Ne şanssız bir şehiriz yahu!

Yıllar sürüyor "Havaalanı pisti doğu'ya mı? Yoksa batı'ya mı uzasın?" Tartışması.
Sonra "Hem doğu'ya hem de batı'ya uzasın" kararı veriliyor.
Ardından inşaat çalışmaları başlıyor havaalanında.
Neden sonra inşaaat çalışmaları bitiyor.
Havaalanı pisti mükemmel bir işçilikle uzatılıyor.
Böylece Eskişehir Uluslararası bir piste kavuşuyor ki, her türlü uçak rahatlıkla inip kalkabilecek.
İşte tam da o sırada.
Yani...
Havaalanının tam da kullanılacağı sırada Eskişehir'den yapılan uçak seferleri kaldırılıyor.

HHH
Yıllardır tartışılıyor yeni Stadyum meselesi.
"Mevcut yere mi yapılsın? Yoksa Muttalip tarafına mı?"diye.
Sonra, Sazova'ya yapılmasına karar veriliyor yeni stadyumun.
Neden sonra inşaat çalışmaları başlıyor.
3-4 kez bitiş tarihi söylenmesine rağmen bir türlü bitirilemiyor Eskişehir'in yeni stadı.
Neticede 33 bin kişilik stat bitme aşamasına geliyor.
Son rötuşları kalıyor ki, işte o anda Eskişehirspor Süper ligden düşüyor

Yani...
Yeni Stadyuma tam da ihtiyaç duyulacağı bir anda şehrin takımı bir alt lige geriliyor.

HHH

Sonuç olarak...
Eskişehir, Uluslararası Havaalanına sahip ama uçuşları olmayan...
Öte yandan.
Eskişehir, 33 bin kişilik bir stadyuma sahip ama takımı süper ligde oynamayan bir şehir konumuna gelmiş bulunuyor.
Ne diyelim bu olanlara artık...
Şans mı? Beceriksizlik mi? İş bilmezlik mi?
Siz karar verin?
.......
Bu mezuniyet kutlanır...
Sevgi Akmen CHP eski il başkanlarından.
Halen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir şube başkanlığı görevini de sürdüren bir isim.
"Okumanın elbette yaşı yok" diyerek, girmesi ve okuması en zor Üniversitelerden biri olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak ikinci Üniversitesini okumaya başlamıştı.
Bu yıl öğrenimini başarıyla tamamlayarak Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden, yani eskilerin tanımı ile Mekteb-i Mülkiye'den mezun oldu.
Sosyal medya hesabındaki sayfasından öğrendik mezuniyetini.
Cübbe giyip,ikinci Üniversite diplomasını da törenle almış.
Gerçekten kutluyoruz Sevgi Akmen'i.
Zira...
Mühendis eğitimli biri olarak çok ama çok zor bir işi başarıp önce Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanmak, ardından da bu bölümden kayıpsız mezun olmak, doğrusu hiç kolay iş değil.
80 li yıllarda, Diyarbakır Emniyet Müdürüyken katledilen rahmetli Gaffar Okkan Eskişehir'de şube müdürlüğü yaptığı sırada Üniversite sınavına girip, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanmış,dışarıdan sınavlara girerek mezun olmuştu.
Gaffar Okkan'dan sonra Sevgi Akmen'in mezuniyeti benim nazarımda resmen ikinci bir başarı hikayesi oldu.
.......

Dünyanın hiçbir yerinde iktidar varken muhalefet eleştirilmez ama....
Tamam, Dünyanın hiçbir yerinde iktidar varken muhalefet sorgulanmaz.
Tamam, Dünyanın hiçbir yerinde iktidar dururken muhalefet eleştirilmez.
Tamam, Dünyanın hiç bir yerinde 48 yıldır iktidar olmamış bir muhalefet partisi günah keçisi ilan edilmez.
Tamam, Dünyanın hiçbir yerinde yıllardır ülke yönetiminde kararı olmayan bir parti her türlü olumsuzluktan sorumlu tutulamaz.
Kısacası...
Bir ülkede iktidar dururken muhalefetin eleştirilmesi kadar abesle iştigal olamaz.
Ama, fakat,lakin...
Bu ülkede iktidardan çok muhalefet eleştiriliyor.
Bazen hiç sorumluluğu olamayan olaylarda da eleştirilerle karşılaşıyor.
İşin ilginç tarafı, bu durum kimsenin garibine gitmiyor.
Hiç kimse çıkıp "Yahu biz niye iktidar dururken muhalefeti eleştiriyoruz?"demiyor.
Çünkü...
Muhalefetin muhalefet yaptığına inanmıyor.
Muhalefet görevinde cılız kaldığını düşünüyor.
Eline geçen fırsatları dahi değerlendiremediğini görüyor.
Böyle düşünmekte de pek haksız sayılmaz insanlar.
Çünkü şahit olunan olaylar bunun böyle algılanmasına yol açıyor.
Bakın iki tane olay konuşuluyor kamuoyunda.
Birincisi Cumhurbaşkanı'nın diplomasının olup olmadığı meselesi.
Diğeri ise yine Cumhurbaşkanı'nın teröristleri tanımlarken sarf ettiği "onurlu ve gururlu" sözleri.
Şimdi:
Diploma meselesi Erdoğan ile ilgili değil de CHP lideri ile ilgili olsaydı, yer yerinden oynardı.
Yine...
Teröristlerin tanımını Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu "Onurlu ve gururlu" şeklinde yapsaydı, ortalık yine yer yerinden oynar, Kılıçdaroğlu insan içine çıkamaz duruma düşerdi.
CHP bu iki olayı bile değerlendiremedi.
Bu iki olayın üzerine gidemedi.
Her iki olayla ilgili yapması gereken muhalefet, sosyal medyada yapılan muhalefetin de altında kaldı.
Kısacası...
Muhalefet bu iki olayda bile muhalefet görevini yapamadı.
Belki de bu yüzden iktidar varken muhalefet eleştiriliyor.
Belki de bu yüzden iktidardan çok muhalefet sorgulanıyor.
Belki...
Bu yüzden, Dünyanın hiçbir yerinde olmayan muhalefetin eleştirilmesi bu ülkede yapılıyor ve bu durum kimsenin garibine bu yüzden gitmiyor.
.....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Süper markette alışveriş yapmakta olan genç adam, kendisini takip etmekte olan bir hanımı fark eder. Kadını görmezlikten gelse de,kadın dik dik bakmaya devam eder.Nihayet kasa önünde kuyruğa gelirler.Kadın adamın birkaç sıra önüne düşmüştür.Kadın derki:
-Özür dilerim. Böyle dikkatli bakmam sizi rahatsız etmiş olmalı. Üzgünüm ama geçenlerde ölen oğluma o kadar benziyorsunuz ki...
Adam şöyle cevap verir:
-Bunu duyduğuma çok üzüldüm. Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
-Evet yavrum az sonra eşyalarımı alıp çıkarken, ne olur bana güle güle anne diye seslene bilir misin?
Tabii ki der, genç adam.Yaşlı kadın çıkarken genç adam ona el sallar ve güle güle anne diye seslenir.Adam birisini mutlu etmenin mutluluğu içinde gülümser ve ödeme sırası kendine gelince kasanın 150 dolar yazdığını görür, kasiyere sorar:
-Bu nasıl olur, alt tarafı üç parça eşya aldım, der.
Kasiyer gayet sakin cevap verir:
"Anneniz hesabını sizin ödeyeceğinizi söyledi"