NEDEN KILIÇDAROĞLU ?

 Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik bunalım ve kaos ortamı sebebiyle, yoksul halk ve emekçiler yoğun baskı altında yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet, döviz kurunda ve enflasyonda yaşanan önlenemez yükselişin sebebini bütün...

 Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik bunalım ve kaos ortamı sebebiyle, yoksul halk ve emekçiler yoğun baskı altında yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet, döviz kurunda ve enflasyonda yaşanan önlenemez yükselişin sebebini bütün dünyada enflasyon var diyerek manipüle etmeye çalışsa da, Türkiye’de yaşanan ağır bunalımın batılı ülkelerde yaşanmadığını, böyle bir mukayesenin doğru olmadığını biliyoruz. 21 yıllık AKP dönemiyle birlikte gelir dağılımında makasın iyice açıldığını, halkın yoksulluğa ve sefalete terk edildiğini hem gözlemlerimizden, hem de resmi verilerden anlıyoruz. Türkiye’de emekçi kitleler bilhassa son yıllarda yoğun ekonomik şiddete maruz kalıyor.
***
Ekonomik çıkmaz, mülteci sorunu ve bölgesel siyasi baskıların yoğunlaştığı bir dönemde, iktidarın, muhalif sesleri bastırmak ve hak arama mücadelesini kırmak adına her türlü enstrümanı kullandığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, demokratik teamülleri sarsan, korku ikliminin hakim olduğu tam da böyle bir konjonktürde ülkemiz seçime hazırlanıyor. AKP-MHP ittifakının adayı şimdiden belli. Millet ittifakının adayı ise 6’lı masada CHP, İYİP, Saadet, Deva, Gelecek ve DP’den oluşan konsensus tarafından belirlenecek. CHP içerisinde ve halk nezdinde karşılık bulan, adaylık için ismi öne çıkarılan, halkın teveccühünü kazanmış, popüleritesi yüksek güçlü adaylar var. Uzun yıllardır AKP’nin yönettiği İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerin Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ile kazanılmış olması CHP içerisinde bu isimleri öne çıkarıyor. Ancak, diğer taraftan 2010 yılından bu tarafa CHP Genel Başkanlığı görevini sürdüren, 2019 yerel seçimlerinde aday belirleme konusunda aldığı doğru kararlarla İstanbul ve Ankara’nın alınmasında en etkili isim olan ve başarılı bir süreç yürüten, yine AKP Hükümeti’nin en güçlü ve çalkantılı dönemlerine( Gezi Direnişi, 17-25 Aralık süreci, 15 Temmuz olayları gibi) Ana Muhalefet Partisi lideri olarak müdahil olan; bu süreçte çeşitli provokasyonlara ve saldırılara maruz kalan hatta suikaste uğrayan, bunun yanı sıra haklı bir takım eleştirilere rağmen mücadele azmi, çalışkanlığı ve kararlı duruşuyla siyaset sahnesinde varlığını ispatlamış ve son dönemlerde yaptığı cesur çıkışlarla hükümeti köşeye sıkıştıran, gündem belirleyen bir Kılıçdaroğlu gerçeği var.
Bir avuç sermaye grubu ve uluslararası finansal rant tekellerinin çıkarlarını tavizsiz savunan, işçi ve emekçilerin haklı tepkilerini ağır baskılarla engellemeye çalışan, geniş kitlelere işsizliği ve sefaleti reva gören yönetim anlayışına karşı ciddi reformcu söylemlerle hedeflerini ortaya koyan Kılıçdaroğlu, yağma ve talan gruplarından hesap sorma iddiasını her fırsatta dile getiriyor. Siyaseten başta gazeteciler ve aydınlar olmak üzere her bireyin kendini ifade edebileceği bir özgürlük ikliminin oluşturulmasının reformcu güvencesi olarak umut aşılıyor. Bilindigi üzere her türlü hak arama mücadelesi, grev ve direniş hukuki ve fiili engellemelerle karşı karşıyadır. Kılıçdaroğlu halktan yana söylemleri ile bu baskıları sonlandıracağını iddia etmektedir. Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde kazanılacak bir seçim, bu gerginlik ve ayrışmanın yumuşaması, toplumsal hoşgörü, insanların birbirini anlaması ve sınıf ve hak kardeşliği temelinde bir toplumsal yapının oluşmasının teminatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaya koyduğu iddialı söylemler, uzun süredir verdiği siyasal mücadele ve işaret ettiği reformcu hedefler göz önüne alındığında, Kılıçdaroğlu’nun aday olmasının en doğru karar olduğu geniş kitlelerle tartışılmalı ve değerlendirilmelidir. Taktik anlamda adaylıklarıyla İstanbul ve Ankara’yı kazanmış olan belediye başkanları görevlerinin önlerine koyduğu süreci ve sorumluluğu devam ettirmelidir. Ayrıca bu bütünlük içerisinde genel başkanın aday olduğu bir süreç onlarıda kapsayan bir süreç olarak ifadesini bulacağından, buradaki gelişmeye parti bütünlüğü ile bakmak doğru olur.
***

Bir takım odakların ısrarla belediye başkanları üzerinden algı mühendisliği yapması, Kılıçdaroğlu’nun verdiği mücadele ve hedeflerini saptırma girişimidir. Kılıçdaroğlu’na dizgin vuramayan belli çevreler, Akp’nin kaybettiği koşullarda kendilerine sıkıntı çıkarmayacak, yeni sağ ve teslimiyetçi çizgide isimleri topluma deklare etmeye çalışmaktadır. Oysa gelinen noktada toplumsal bir rahatlama ve nefes alma adına Kemal Kılıçdaroğlu ve onun reformlarına ihtiyaç vardır. Ayrıca toplumsal birleşme adına her siyasal yelpazeden oy alabilecek adımları atmaktadır. 6’lı masa oluşumu bunun en somut örneğidir. İddia ve hedeflerine başta CHP ve destek verenler inanır ve yanında durursa, Kılıçdaroğlu’nun önemli bir başarıya imza atacağını düşünüyorum. Şimdiden yolu açık olsun.

Haberleri