Bir fırıncı, tereyağını yakında oturan bir çifçiden alıyordu. Bir gün, üç kilo olması gereken tereyağı paketini çok hafif buldu. Bundan sonra da aldığı tereyağlarını tartmaya başladı. Tereyağları gittikçe daha hafif geliyordu.
Fırıncı sonunda çok kızdı ve bir dava açtı. İş yargıcın önüne geldi.
Yargıç, çiftçiye:
'Senin bir terazin yok mu?' diye sordu.
Var efendim.
Kiloların?
Kiloya lüzum yok!
Kilon yoksa, ttereyağının nasıl tartıyorsun?
Çok kolay, Fırıncı benden tereyağı aldığı sürece, ben de ondan ekmek alıyorum. Terazinin bir kefense üç tane kiloluk ekmek koyuyorum. Bunlar bana ölçü oluyorlar. Eğer tereyağı noksan gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.
Yargıç, çiftçi için beraat kararı verdi, fırıncı da mahkeme masraflarını ödemek zorunda kaldı.
Ne ekersen onu biçersin
Bir fırıncı, tereyağını yakında oturan bir çifçiden alıyordu. Bir gün, üç kilo olması gereken tereyağı paketini çok hafif buldu. Bundan sonra da aldığı tereyağlarını tartmaya başladı. Tereyağları gittikçe daha hafif...