ORGANİK TARIM

Dünyada, "ORGANİK TARIM" besin değerinden çok, insan ve doğaya zararlı işlem, katkı maddesi, gübre, ilaç, hormon kullanılmaması olarak gündeme getiriliyor. Organik olmayan, Konvansiyonel tarımda kullanılan, kimyasal gübre ve...

Dünyada, "ORGANİK TARIM" besin değerinden çok, insan ve doğaya zararlı işlem, katkı maddesi, gübre, ilaç, hormon kullanılmaması olarak gündeme getiriliyor. Organik olmayan, Konvansiyonel tarımda kullanılan, kimyasal gübre ve ilaçlar toprağı verimsiz hale getiriyor, kuş, arı, solucan gibi toprağın sağlığı ve biyolojik çeşitliliğin devamlılığı için gerekli türlere zarar veriyor.
Organik tarım, yöntemleri, sadece insan sağlığı için değil; su kaynakları, verimli tarım toprakları ve yaşanabilir bir dünya için gerekli. Ayrıca meyve sebzelerin, tahılların, baklagillerin bölgeden bölgeye, türden türe bu besleyicilik değerleri artıyor.
Dünya' da ve ülkemizde, organik ürünlere karşı olan ilgi az da değil. Tarımın geleceği de organik tarımla orantılıdır. Bugün, 130 ülkede 24.1 milyon hektarlık alanda sertifikalı olarak organik üretim yapılıyor. En geniş üretim alanı, 10 milyon hektarla Avustralya'da. AB ülkelerinin toplam üretim alanı ise 5.6 milyon hektar.
Ayrıca Avrupa, tarım alanlarının yüzde 3.5'i organik tarıma ayrılmış durumda. AB'nin 2010 yılı hedefi ise bu oranı yüzde 10'a çıkarmak. Birlik ülkelerindeki işletme sayısı, bugün 175.000'e ulaşmıştır. Organik tarım denildiğinde, artık karşımızda 25 milyar dolarlık bir pazar var. Ve her yıl yüzde 10 ile yüzde 40 arasında büyüyor.
Türkiye, dünyadaki bu gelişmelerden, payını almalıdır. Gerçi Türkiye'de, organik tarım yapılan alanlar 103.000 hektara ulaştı. 13.000 üretici organik tarımla ilgileniyor. Üretilen ürünün büyük bölümü ihraç ediliyor. İhracattan sağlanan gelir ise yılda 50 milyon dolara ulaşmıştır.
Yeterli midir?
Elbette değildir. Türkiye ve Eskişehir, daha fazla organik ürün üretmek, yerli tohumu ve insanın sağlığını korumak ve ihracat gelirlerini daha da artırmak zorundadır. Organik tarım için, ülke genelinde ve Eskişehir'de, yeterli imkân ve olanaklar vardır. İlimizde, İl Tarım Müdürlüğü' de, "organik tarım" için her türlü yardıma hazır. Yeter ki organik tarım için, çiftçilerimiz, elini taşın altına koysun. Ancak Türk çiftçisi, hala organik tarımın bilincinde değildir.
Nitekim Sivrihisar'da uygulamak istediğimiz, "Kültür", "Ürün" ve "Ağaçlandırma" Projeleri içinde, "Organik tarım" da vardı. Bölge çiftçisine toplulaştırma, finans, teknik ve pazarlama gibi, her türlü imkân sağlandığı halde, bölge çiftçisinin, kabul etmemesi sonucu, düşünülen projeler hayata geçirilemedi.
Yine Tarım İl Müdürlüğü'nün, "Organik Tarım " ilgili önerileri, Sivrihisar' da, muhtarlarla yapılan toplantıda, kabul görmedi. Bu tablo gösteriyor ki, Türk çiftçisi, her şeyi devletten bekliyor. Elini de, taşın altına koymak istemiyor. Hal böyle olunca da, Türk tarımı her geçen gün kan kaybediyor.
Türkiye' de, tüketici organik gıdaların farkına vardır. Pek çok ilde, organik Pazar açıldı. Eskişehir'de Tepebaşı Belediyesi tarafında açılan, "ORGANİK PAZAR" insan, özellikle de çocuklarımızı sağlığı açısından bir velinimet olduğu bir kez kanıtlandı. Ancak bu pazarın, sürekli ve kalıcı olması da Eskişehir' halkının, pazara göstereceği ilgi ile eşdeğerdir.
Ayrıca pazarın devamlılığın da Tepebaşı belediyesi yanında, diğer belediyelere, özellikle de Tarım İl Müdürlüğümüze de görevler düşmektedir. Eskişehir' de doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi, sürdürülebilir tarım, toprağın yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı için Eskişehir' de "ORGANİK TARIM" teşvik edilmelidir.
EKOLOJİK PAZAR, Eskişehirlilerin, doğru beslenme, güvenli gıda üretimi ve tüketimi açısından çok önemlidir. Ayrıca organik ürünlerin, çevreye ve doğaya, doğal hayata olan katkısı asla tartışılmaz. O nedenle de Eskişehir' de, açılan, "EKOLOJİK PAZAR" ın, kalıcı olması ve destek verilmesi, organik tarımı arzu edilen boyutlara taşırken, Eskişehir'i de, sağlıklı ve yaşanabilir bir kent haline getirecektir.
Organik tarımda, yerli tohum önemli bir unsurdur. Ancak"ABD'de organikte de kullanılan tohumların birçoğu hibrid. Türkiye'de de hibrid tohumlar giderek artıyor. Ancak Türkiye organik tarımda yerli tohum kullananlar, çok daha fazla. besin değerinin en önemli etkeni yerel/atalık tohumlar. Küçük çiftçi, tarımı, biyolojik çeşitliliği, atalık tohumları koruyor. Oysa GDO'lu tohum veya hibrid tohumlar, yerli tohum çeşitliliğini yok ediyor.
Eskişehir, yerli tohum açısından küçümsenmeyecek zenginliğe sahiptir. Özellikle de Sivrihisar' da yetişen, Kepen lahana ve pırasası, Koçaş patlıcanı, Dümrek nohudu, Okçu fasulyesi, İstiklâlbağı mercimeği ve mülk soğanı ve diğer ürünlerin, kendilerine has özellikleri ve damak zevkleri aranan ürünlerdir. Bu yerli tohumların korunması için, herkese, özellikle de Tarım il Müdürlüğüne ciddi görevler düşmektedir.

Haberleri