Mevcut hükümetin destekçileri, hükümet tandanslı medya, hükümetin siyasi unsurları her fırsatta çıkıp diyor ki, “Hükümeti eleştirmeyin. Her şey çok güzel. Siz nankörsünüz, hainsiniz!”
Bu eksende çıkışlar yapanlara sadece şunu sormak istiyorum nasıl eleştirmeyelim?
Siz söyleyin kıymetli okurlar nasıl eleştirmeyelim?
Neden mi böyle söylüyorum…
Zaten 23 senedir oluşan vahim tablo ortada ama sizlere son dönemden birkaç örnek vermek istiyorum.
Orman yangınları maalesef tüm ülkeyi etkisi altına kaldı. Devlet yangın savunmasında yetersiz kaldı. Bunu gözle görmek hiç de zor değil.
Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki, “Yangınla mücadelede büyükşehir belediyeleri güçlü olmalı. İtfaiye birimlerini güçlü tutmalı. Sorumluluk bu büyükşehir belediyelerinde.”
Yani şu cümleyi ciddi afetlerin yaşandığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı yapmamalı. Siyaset üzeri konularda siyaset yapan bir hükümeti nasıl eleştirmeyelim?
Büyükşehir belediyeleri de güçlü bir filo kursun. Orman Bakanlığı da bu konuyla ilgili hangi kamu kurumları varsa hepsi çok güçlü olmalı. Orman yangınları milli bir mesele yahu. Yok, belediye sorumlu yok şu sorumlu…
Böyle tartışmalar bize ne kazandıracak?
Karar Gazetesi’nin haberleştirdiği konuyu duydunuz mu?
“Orman Genel Müdürlüğü'nün 'uçak ve helikopter alımı' için Savunma Sanayi Destek Fonu'na 8 yılda ödediği 347,7 milyon dolar Sayıştay'ın radarına takıldı. Para trafiğini inceleyen Sayıştay, ödeme karşılığında envantere herhangi bir ekipman girmediğini tespit etti.”
Şimdi gel de eleştirme…
Evrensel Gazetesi’ne bakalım…
“Erdoğan-Şimşek’in kemer sıkma programı, orman yangınıyla mücadeleyi zayıflattı. 2024’te emekli olan binlerce işçinin yerine tasarruf gerekçesiyle yenileri alınmadı.”
Gel de eleştirme.
Yangınla mücadele ile ilgili daha neler var neler ama başka bir konuya gelelim.
Bu defa yerelden genele gidelim…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkan Ayşe Ünlüce önderliğinde sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya devam ediyor. Elbette “sosyal belediyecilik” mottosu ile yola çıkan belediyelerden de böyle çalışmalar beklenir…
Fakat projenin ortaya çıkış nedeni halkın yaşadığı derin yoksulluk. Halkı yoksullaştıran kim? Hükümet. Yoksullukla mücadele eden kim? Kısıtlı imkanlar ile belediyeler.
Proje şu;
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Halk Lokantaları ardından Mahalle Mutfakları kurmaya hazırlanıyor.
Ayşe Başkan’ın bu projeyi duyururken yaptığı açıklamada bir ifadesi olayı hem net şekilde özetliyor hem de oldukça dikkat çekici.
Başkan diyor ki, “Halk Lokantaları büyük rağbet gördü. Ancak 65-70 liralık yemek ücretini ödeyemeyecek vatandaşlarımız da var maalesef. Bu vatandaşların 30 liraya sıcak yemeğe ulaşması için bu mutfakları kuracağız.
Bugünün ekonomik konjonktüründe 65 lira yemeğe veremeyen vatandaşların sayısının gün geçtikçe artmasına ne diyelim?
Bravo deyip alkış mı tutalım? Hükümeti nasıl eleştirmeyelim…
Burada alkışlanacak biri varsa Ayşe Başkan’dır. Halkın durumu üzücü olsa da bu proje biraz olsun insanlara nefes alma imkanı sunacak.
Ancak böyle mi kurtulacağız derin yoksulluktan? Hükümet ne zaman emeklinin de manda kaymağı yiyeceği, kestane balı yiyeceği bir ekonomi yaratacak?
Bir konudan daha bahsedeceğim…
Kuraklık malum, suyun bilinçsiz kullanımı malum…
Ülkenin dört bir yanında su kaynakları tükeniyor. Hükümetin yetkili kurumları bu durumla mücadele için hangi önlemleri alıyor? Öyle göstermelik işlerle kuraklık da bitmez suyun bilinçsiz kullanımı da bitmez.
Yanı başımızdan örnek verelim…
DSİ’nin suyu borularla taşıyarak Eskişehir merkeze alternatif su kaynağı yaratmak istediği Çifteler’de vatandaşlar susuzluk ile mücadele ediyor.
Bu bölgede Tarım Bakanlığı hala mısır ektiriyor. Neymiş kademeli olarak ekim kaldırılacakmış falan filan…
Siz kaldırana kadar Çifteler’de su kalmadı kardeşim. Sadece Çifteler mi memleketin pek çok yerinde durum aynı. DSİ kaçak su kuyuları ile ilgili ne yapıyor?
Nasıl eleştirmeyelim şimdi bu hükümeti söyleyin bana!
Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın…