Önce süper lig gitti ardından "büyük kent" algısı...

Valiler kararnamesinin hemen öncesi.Valilerden biri, görev yerinin Trabzon olacağını duyuyor önceden.Seviniyor tabii.Nasıl sevinmesin? Büyük, kocaman bir şehir…Hemen çocukları ile birlikte internete girip bakıyor Trabzon’a.Baktığında,...

Valiler kararnamesinin hemen öncesi.
Valilerden biri, görev yerinin Trabzon olacağını duyuyor önceden.
Seviniyor tabii.
Nasıl sevinmesin? Büyük, kocaman bir şehir…
Hemen çocukları ile birlikte internete girip bakıyor Trabzon’a.
Baktığında, Trabzon’un o kadar da büyük bir şehir olmadığını anlıyor.
Hatta.
Görev yaptığı şehirden bile daha küçük olduğunu anlıyor bu kısa araştırma sonrasında.
Ardından kendi kendine düşünüyor.
-“Ben nasıl oldu da Trabzon’un çok büyük bir kent olduğunu zannettim? Aklımda niçin Trabzon büyük bir kent olarak kalmış?” diye düşünürken, cevabı buluyor.
Trabzon’u büyük bir kent yapan, Trabzon’un büyük bir kent olduğu algısını oluşturan aslında Trabzonspor’dan başkası değil.
Takımı süper ligde olduğu için ister istemez Trabzon’un da süper bir kent olduğu algısı oluşmuş.
Aslında çok da büyük olmayan bir kent, takımının süper ligde olması nedeniyle, zihinlerde büyük bir kent oluvermiş.
İşte Eskişehir için de Eskişehirspor’un süper lige çıkması bu kadar önemliydi.
Bu şehrin büyük bir kent olduğu algısı için büyük bir önemi vardı Eskişehirspor’un süper lige çıkmasının.
Ama olmadı.
Kaçan penaltılarla önce süper lig gitti elimizden, ardından da bu şehrin büyük bir kent olduğu algısı…
.....


 


İyi oynayan değil hata yapmayan kazanacaktı…

çok güzel bir futbol ortaya koymamız gerekmiyordu.
Zaten güzel bir futbol ortaya koyamadık da.
Sadece, hata yapmamamız gereken bir maça çıkmıştık.
Fakat hatalar ardı ardına geldi.
Gol’den sonra oyunu soğutup, inisiyatifi Göztepe’ye vermemeliydik örneğin.
Gol’den sonra o meşaleler sahaya atılıp, oyunun durmasına izin vermemeliydik mesela.
Gol’den sonra defansı kuvvetlendirmeliydik aslında.
Penaltı atmasını bilmeyen futbolculara penaltı attırmamalıydık yani.
Sonuç olarak…
Yukarıda da söylediğimiz gibi maçı en az hata yapan kazanacaktı.
Tamam, Göztepe de hata yaptı ama.
Hatanın fazlasını ne yazık ki biz yaptık.
En az hata yapanın kazanacağı bir karşılaşmayı daha fazla hata yapan takım olarak kaybettik.
Bu kaybın “pardon” u yok,.
Bu kaybın telafisi yok.
Ne yazık ki…
Bu kaybın doğurabileceği sonuçları aklımıza dahi getirmek istemeyiz…
......


 


Vatandaş soruyor?

Devlet Hastanesi’ne iki tane randevu masası kurulmuş.
İyi düşünülmüş güzel bir hizmet.
Ancak…
Randevu almak için müracaat ettiğinizde 182’yi aramanız gerektiği söyleniyor.
Vatandaş da söylenileni yapıyor.
182’yi arıyor.
Ancak…
182’den randevu almak için en az 45 dakika beklemek gerekiyor.
çünkü…
Telefonda size sürekli “bekleyin. Tüm hatlar meşgul” gibi sözler söyleniyor.
Durum böyle olunca vatandaş da soruyor?
-“Madem bu randevu masaları randevu vermeyecek, o halde 2 randevu massı niçin kuruldu?”
-“Madem 182 numara aranılarak randevu alınacak, o halde bu 2 randevu masasına ne gerek vardı?”
Sorular vatandaştan…
2 randevu masasına da müracaat edip, her ikisinden de 182’yi araması gerektiği söylenen ve 45 dakikada 182’den randevu alamayan vatandaştan…
......



Ekmek arası meşale ile elden giden süper lig…

Ekmeğin arasına meşaleyi saklayıp stadyuma sokmuş.
Böylece herkesi kandırmış iyi mi?
Stadyuma girmesi yasak olan meşaleyi şeytanın bile aklına gelmeyecek bir yöntemle sokmayı başarmış!
Peh peh peh…
Helal olsun valla!
Ne büyük bir iş başarmış! Ne kadar imkânsız olan bir durumu gerçekleştirmiş!
Sonra…
Bu sivri zeka yöntemle stadyuma soktuğu meşaleleri bir de güzel yakıp, sahanın ortasına fırlatıvermiş golden sonra.
Taraftar ya kendisi…
Yapılamayacak ne kadar imkansız iş varsa yapar ya…
Ne kadar fanatik olduğunu ispatlayacak ya sözüm ona…
Maçı bile durduran adam olacak ya…
Kendisine “taraftar” diyen birkaç kendini bilmezin meşale sevdası resmen koskoca bir süper ligin elden gitmesine neden oldu.
Ne olurdu o meşaleleri ekmeğin arasında o stadyuma sokmasaydın be adam!
Hadi soktun. Ne olurdu o meşaleleri attığımız golün hemen ardından yakıp da birbiri peşi sıra stadın orta yerine atmasaydın?
Maç uzamasaydı da, Göztepe senin attığın o meşaleler yüzünden oynanan uzatmalarda beraberlik golünü bulmasaydı?
Eskişehirspor maçı 1-0 galip bitirip, süper lige çıksaydı da, sen de sabaha kadar o meşale yakma manyaklığı ile uğraşsaydın.
Koskoca bir şehrin umudunu, koskoca bir takımın süper lige çıkma çabasını, ekmek arasında stadyuma soktuğun ve sonrasında da yakıp sahaya attığın o meşalelerle yok ettin.
Şimdi, koskoca bir sezon meşale yak dur…


















Haberleri