NEVRUZ BİLİNCİ...

Ulusumuzun en büyük geleneklerinden birisidir Nevruzu kutlamak...
Baharın müjdecisidir Nevruz...
Avrasya'nın ortak bayramındır.
Orta Asya'dan beri hep doğayla iç içe yaşayan Türkler için mutlaka baharın gelişi büyük bir gün olacaktı.
Allah inancının öncesinde bile, baharın gelişi büyük bir olaydı.
Bakın o yıllarda Türkler nasıl bir inanca sahip, bunu tarihi karıştırdığımızda bir yazıttan öğrenebiliyoruz.
"... Yüce Göktanrı'nın ilk defa gürlediği, yağız yer, altmış türlü çiçeklerle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk'ün Atası) yaradıldın!"
İşte Türklerin hayat tarzından, yaşam biçiminden bir kesit...
Kutadgu Bilig'den tutunda, Melikşah'ın takvimine, Akkoyonlu Uzun Hasan Bey'in kanunlarına kadar Türklerin Nevruzu büyük bir coşkuyla kutladığını öğreniyoruz...
Yani Nevruz hayatımıza daha yeni giren bir gelenek değil.
Türkler var olduğundan bu yana hep vardı Nevruz...
Tıpkı dün gibi...
Eskişehir'de Nevruz amacına ulaştı, Eskişehir'e yakışacağı gibi...
Kent yetkililer ile vatandaşlar yumurta kırma yarışı yaptılar.
Yakılan ateşten atladılar.
Bir bahar öncesinde bir arada olmanın keyfini sürdüler...
Nevruz işte böyle bir şey, diğer tüm güzel adetlerimiz gibi...
Tüm ulusu bir anda kaynaştıran bir etkinlik...
Valisinden, minik bebeğine kadar...
Nevruzu bu halka başka türlü anlatanlar,
Nevruzu başka türlü anlayanlar,
Nevruzu siyasi ve bölücü bir propaganda gününe dönüştürenler,
Bir kez daha anlamalı, bir kez daha bilmeli...
Dış güçlerin sizleri sürüklediği bu oyun da tutmayacak...
Türk ulusu ilelebet, bir arada ve huzurlu yaşayacak...
Yüz yıllardır olduğu gibi...