Hani bazen, yaşanılan olaylar karşısında insan der ya "Onun yerinde olmak istemezdim" diye.
Gerçekten yerinde bir sözdür bu.
Öyle olayların içine düşer ki bir tanıdığınız biri...
-"Vallahi onun yerinde olmaz istemem" dersiniz.
Bu söz aslında her şeyi açıklayan da bir sözdür.
Yaşanılan olayın o kişiyi ne denli içinden çıkılmaz bir duruma soktuğunun özetidir bu söz.
Tıpkı, Tepebaşı Belediye eski Başkanı Tacettin Sarıoğlu'nun içine düştüğü durum gibi.
Biliyorsunuz Eskişehir'de gazete savaşları var.
İşte bu savaşın içine dalıyor Tacettin Sarıoğlu. Belki de ister istemez giriyor.
İlk gün, söyledikleriyle bir gazetenin manşetinde, ikinci gün ise, diğer gazetenin manşetinde yer alıyor.
Üstelik...
İlk gün bir gazetenin manşetinden söylediğini, ikinci gün diğer bir gazetenin manşetinden yalanlıyor.
Sonuç olarak...
İki gün iki gazetenin manşetinde yer alan Tacettin Sarıoğlu, iki gün iki gazetenin de ister istemez tepkisini alıyor.
Her ne kadar, her iki gazetenin de manşetten verdiği haberler konusunda "Çarptırıldı" dese de...
İş işten geçmiş oluyor.
Netice itibarıyla...
Tacettin Sarıoğlu, her ki gazeteyi de memnun edemiyor.
Dahası...
Her iki gazeteyi de kızdırıyor.
Ne diyelim?
Gerçekten O'nun yerinde olmak istemezdik...
O'nun yerinde olmak istemezdik
Hani bazen, yaşanılan olaylar karşısında insan der ya "Onun yerinde olmak istemezdim" diye.Gerçekten yerinde bir sözdür bu.Öyle olayların içine düşer ki bir tanıdığınız biri
-"Vallahi onun yerinde olmaz istemem" dersiniz.Bu...