Salı Günü Vali Yardımcısı Sayın Nurullah Naci Kalkancı ile yapmış olduğumuz görüşmede, dikkat çeken görüşlerine tanık olduk. Özellikle de "Türkiye Nükleer enerjiye, mutlaka sahip olmalıdır" dedi. Gerekçe olarak da enerjinin, doğal gaza bağlı olmasını, bunun da her an sorun yaratabileceğini gösterdi.
Bu tespite, katılmamak mümkün mü?
Sayın KALKA NCI, Nükleer Enerji ile ilgili görüşlerinde haklıdır. Türkiye için, "Nükleer Santral" tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Nitekim ATO, "Nükleer Enerjide Acil Durum Raporu"nda, dünyanın nükleer enerjiye yönelimin hızlandığı belirtildi. Petrol rezervlerinin 41 yıl, gaz kaynakları 65 yıl ve kömür kaynakları ise 255 yıl sonra tükeneceği kaydedilen raporda, "Gelişmekte olan ülkeler de 'nükleer santral yarışı'na girdi. Enerji darboğazının eşiğindeki Türkiye de, nükleer santral yapması gerekiyor" denildi.
Ayrıca ülkemiz, nükleer enerji yakıtı olan Toryum' un, dünyadaki rezervinin yüzde 53'üne sahip olmasına rağmen, nükleer enerji' ye sahip değildir. Oysa Fransa, ABD, İspanya, gibi birçok ülke enerjileri kaynaklarının çeşitlendirmiş ve Nükleer enerjiyi etkin ve temiz bir şekilde kullanmaktadır. Ancak ülkemizde ise yılladır, bazı kesimler gösterilerle nükleer enerji santralleri kurulmamasını engellemek istiyorlar.
Nükleer santraller, birçok konuda yarar sağlıyor. Günümüzde Türkiye' de olduğu gibi, birçok ülkede nükleer santral yapımı ve kullanımı engellenmeye çalışılmıştır. Bunun nedeni zamanında oluşan felaketler (Çernobil) ve santrallerin insan üzerine yaptığı olumsuz etkilerdir. Ama teknolojik ortamlarda yapılan bir nükleer santralın hiçbir olumsuz etkisi bulunmamakla birlikte birçok yararı da vardır. Dünyada birçok ülkenin vazgeçilmez enerji kaynağı nükleer enerjidir.
Bazı kesimler, özellikle de çevreciler, enerji sektörümüzün, yeniden yapılandırıldığı bu süreçte, önceliklerimizi ve tercihlerimizi artık nükleer enerji ve fosil enerji kaynakları yerine; yerli, ucuz, bol, temiz, çevreci, yenilenebilir, planlı, verimli, etkin, istikrarlı, bağımsız, doğru ve üretim, iletim, dağıtım altyapısı iyileştirilmiş enerji kullanımının sağlanması olarak değiştirmeliyiz fikrindedir. Ancak Türkiye' nin, bu tablo içinde, ihtiyacı olan enerjiyi nasıl sağlayacağını, somut olarak ortaya koymuyorlar
Oysa enerji, çağımızın yaşamsal bağımlılığı haline gelmiştir. Dünyamızda ve ülkemizde, bir yandan küresel iklim değişikliği tartışmaları içinde elektrik enerjisi üretiminin payı, diğer yandan her şeye karşın enerji üretimi talebinin karşılanmasına yönelik projeksiyonları tartışılmaktadır. Ancak ülkemizde, ürünün en başta üretilebilmesi, hatta yaşam için, enerjiye ihtiyaç var. Bu enerji bugün için başkan Sayın Erdoğan' nın belirttiği gibi, petrol, elektrik, doğalgaz'dan sağlanmakta, pahalı elektrik elde edildiğinde de, sanayicimizin global pazarlarda rekabet şansı azalmaktadır. Ayrıca yeterli de değildir. Hızlı talep artışı karşısında, Türkiye' nin, daha çok enerjiye ihtiyacı olduğu da ortadadır.
Nükleer enerji, enerji fiyatlarının yükselmesiyle birlikte yeniden gündeme geldi. Nükleer enerji, bir çözüm yolu olarak ortaya çıkıyor. Taraftarları, nükleer enerjinin temiz ve güvenilir bir enerji kaynağı olduğunu belirtirken, karşı çıkanlar güvenlik meselesi ile nükleer atıkların ortadan kaldırılmasının, bu enerji türünün bütün yararlarını silip süpüreceğini öne sürüyor. Oysa ABD' de, şu anda 104 nükleer enerji tesisinde üretim yapılıyor. Başkan Bush enerji politikası çerçevesinde nükleer enerjiden daha fazla yararlanılmasını istiyor.
Nükleer enerji, asit yağmuru, hava kirliliği, yaratmıyor. Ayrıca dünyanın aşırı ısınmasına da nükleer enerji tesislerinin bir katkısı bulunmuyor. Buna karşılık kömür, gaz ve petrol tesisleri, bu zararlı etkilerin hepsini yaratıyor. Nükleer santrallere karşı çıkanlar ise çevresel etkileri, atıkları, riskleri, kurulma ve sökülme dahil maliyeti, dışa bağımlı teknoloji olmasını pahalı işletme, sınırlı kaynakları, en önemlisi de risklerini neden olarak gösteriyorlar.
Halkımız, her zaman nükleer enerji denilirken radyasyonu düşünmüş ve haklı olarak Akkuyu ve Sinop projesine karşı çıkmıştır. Avrupa ülkelerinin hiçbir zaman vazgeçemediği nükleer enerji, Türkiye' de hala tartışma konusudur. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, ABD, bazı İskandinav ülkeleri, Bulgaristan, Rusya, Ermenistan ve daha birçok ülkenin vazgeçilmez enerji kaynağı olan nükleer enerjinin elbette fayda ve zararları vardır. Ancak dünyanın, tüm gelişmiş ülkeleri ve Türkiye' nin komşuları, nükleer enerjiden istifade ediyor. İşi ilginç yanı, bu ülkelerde, nükleer santral, karşıtı gösterilerde yapılmıyor.
Doğrudur; Nükleer Enerjinin, riskleri vardır. Ayrıca da teknolojini kullanımıyla gündeme gelen enerji üstüne savaşlar, insanlığa kan ve gözyaşı, egemenlere ise rant ve erk getirmiştir. Ancak Türkiye' nin, Nükleer Enerjiye ihtiyacı vardır. Yeter ki Türkiye' de kurulacak olan Nükleer santrallerdeki teknoloji, ilkel olmasın.
NÜKLEER ENERJİ
Salı Günü Vali Yardımcısı Sayın Nurullah Naci Kalkancı ile yapmış olduğumuz görüşmede, dikkat çeken görüşlerine tanık olduk. Özellikle de "Türkiye Nükleer enerjiye, mutlaka sahip olmalıdır" dedi. Gerekçe olarak da enerjinin,...