Öğretmenevi, adı üzerinde öğretmenlerin sosyal gereksinimlerini karşılamak için oluşturulmuş bir tesis…
Dün dile getirdik, Eskişehir Öğretmenevi için ‘’işlevini yerine getiriyor’’ demek çok zor…
Daha önce yararlandıkları hizmetlerin büyük bölümü artık yok.
Öğretmenlerin yakınmalarına sütunlarımızda yer verdik.
Öğretmenevi Müdürü Mehmet Ali Eryılmaz’dan bir açıklama geldi.
Açıklamasının başlangıcında kendisini tanıtıyor.
Sonrasında da sorumlu olduğu kurumda yaptıklarını anlatıyor.
‘’2016 yılında beni buraya atadıklarında, kurum zarar etmiş, piyasaya ve özellikle 2012’den sonra emekli olan çalışanlarına tazminatlarını ödeyememiş, piyasadan yumurta dahi alacak itibarı kalmamış, borç içinde defterlerine Maliye tarafından el konulmuş, icralar üst üste binmişti.
Hepsine icra dairesinde ödeme planları imzaladım. Tüm borçları, vergileri, tazminatları ödedim.’’
Müdür Mehmet Ali Eryılmaz’ın kendisinden önceki döneme ait ortaya koyduğu tablo vahim…
Öğretmenevi binası kira falan değil, kendi mülkü…
Gelir kaynağı olabilecek birimleri de oldukça fazla…
En önemli gider kalemi personel maaşları…
Böylesin bir kurum nasıl olur da ‘’borç batağı’’ içerisine girer?
Anlamak da kabullenmek de olanaksız.
Böylesi vahim bir tablonun oluşmasında öğretmenlerin en küçük bir payı yok.
Tablonun oluşma nedeni belli…
Kısaca ‘’kötü yönetim’’ ve ‘’denetimsizlik’’ dense olur.
Müdür Mehmet Ali Eryılmaz, ‘’vahim tabloyu düzelttim’’ diyor.
Bu açıdan ‘’başarılı’’ sayılır.
Açıklamasında verilen hizmetleri de sıralıyor.
‘’Bugün kurumumuz sabah 7 den gece 22 ye kadar yeme içme hizmeti, kafeterya hizmeti, otel konaklama, düğün salonu, bay bayan kuaför spor salonu, elektrikli araç sej istasyonu gibi alanlarda hizmet veriyor. Kafeterya, mutfak, bahçe salonların işletmeleri bizde özel sektör de değil. Ne tazminat borcu var ne piyasa borcu ne vergi borcu. Hepsi bir plan dahilinde düzene sokuldu. Odalar genel hizmet alanları yenilendi. Sunulan hizmetlerin çeşidi ve kalitesi artırıldı
Bunları kuruş ödenek almadan kendi imkanlarımız ile yaptık.’’
‘’Veriyoruz’’ dediği hizmetler için kimsenin bir şey dediği yok.
Hepsi verilmesi gereken hizmetler…
İyi de daha önce verildiği halde şimdi olmayan hizmetlere ne demeli?
Öğretmenlerin yakınma nedeni de o hizmetlerin yokluğu…
Müdür Mehmet Ali Eryılmaz’ın üzerinde durmadığı hizmet yoksunlukları var.
Biz onları dile getirdik…
Yineleyelim…
-Ana binada ‘’Okuma odası’’ vardı, şimdi yok. Neden?
-Yine ana binada ‘’Bilgisayar odası’’ vardı o da yok. Neden kapatıldı?
-Ana binada öğretmenlerin yararlandığı bir pastane vardı. Şimdi öğretmenlere kapalı.Neden?
-Uzun sözün kısası ana bina binada öğretmenlerin yararlandığı bir sosyal birim yok. Böyle bir şey olabilir mi?
Unutuyorduk az kalsın…
Öğretmenlerin yararlanabildiği tek bir yer var, o da tuvalet…
Bahçeye yapılan ‘’baraka’’ türünden yapıda tuvalet olmadığı için alt katta bulunan tuvalet öğretmenlere ve kafe müşterilerine açık…
Onun da pisuvarları kaldırıldı.
Bu da büyük sıkıntı yaratıyor.
Biz unutuyorduk ya Müdür Mehmet Eryılmaz açıklamasında bu konuya yer vermemiş.
‘’Unuttum’’ diyerek kısa bir açıklama yolladı.
‘’Bina girişinde erkek tuvaleti var. Özellikle yazın ne yaptıysak olmadı. İçeri girince idrar kokusu, sidik kokusu, ayni girişi hem müşteriler hem protokol kullanıyor.
Bina eski ters yel esince her yer idrar kokusu oluyordu. Temizleme ile çözülmedi.
Sadece o alanda bulunan iki tane pisuvar iptal oldu.’’
Pisuvarlar ‘’sidik kokusu nedeniyle’’ kaldırılmış…
Yerine yapılan eski usul alafranga tuvalet…
İyi de o tür tuvaletlerde kokuyu önlemek daha zor…
Her yer müdür beyin deyimiyle ‘’sidik kokusu’’ olur.
Neyse…
Öğretmenevi Müdürü Mehmet Ali Eryılmaz iyi diyor hoş diyor da öğretmenlerin yakındığı hizmet yoksunlukları ile ilgili bir şey demiyor.
O yoksunluklar ile ilgili soruları sıraladık.
Onları da yanıtlasa çok daha iyi olur.