ODUNPAZARIN CAMINA VARDA, TEPEBAŞININ TOPRAĞINA YOK MU?

Tepebaşı Belediyesi'nin bu yıl 6ncısını yapacağı Pişmiş Toprak Sempozyumunu değerlendirdim dün...
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kadar ilgi çekeceğini düşünmedim.
Yazıyı ilgili kılan, meseleye Odunpazarı Belediyesi tarafından bakmam oldu galiba.
Daha doğrusu;
Hep siyaseten yorumlana gelen Pişmiş Toprak Sempozyumunu bu kez siyasetin güzel tarafından yorumlamam oldu.
***
Çünkü;
Yazıda, Pişmiş Toprak Sempozyumunu yapan Tepebaşı'na eleştiride bulunan AKP'nin bir belediyesinin Cam Sanatları festivali yaptığını söyledim.
Her iki işinde birbiri ile ilintili projeler olduğundan bahsettim.
Ve her ikisinin de siyaset ile bir araya getirilemeyecek kadar sanatsal ağırlığı olan, en önemlisi de kentin tarihi kimliğini öne çıkarıp, kentin bugününe kimlik kazandıracak etkinlikler olduğundan söz ettim.
***
İşte bu tespit, telefonları beraberinde getirdi.
Pek çok teşekkür sesi işittim.
İçlerinde bir tanesi ise ilginç bir durumu ortaya koydu.
O da Odunpazarı Belediyesi'nin tamamlamak üzere olduğu Cam Merkezi ile ilgili bir şikayetti!
***
Yanlış anlaşılmasın...
Bizi arayan okurumuz Odunpazarı'nın yaptığı merkeze karşı değil!
Okurumuz bu merkez için BEBKA'dan ayrılan 800 bin TL'lik katkıyı eleştiriyor.
"Pişmiş Toprak için kılını kıpırdatmayan iktidara yakın kurumlar, Odunpazarı'nın ilk işinde harekete geçiyor" diyor.
***
Eğer iddia doğruysa, şikâyet konusu haklı!
Öyle ya;
Biz nasıl her iki belediyenin yaptığı etkinlikleri ayırmıyorsak, iktidarda en azından bu şehir için yapılan benzer işleri de ayırmamalı...
Şehrin bir tarafı için kesinin ağzını açıp, diğer tarafına üvey evlat muamelesi yapmamalı...
Hani son günlerin moda başlığı yaptılar ya;
"Pişmiş toprağa asıl böylesine su katılmamalı"
......

SÜLEYMAN SARAÇOĞLU...

Elbette kendisini anlatamaya gerek yok!
Görev yaptığı 24 yıl boyunca Eskişehirliler O'nu zaten çok iyi tanıdı.
Bu arada Saraçoğlu de Eskişehir'i çok iyi öğrendi.
Ve ne yalan söyleyelim;
Her iki tarafta birbirini çok sevdi!
***
Gazetecilik yaşamım boyunca, severek gittiğim ender kapılardan oldu Nüfus Müdürlüğü kapısı...
Çoğu zaman kentin nüfus yapısına ait bilgiler alırken, araya esprilerde sıkışırdı.
İş hep Fener-Es-Es rekabetine gelirdi ya!
Neyse;
Sonunda Saraçoğlu'da en az bizim kadar Es-Es'li oldu iyi mi?
Dedik ya başta;
"Eskişehir'i çok sevdi" diye!
***
Nüfus Müdürümüz 24 sene sonra gidiyor Eskişehir'den...
Kastamonu'da devam edecek görevine...
Başarılar diliyoruz kendisine...
Kulağını çokça çınlatacağımızı şimdiden ifade ediyoruz.
Çünkü kendisi ile ilgili bahsedeceğimiz çok ama çok anımız var.
O yüzden Kastamonu'dan dönüşünü de dört gözle bekleyeceğiz.
Öyle ya;
Kalabak suyunu içtin, çiböreği tattın, sıkıda Es-Es'li olduysan bu şehre geri gelmemek zaten olmaz!