Türkiye'de, genetiği oynanmış ürünler, insan sağlığını tehdit ediyor. Tüm uyarılara rağmen, ne tehlikeyi gören, ne de tedbir alan var. Nitekim Tüketici Hakları Derneği' İthal edilmiş genleriyle oynanmış ürünlerin, tam dokuzyüz ayrı ürünün hammaddesi olarak kullandığını açıkladı. Bu ürünlerin, İsviçre' de bir gıda laboratuarında yapılan analizler sonucunda, zararlı olduğu doğrultusunda, verilmiş bir rapor olduğu halde, insanların sağlığı ile oynayanlar hakkında, hiçbir işlem yapılmadığı da söylendi.
Yine dünyada, genleriyle oynanmış ürünlerin, gıda maddelerinde kullanılması sonucu insanlarda, özellikle de çocuklarda şiddetli alerji ve ani ölümlere rastlandı. Japonya' da olduğu gibi, pek çok ülkede, bu tür ürünlerin ithali yasaklandı.
Ayrıca ülkemizde yasak olmasına rağmen, ABD' den mısır, soya, pamuk gibi genetik yapısı değiştirilmiş ürünler girmektedir. Maalesef genetiği bozulmuş maddelerin, bebek mamaları da dahil olmak üzere, birçok işlenmiş ürünün hammaddesini oluşturduğu da biliniyor. Bu, gıda maddeleri, İç pazarlarda tüketilmeden önce, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde, laboratuar denetimi yapılmalı, sağlığa zararları görülenler imha edilmelidir. Veya ithaline izin verilmemelidir.
Doğal olmayan koşullarda yetişen, sebze ve meyveler kanser riskini %70 artırmaktadır. Doğal olmayan besinlerde, en büyük tehlike ise hamile bir anne doğal olmayan, sera ürünü, meyve ve sebzeleri mevsiminde yemediği zaman, aldığı bu hormonlar ve tarım ilaçları doğrudan anne karnındaki bebeğine de geçmektedir. Yine emziren annelerden, anne sütü ile bu tarım ilaçlarının, bebeğine geçtiği birçok bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir.
Ayrıca Türk insanının, Kasım 2006 ile Nisan 2007 tarihleri arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, şeftali, karpuz, erik, muz gibi yaz SEBZE ve MEYVELERİNİ yememesi söyleniyor. Çünkü bu tarihler arasında satın alacağınız sebze ve meyvelerin hiçbiri doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmiyorlar.
Diğer bir tehlikede, hormonlu etlerdir. Bu etlerden tüketmek çok tehlikeli sonuçları da beraberinde getiriyor. Kanser, hormonel hastalıklar ve daha pek rahatsızlık, meydana gelebiliyor. Özellikle gelişmekte olan çocuklar, için tehlike daha da büyüktür.
Elbette insan sağlığı açısından sakıncalı olan besin maddeleri, özellikle de doğal olmayan sebze ve meyvelerin denetimi şarttır. Bunu sağlayacak olan da belediyelerin, kente giren et, gıda ve tarım ürünlerini veya vatandaşın, bu alandaki şikâyetlerini denetleyecek, laboratuarı olması gerekir. Defalarca köşemizde belediyelerin, kente giren gıda maddelerini, sebze ve meyveleri, denetleyecek laboratuar kurması gerektiğini önerdiğimiz halde, belediyelerden bugüne kadar, bu yönde bir somut gelişme göremedik.
Aslında Eskişehir'de bu işi yapabilecek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı, Eskişehir'de Bölge ve İl Kontrol Laboratuarı var. Kuruma, daha geniş bir yer ve yeteri kadar da teknoloji, araç ve gereç temin edilir veya yeniden yapılandırılırsa kentte yeterli olabilir.
Artık gerçekleri görelim, Türkiye genelinde ve Eskişehir'de yaşayan insanlarımızın, nesli ve hayatı tehlikededir. Bu tehlikenin önüne geçmek için, Kentlere giren gıda maddeleri, genetiğiyle oynanmış sebze, hububat, meyve gibi ürünler, mutlaka kontrol edilmelidir. Süper Marketlere, özellikle de gıda sektörüne, yabancıların girmesi ile kontroller, daha da önem kazandı.
GDO tespiti konusunda, araştırmalar, tüm dünyada yapılmaktadır. Mevcut testler her gün geliştirilmektedir. Ülkemizde bu testlerin yapılamaması büyük bir risk teşkil etmektedir. Gerek tedarik zinciri, gerekse üretim süreçleri içinde, düzenli ve yetkin bir iç denetim, şarttır. Ancak, devletin denetleyici rolü, ancak bilgili ve ahlaklı üreticiler, hakkını arayan tüketiciler ve daha da önemlisi konuya hakim, yetkin araştırmacıların, varlığında amacına ulaşır.
Eskişehir'de, ilgililer ve halk, sağlığını korumak için, sıkı denetin yanında, bölgesindeki doğal sebze ve hububat tohumlarına sahip çıkmalı, genleri değiştirilmiş tohumlara ve sebze, meyve ve hububatlara da itibar etmemelidir. Bu hususlarda, Vilayete, Belediyelere, özellikle de Tarım İl Müdürlüğüne ve ESOGÜ Ziraat Fakültesine, ciddi görevler düşüyor. Aksi halde neslimiz ve insanımız, geri dönüşü ve tedavisi mümkün olmayan, sağlık sorunları ile karşı karşıya kalacaktır.
NESLİMİZ VE SAĞLIĞIMIZ TEHLİKEDE!
Türkiyede, genetiği oynanmış ürünler, insan sağlığını tehdit ediyor. Tüm uyarılara rağmen, ne tehlikeyi gören, ne de tedbir alan var. Nitekim Tüketici Hakları Derneği İthal edilmiş genleriyle oynanmış ürünlerin, tam...