Daha önce de bu köşede yazdık.
Ak Parti adına," Eskişehir'de Belediyeler nasıl kazanılır?" sorusuna cevap bulmak için bir firma tarafından gerekli çalışma yapılmış ve bu çalışmanın sonucu da bir rapor haline getirilerek Ak parti Genel merkezine iletilmişti.
Kısaca hatırlatalım bu raporda neler yazdığını.
Birincisi: "Büyükerşen'e zarar verecek, onu zor duruma düşürecek politikalar geri teper" deniyordu raporda.
İkinci olarak: "Büyükerşen'e yönelik saldırı, arkasında gevşemeye başlamış desteği de tahkim eder" ibaresi yer alıyordu.
Üçüncüsünde ise: "Büyükerşen'i kendi kulvarında kimse geçemez, acilen kulvarı değiştirmek lazım" deniliyordu.
Dördüncü olarak: "Şehrin genel dokusu ve hassasiyetleri dikkate alınmalı. MSP-RP-FP çizgisi yerine, Merkez sağın devamı görüntüsü içinde olunmalı"
GELELİM RAPORDA Kİ EN ÖNEMLİ MADDEYE
Raporda yer alan en önemli husus da bize göre Beşinci sırada yer alan konuydu.
Aynen şu ibarelerle anlatılıyordu mesele:
-"Eskişehirlilere, şehirlerinin önemli ve kıymetli bir kent olduğu söylenmeli. Bunun farkında olunduğu kesinlikle gösterilmeli. Onlara sürekli iltifat edilmeli. Daha sonra, şehrin kıymetini arttıracak, Eskişehirlilerin şehirleriyle duydukları gururu pekiştirecek vaatlerde bulunulmalı. Somut icraatlar şehrin duygu ve hassasiyetlerine hitap etmiyorsa hiçbir mana taşımayacaktır"
PEKİ, HAZIRLANAN RAPORDA BUNLAR YAZARKEN
NELER YAPILDI?
Ak partinin "Eskişehir'de seçimi nasıl kazanırız?" araştırmasının raporları böyle söylerken Eskişehir'de neler oldu dersiniz?
Hatırlatalım o zaman.
Zamanın birinde Eskişehir'e bir Gazeteci geldi.
Söz konusu Gazeteci Ak parti iktidarına yakınlığı ile bilinen bir isimdi.
Odunpazarı Belediye Başkanının kahvaltıda ağırladığı bu gazeteci "Eskişehir Fuhuş kenti olmuş" dedi ve gitti.
Yani...
"Seçimi kazanmak için öncelikle Eskişehirlilere şehirlerinin kıymetli olduğu anlatılmalı ve onlara iltifat edilmeli" diyen raporun tam tersi yapıldı.
ŞİMDİ DE YENİLMEZ KOYDU BOMBAYI AK
PARTİLİLERİN KUCAĞINA
Şimdi de Türk dünyası Kültür başkenti projesi kapsamında, iftar programlarında bir şeyler yapması için getirilen Tiyatrocu Ahmet Yenilmez koydu bombayı orta yere.
Sosyal medya üzerinden "Eskişehir karanlık bir şehir" den tutun da, "koca şehirde bir tek kültür merkezi yok" sözlerine kadar demeğini bırakmadı.
Dahası...
Koca şehrin bir tek kişiye teslim edildiğini söyleyerek, Eskişehirlilere de hakarete varan sözlerini sıraladı.
Sonuç olarak...
Ak Parti Eskişehir'de belki de söz konusu raporda yer aldığı gibi Eskişehirlilere şehirlerinin kıymetli olduğunu söyleyip, iltifat edecek.
Ama...
Eskişehir'e gelen, üstelik Ak partiye yakın birilerinin söylediği laflar ve attığı bombalarla karşı karşıya kalıyor.
Sonuç olarak...
Eğer seçime kadar birkaç Ak partiye yakın sanatçı ve gazeteci daha Eskişehir'e gelir ve buna benzer laflar söylerse, hem hazırlanan rapor hem de seçimler güme gidecek haberleri olsun...
Eskişehir'e, yiyip-içip para kazanmaya gelen ve gelmişken de "Şu Büyükerşen'e iki vuralım da Ak partiye hizmet ettiğimiz anlaşılsın" diyen Gazeteci ve sanatçılar da, Büyükerşen'e nasıl bir kıyak yaptıklarının artık farkına varsın...
------------------
Süheyl Batum'dan danışman aracılığıyla cevap geldi
Süheyl Batum'un "Partim aday gösterirse Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına seve seve aday olurum" dediği ile ilgili bir yazı kaleme almıştık.
Anayasa komisyon toplantısına gireceğinden ötürü danışmanı aracılığıyla bilgi vermeyi tercih etmiş Süheyl Batum.
