NASREDDİN HOCA DOĞUM ŞENLİKLERİ VE ANMA HAFTASI

Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri Eskişehir, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesinde, 3-10 Haziran 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Cuma günü program gereği, Atatürk anıtına çelenk koyuldu ve Valimiz Sayın Çalışıcı, ziyaret edilerek, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesi' nde, yapılacak olan törenlere davet edildi.
Bugün de, Nasrettin Hoca Beldesi' nde, bir tören yapılacak, geleneksel Nasreddin Hoca pilav ve helvası ikram edilecek, Mehter takımı gösteri yapacak, akşam da Sivrihisar' da halk konseri verilecektir.
Çelenk koyma törenine katılım ve ilgi, her yıl olduğu gibi, bu yıl da istenen düzeyde değildi. Elbette bu tablonun, sebep/sebepleri var. Bunlar araştırılır veya sorgulanırsa, katılımın niçin gerçekleşmediği ortaya çıkacak, alınan önlemlerle de istenen düzeye getirilecektir. Ancak bu alanda, öncelikli sorumluluk sivil iradenindir.
Ziyarette, Sayın Çalışıcı, Nasreddin Hoca ve Türk Kültürü ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu. Nasreddin Hoca ile ilgili söylem ve fikirleri ile de umut verdi.
Sayın Çalışıcı, göreve geldiği günden itibaren, Kent etkinliklere gösterdiği ilgi yanında isabetli görevlendirmelerle de etkinliklerin düzenlenmesinde, olmazsa olmaz konumda olan, "TOPLUM KATILIMI" , "ORTAK AKIL" ve ORTAK PAYDA" ve " BEYİN FIRTINASI" gibi kavramların, kolayca yer bulabileceği, bir ortam hazırladı. Ancak bu ortam, sivil irade tarafından, yeteri kadar değerlendirilemedi.
Nitekim konuşmasının, bir bölümünde, " Biz etkinliklere destek olmalıyız" diyerek, dolaylı olarak sivil iradenin, Eskişehir' de yapılacak etkinliklere sahip çıkmasını istedi. Nasreddin Hoca' nın evininin yenileme çalışmalarının en kısa zamanda bitirileceği, müjdesini de verdi.
Şu bir gerçek ki Eskişehir' de sivil otorite, Yunusemre ve Nasreddin Hoca, gibi değerlerine, yeteri kadar sahip çıkmadı. Etkinlikler, bilimsel kulvarda ele alınmadığı gibi, Nasreddin Hoca ve Yunusemre gerçek kimlikleri ile tanınması içinde, gayret ve caba gösterilmedi. Her iki düşünürümüzle ile ilgili etkinliklerin planlaması ve gerçekleştirilmesi de sürekli büroklardan beklendi. Sivil otorite ise etkinliklerde, rol almak istemedi. Üstelik bu alanda üstüne düşen görevleri yapan bürokratlar ise sürekli eleştirildi.
Halkımız, Nasreddin Hoca etkinliklerini, eğlence olarak gördü. Oysa gerek Yunusemre Haftasında, gerekse Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri ve Anma Haftası' nda amaç her iki düşünürümüzü de, "TANIMAK" ve "TANITMAK" olmalıdır.
Yılardır, bu iki kelimenin gereği, yeteri kadar yerine getirilmediği için, ne Yunusemre, ne de Nasreddin Hoca, gerektiği şekilde kamuoyunda ne tanındı, ne de tanıtıldı. Yunusemre "HOŞGÖRÜ", Nasreddin Hoca' da "Mizah" üstadı olarak algılandı. Özellikle de halk tarafından yaratılan ve Nasreddin Hoca' ya mal edilen fıkralar, Hoca' nın vizyon ve misyonuna zarar verdi. Yanlış tanınmasına da neden oldu.
Oysa Japon Halk Bilimcisi, Maksuko Kojima' nın da söylediği gibi, pek çok fıkra Nasreddin Hoca' yakıştırmadır. Çünkü O, gerçek kimliği ve meziyetleri ile halka tanıtılmamıştır. Hiçbir halk bilimcimiz, Maksuko Kojima kadar, Nasreddin Hoca' yı, tanımamış ve tanıtamamıştır.
Nasreddin Hoca, "HALK FİLOZOFU", "SOSYOLOĞ" , "MÜDERRİS" ", " ALİM", "HUKUKÇU" ve" TASAVVUFÇU" dur. Bütün bu meziyetlerinin gereğini, halkın anlayacağı dille, yerine getirmeye çalışmıştır. Etkinliklerde, Nasreddin Hoca' nın, bu yönlerine yönelik, araştırma yapılmadı. Şova yönelik etkinliklere ağırlık verildi.
Yıllardır, Nasreddin Hoca ve Yunusemre' nin, okullarda tanıtılması için, örgün eğitimin her kademesinde, komiteler tarafından üniteler hazırlanarak, Nasreddin Hoca Şenliklerinde ve Yunusemre haftasında, okullarda çocuklara aktarılmasını, köşemizde sürekli önerdik. Hatta her toplantıda, gündeme getirdik. Ancak bir türlü gerçekleştirmedi ama etkinliklere, katılımın az olması da sürekli şikâyet konusu yapıldı. Hülasa ekmeden, hasat yapılmak istendi.
Diğer yandan Nasreddin Hoca ve Yunusemre ile ilgili çalışmalar, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden beklendi. Sivil irade ise etkinliklere sahip çıkmak için yeteri kadar, caba ve gayret göstermedi. Oysa Nasreddin Hoca ve Yunusemre ile ilgili etkinliklere, toplumun tüm kesimleri, sahip çıkmak zorunda, Yapılan toplantılarda, bu yönde mesaj veriliyor, zemin de hazırlıyor ama bu mesajı, anlayan ve üzerine düşeni de yeteri kadar yapan sivil irade yok.