OLİMPİYATTAKİ ORTAM VE TARAFTAR...

Dün maçla ilgili düşüncülerimi bu köşeden sizlere aktarmıştım.
Maalesef istesen hatta hak etsen bile kazanamayabiliyorsun.
Önünü engeller çıkabiliyor. Eskişehirspor İstanbul'da Beşiktaş karşısında galibiyeti hak etmesine rağmen 3 puanı alamadı.
Hani 'Gol attın da hakem golünümü vermedi' derler yaa.
Evet... Eskişehirspor golü attı ama golünü vermediler değil resmen yediler.
Bilmiyorumda bu hakem hataları bir yerde fena patlar. Bir çok takım hakemlerden sıkıntılı ama benim davam Eskişehhirspor'un emeğinin çalınmasından yana.
Maçtan sonra futbolcuları sahadan çıkarken yakından gördüm. Sadece yağmur değil, terlerinin de ıslaklığı vardı formalarda. Ama alın teri bile çalınabiliyor sahalarda.
Ne kadar dövünsek boş, iş sahada karar verenlerde bitiyor.
Hakkımız yendi, ama maç bitti iş gitti.
Doğru dürüst bir yangın bile yapamıyoruz.
Önemli olan bundan sonraki maçlarda Eskişehirspor'un hakkının yenmemesi için mücadele etmek.
Gereken önlemler alınır, alınmaz ise de Beşiktaş maçından sonra olduğu gibi dövünür dururuz.
**
Yıllardır Olimpiyat stadına gideriz.
Yaz da gitsek kış da gitsek, hem kalın giyinir, hem de yağmurluğumuzu almayı ihmal etmeyiz.
Cumartesi akşamki maç Eylül ayında olmasına rağmen kış mevsimi yaşadık Olimpiyat stadyumunda.
Rüzgar, fırtına yağmur, soğuk hepsi vardı. Sadece kar eksikti olimpiyatta.
İşte bu ortamda Eskişehirspor taraftarı üstü açık tribünde saatlerce ıslandı yetmedi bir de üstüne şiddetli rüzgüar yedi. Kimilerinde tedbirli yağmurluk vardı ancak bazıları vardı ki sadece forma ile takımı destekledi, yağmur altında. Tek istekliri takımı yalnız bırakmayıp, seslerini duyurmaktı.
Tamam bizlerde ıslandık kale arkasında ama taraftara inanın çok üzüldüm.
Beşiktaş'ın açıkda bulunan taraftarı tepkisine dile getirdi. Ve bir çoğu kapalıya sığındı.
Peki Eskişehirspor taraftarı neden kapalı bölüme alınmadı.
Tribünler tıklım tıklım olur hiç yer olmaz ve misafir takımının yeri neresi ise orada maçı izler bunu anlarım. Ama koca stat bomboş.
Şimdi birileri kızacak ama maçı protokol da çay kahve içip izleyenler, rakip takım yönetimene biraz yangın yaparak Es-Es taraftarını da kapalı bölüme aldıramazmıydı.
Yoksa bu passolig olayı sadece Eskişehirspor'a mı geçiyor.
Geniş güvenlik önlemleri altında maçı seyreden taraftarlarımızın nerede ise her birinin başında bir emniyet görevlisi vardı Olimpiyat stadında..
Biraz da taraftarı düşünelim.
Mümkünse yönetimin yeni oluşacak görev bölümünde taraftarı anlayıp, dinleyecek bir isim de yer alsın.
Çünkü herkes değişiyor, değişmeyen sadece tirbündeki taraftar.
Haftada bir maça gelip, protokolde maç izlemekle yönetici olunmaz, önemli olan bu yağmur altında taraftarın yanında olmak ve onlara sahip çıkmak.
Ama taraftarı düşünen kim.
Sonuç ta yine "Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar".