ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Hindistan’da fillerin fiziksel işgücü gereken yerlerde kullanıldığını biliyoruz. Filler çalışmadıklarında nasıl kontrol ediliyorlar, bakıcıları filler çok küçükken onları “programlama” fikrini geliştirmişlerdir....

Hindistan’da fillerin fiziksel işgücü gereken yerlerde kullanıldığını biliyoruz. Filler çalışmadıklarında nasıl kontrol ediliyorlar, bakıcıları filler çok küçükken onları “programlama” fikrini geliştirmişlerdir.
Fillerin düşünme tarzlarını değiştirerek, kendilerini sınırlamalarını sağlamak için, daha küçükken, yaklaşık 75 kilo iken çok ağır bir ipe bağlanıyorlar.
Gün boyunca bu ipten kurtulmaya çalışıyorlar; inliyorlar, ipe kuvvetle asılıyorlar, bazıları ipi çiğnemiyi bile deniyorlar ama ipten kurtulamıyorlar. Sonuçta direnmeyi bırakıyorlar ve mücadele bitiyor.
Bu noktada iş ilginç bir hale gelmeye başlıyor. Filler bundan sonra, ipten kurtulmanın yolu olmadığını anlayarak, ipin onları sınırladığı gerçeğini kabulleniyor. Beyinlerine kazanılan bu bilgi sayesinde bakıcıları onları daha sonra küçücük iplerle bile bağlayabiliyorlar!.
Yetişkin olduklarında 4-5 ton veya daha fazla gelirken ipten kurtulmaya çalışmıyorlar, çünkü kurtulmak için hiçbir umut olmadığını düşünüyorlar.
Görüldüğü gibi, filleri sınırlayan şey gerçek değil; yalnızca onların beyinlerinde onların beyinlerinde oluşturulan bir şey.
Bizler de iç sınırlarlar programlanmış durumdayız. Bunlar gerçek değil ve yalnızca zihinlerimizde oluşturulmuştur.
Beyinlerimize kazınmış bu inanç sistemleri ve iç sınırlar sebebiyle başaracağımız pek çok şeyi yapamıyoruz.

Haberleri