Danışmanı Sultan hanım'a aynen şunları sor bakalım demiş Süheyl Batum.
Sultan Hınım da Süheyl bey adına sordu soruları:
-"Ben böyle bir lafı nerede etmişim? Milletvekilliği Büyükşehir belediye başkanlığından daha alt bir görev mi ki de ben Milletvekilliğinden istifa edip Belediye Başkanı olacağım?"
Biz de Süheyl Bey'e iletmesi için sultan Hanım'a verdik cevabı ister istemez;
Ve şöyle dedik;
-"Birincisi: Milletvekilliği ile Belediye Başkanlığının makam kıyaslamasını yapmadık. Dolayısıyla bu bir tercihtir. Kaldı ki kendi partisinin Genel Başkanı bile İstanbul Büyükşehir belediye Başkan adayı oldu. Halen Ankara Büyükşehir belediye Başkanı olan Gökçek, milletvekilliğinden istifa edip belediye Başkanı olmuştu. İkincisi ise; Süheyl Batum "Halk ve örgüt isterse Ankara'ya seve seve Belediye Başkan adayı olurum" sözünü Afyonkarahisar CHP il binasına yaptığı ziyaret sırasında düzenlediği Basın toplantısında söylemiş. Tam tarihi ise Şubat 2013. İnternete girerseniz, söylediğiniz bu sözü de bu sözlerin yayınlandı gazete ve siteleri de rahatlıkla bulabilirsiniz"
Herhalde, Danışmanı Sultan Hanım, O'nun bize söylediklerini ilettiği kadar bizim O'na söylediklerimizi de iletmiştir.
------------------------------
Her şey seçimden ibaret mi?
Önümüzde ki mahalli seçimler, bazıları için zannedersiniz ki ölüm kalım meselesi.
Özellikle, Büyükerşen hayranlığı ya da Büyükerşen antipatisi olanlar için.
Bunun yanı sıra...
Ak Parti hayranlığı ve antipatikliği duyanlar için de geçerli aynı durum.
Sanki mahalli seçimler bir son olacak bazıları için.
Bazıları için de intikam alma günü.
Sonrasını hiç kimsenin düşündüğü bile yok.
Sonuçlar açıklanır açıklanmaz, birilerinin nefreti tavan yapacak, diğerleri için adeta zaman duracak.
Aslında yok böyle bir şey...
Ne mi olacak? Söyleyelim...
Büyükerşen ya aday olacak, ya da olmayacak.
Aday olmayacaksa sorun yok...
Çekilecek köşesine.
Eğer aday olacaksa, seçimi ya kazanacak, ya da kaybedecek.
Kazanırsa sorun yok, üç dönem nasıl yaptıysa, aynı göreve devam edecek.
Kaybederse de, çekilecek kenara.
Bu bu kadar basit.
Aynı durum Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı için de geçerli.
Ya Büyükşehir belediye Başkan adayı gösterilecek, ya da iki dönem olduğu gibi Odunpazarı Belediye Başkan adayı.
Belki de hiç aday gösterilmeyecek.
Aday gösterilirse girecek seçime, ya kazanacak ya da kaybedecek.
Partiler de öyle değil mi?
Ya AKP kazanacak seçimleri, ya da CHP.
Belki birkaçını AKP birkaçını CHP kazanacak.
Sonuç olarak hayat devam edecek.
Her ne kadar bu günden birileri seçim tarihini kıyamet tarihi gibi algılıyor olsa da, böyle olmayacak.
Seçilenler görevini yapacak, seçilemeyenler bugüne kadar olduğu gibi kenarda duracak.
Bu, bu kadar basit bir mesele.
O halde, niye pek çok kişi bu seçim meselesine bu denli kilitleniyor dersiniz?
Niçin mahalli seçimlere "ölüm-kalım" meselesi olarak bakıyor birçok insan?
Gerçekten anlamak mümkün değil...
Her şey seçimden ibaret mi?
Daha önce de yazmışız bu konuyu.
Şimdi bakınca, aylar önce olsa da ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor.
Çünkü...
Her şeyin seçimden ibaret olduğu şu günlerde daha ağır bir şekilde hissediliyor.
------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.
Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. 'Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi' demiş.
Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş:
-Eee,noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere 'Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar' dedim.
Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da 'Denize girmek yasak! ' dedim.
Nedir bu Ak partinin Gazetecilerden ve sanatçılardan çektiği?
Daha önce de bu köşede yazdık.Ak Parti adına," Eskişehirde Belediyeler nasıl kazanılır?" sorusuna cevap bulmak için bir firma tarafından gerekli çalışma yapılmış ve bu çalışmanın sonucu da bir rapor haline getirilerek...