Erdoğan, özellikle son yapılan mahalli seçimler sonrasında Büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesi üzerine bir konuşma yaptı.
Yaptığı konuşma, partisinde bazı şeylerin değişeceğine işaret ediyordu.
-"Bize yeni Ayşeler, ömerler lazım" diyerek, değişikliğin kişiler üzerinden gerçekleşeceğinin de sinyallerini veriyordu.
İşte Erdoğan'ın bu sözleri ile AK Partide yaşanabilecek değişikliğin olup olmayacağını, bu sözler sonrasında nasıl bir değişim gerçekleşebileceğini, Eskişehir'de siyaset yapan iki ayrı AK Partiliye sorduk.
Fakat, aldığımız iki cevap da birbirinin tam tersi yöndeydi.
"REİS'İN MüDAHALESİ OLUMLU"
İlk konuştuğumuz AK Partili, Erdoğan'ın bu yöndeki sözlerinin, teşkilatlarda tepeden tırnağa yenilenme olacağı ve partinin yeni ve yıpranmamış isimlerle yoluna devam edeceğine işaret ettiğini söyledi.
Ardından da...
-"Bu anlamda bu sözleri kıymetli buluyorum. Zira partinin buna ihtiyacı var. Partide yöneticilerden tutun da aday gösterilecek isimlere kadar her şey değişmeli ve yenilenmeli. Aksi taktirde parti gerileme ve çöküş dönemine girer. Reis bunu gördüğü için ve mevcut kadrolarla bu işin daha ileriye gitmeyeceğini anladığı için böyle bir müdahale kararı aldığını düşünüyorum. O yüzden, Erdoğan'ın sözleri, partinin devamı ve geleceği açısından bana umut oldu." dedi.
HİçBİR ŞEY DEĞİŞMEZ.
İkinci konuştuğumuz AK Partili ise, Erdoğan'ın sözlerinin hiçbir anlam ifade etmediğini, çünkü her zamanki gibi sözde kalacağını söyledi.
Erdoğan'ın her seçim sonrasında benzeri müdahaleleri yapacağını önceden de söylediğini fakat bu sözlerin lafta kaldığını söyleyen AK Partili "Daha önce de Trenden inenler ile binenlerin birbirinden ayrılacağını söylemişti. Eskişehir'de, bir önceki seçimde ısrarla adaylığı kabul etmeyen, telefonuna dahi çıkmayan, Reis'in "Artık bizim onunla işimiz olmaz" dediği bir ismi bu seçimde Büyükşehir adayı adayı yaptı. öte yandan, partiden ayrılan, başka partiye geçip il başkanı olan başka bir ismi Tepebaşı adayı yaptı. Demek ki bir şey fark etmiyor. O yüzden ben Erdoğan'ın "Bize yeni ömerler, Ayşeler lazım" sözlerini, partide çok büyük bir yeniliğin olacağı şeklinde algılamadım. Eski tas eski hamam misali, bu iş bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı simalarla devam edip gidecektir"dedi.
Sonuç olarak...
Erdoğan'ın "Bize yeni ömerler, Ayşeler lazım" sözleri partide iki farklı şekilde algılanmış.
Bir grup bu sözlerden hareketle partide her şeyin tepeden tırnağa değişeceğini düşünüp, umutlanıyor, diğer bir grup ise, hiç bir şeyin değişmeyeceğini düşünüp "Değişim olsaydı bu güne kadar olurdu. Benzeri sözler ilk defa söylenmedi ki" diyor...
AK Parti'de, Erdoğan'ın sözleri ile ilgili hangi yaklaşımın daha doğru çıkacağını galiba zaman gösterecek...
.....
Böyle de bir şey olmuş
Geçtiğimiz günlerde, Sağlık Bakanlığı, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü, Eskişehir Kamu Hastanelerinden sorumlu Ali Mumcu'yu arayarak görevinden istifa etmesini istemiş.
-"Bu Bakan beyin talebi. Kendisi böyle istiyor" demiş.
Ali Mumcu ise AK Parti İl Başkanı'na anlatmış durumu.
İl başkanı ise istifa etmesi gerektiğni söyleyerek, gerekçelerini uzun uzadıya anlatmış.
Bunun üzerine Ali Mumcu Yunus Emre Devlet Hastanesi'nde kolonoskopi yaptırmış ve 20 gün rapor almış.
Mumcu'nun rapor alması, istifa etmemek için direneceği şeklinde yorumlanmış.
Şu sıralar Eskişehir'deki sağlık camiasında sıkça konuşuluyor bu mesele.
Bakanlığın istifa talebinde kararlı olduğu, diğer taraftan ise Ali Mumcu'nun istifa etmemekte direndiği şeklinde kulaktan kulağa yayılıyor.
.....
Sıradan insanların
en parlak dönemini yaşıyoruz…
Veterineri hastaneye başhekim yaptılar.
Bakan bacanağı olan imam, çalıştığı hastaneye müdür oldu.
Bakanın kardeşi Milli Eğitim’de Genel müdür oldu.
Gassal, çalıştığı hastanenin müdürü oldu,
Bakan kardeşi Büyükelçi atandı.
Hademe olarak çalışıyordu şube müdürü yaptılar,
Bakan’ın hemşerisi Bakan yardımcısı oldu.
KPSS Birincisi atanamadı.
KPSS İkincisi mülakatta elendi.
KPSS’de 70 puanı bile alamayan atandı.
Rektör karısını dekan atadı.
Dekan kızını akademisyen yaptı.
Daha bu ve bunun gibi yüzlerce örnek yazmak mümkün.
Liyakatsizliğin dibe vurduğu günleri yaşıyoruz adeta.
Aynı zamanda da, sıradan insanların en parlak döneminin yaşandığına şahit oluyoruz hep birlikte…
.....
İlk yapılacak, son yapılacak...
Eskişehirspor neden bu halde?
Bu soruya verilecek yüzlerce cevap var.
Bana kalırsa, Eskişehirspor bugün ne yaşıyorsa ilk yapması gereken işi son yaptığı ya da yapmaya çalıştığı için yaşıyor.
Yine bana göre, Eskişehirspor'un bana göre yapması gereken ilk iş, acilen olağanüstü kongreye gitmek olmalı.
Kongre yapılırsa, futbolculara primleri düzenli olarak ödenmeye başlarsa, mevcut borca rağmen işler bir nebze olsun yoluna girer.
Fakat...
Kongre yapılmaz, eksi puanlar gelmeye başlar ve futbolculara para ödenmezse, bu iş tam anlamıyla biter.
O saatten sonra kongre üstüne kongre de yapılsa hiçbir yararı olmaz.
Dedik ya, ilk yapılacak işi son yapmamak lazım.