Neredesin Ahmet Ataç?

Resmi rakamlara göre 50 işçi kapının önüne konuldu, sayının 100’e çıktığı iddia ediliyor, sayı her geçen gün artıyor.

Tepebaşı Belediyesi vicdanı sorgulatan uygulamalarına devam ediyor.

Yerel seçimlerin üzerinden 2 ay geçmesinin ardından işçi kıyımına başladı.

Günlerdir yazıyoruz.

Belediye bütçesi boşaldı.

Reklamla, ikramla, gereksiz geziler sonucunda bütçe de para kalmadı.

Belediye maddi anlamda çok zor durumda.

Hatta işçinin parasını ödeyemeyecek duruma geldiği iddia ediliyor.

Mesailer kesilmiş, verilemiyor.

Acemi yöntemin faturası işçiye kesildi, kesilmeye devam ediyor.

Resmi rakamlara göre 50 işçi kapının önüne konuldu, sayının 100’e çıktığı iddia ediliyor, sayı her geçen gün artıyor.

300 kişilik bir listeden bahsediliyor.

Çıkarılmanın kriteri yok deniliyor ama kriter belli…

Torpili olmayan, arkasında “gücü” olmayana kapı gösteriliyor.

Listenin başını down sendromlu çocukların, engelliler bireylerin ve hamile kadınların oluşturduğu iddia ediliyor.

Gelen bir ihbarda, “geçim mücadelesi veren, 3 çocuklu bekar bir kadının “gözyaşları” içinde belediyeyi terk ettiği” ileri sürüldü.

Yine gelen bir ihbarda, “Down sendromlu Turgay’ın ailesinin yine gözyaşları için de belediyeden ayrıldığı” öne sürüldü.

Zayıf halkanın başını anlayacağınız engelliler ve kadınlar oluşturuyor.

Sert anlatacağım!

Sert ifade kullandığım zaman baskılarla korkutularak sindirilmeye çalışılıyorum.

Çünkü baskılarla işten nasıl çıkarıldığını biliyorum. (!)

Ankara’dan sorumlu belediye başkan yardımcısı yakından ilgileniyor o işlerle…

Yetimin, ezilenin, işçinin, emekçinin hakkını her zerresine savunacağım!

Sendikaya değil de gazeteciye “ihbar” yağıyorsa vay ki vay o belediyenin ve sendikanın haline!

Down sendromlu çocuklara iş kapısı açtık diye yıllarca övünmedi mi Tepebaşı Belediyesi?

Allah razı olsun dedik hatta ender hizmetlerinden biri saydık, ağzımızı açmadık!

Engellerin yanındayız dediler, kadınların yanındayız dediler, işçinin yanındayız dediler.

Neredesin Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç?

Kadınlar, ağlayarak belediye koridorlarını terk ediyor, engelli bireylerin aileleri gözyaşları içinde belediye koridorlarından ayrılıyor?

Yalnız kadınlar evinde çaresizce, sessizce ağlıyor.

Gazeteye ihbar yağıyor ihbar Sayın Ataç?

Neredesiniz?

Sesimizi duyuyor musunuz?

Seslerini duyuyor musunuz?

Yoksa ceketinizi bırakıp gittikten sonra ceketinizin etrafında toplanan bürokratların makam kavgasıyla mı uğraşıyorsunuz?

Acemi yönetimin faturasını “işçiden, emekçiden” çıkaramazsınız!

Ankara’dan sorumlu belediye başkan yardımcısının yanında işçi çıkarımlarında sorumluluğu bulunan bütün yetkililere sesleniyorum!

Eleştirdiğiniz AKP’ye benzemeyin!

İşçi kıyımını durdurun!

Çıkarılan işçileri geri alın!

Mesailerini ödeyin!

İşçinin hakkını verin hakkını!

Yola devam edin!

Bak uyarıyorum!

Bugün faturayı mazluma kestiniz ama gün gelir o mazlumun ahı yakar canınızı.

Down sendromlu Turgay’ın gözyaşları benim içimi yaktı da cümlelerimi sertleştirdi.

Sahi sizde etki etmiyor mu gözyaşı?

Siyaset Haberleri