehir'in "Modern" bir kent olduğunu söylüyoruz...
Bereket versin çoğu insan "Eskişehir modern bir kent ama aynı zamanda Medeni bir kent mi?" diye sormuyor...
Ne diyelim?
İyi ki de sormuyor...
-------------------------------
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir gün Temel'in abisi ölür.. Cenaze namazı kılınırken Temel namazı kılmaz bir köşede oturur.
Bunu gören Dursun Temele:
-Ula Temel sen niye cenaze namazı kılmaysun.der
Temel ise:
-Ben çenaze namazı kılmayi bilmeyrum der.
Aradan 2 hafta geçer ..Temelin kaynanası ölür.
Cenaze namazında cemaat Temeli en ön safta görür namaz sonunda Dursun Temel'e:
-Ula Temel sen hani cenaze namazı kılmayı bilmeydun?
Temel ise şöyle der:
-Haçan habu cenaze namazı değuldur ki, bayram namazıdur da...
Nasıl bir Belediye Başkanı?
Belediye Başkanı şehrin en önemli ismidir.Görevin önemi ve Belediyenin bütçesi bir anda Belediye başkanını şehrin en önemli ismi yapar.Normal yaşamında ne olursa olsun, Belediye başkanlığına seçilen bir isim, o andan itibaren...