ORTADOĞU YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLİYOR

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, " ...Irak üçe bölünürse, sınırlar yeniden çizilecek demektir. Suriye'de bir Kürdistan bölgesi resmiyet kazanabilir. Sahip olduğu siyasi statü ve haklar, ayrı bir konu ama şu anda zaten İran'da bir Kürdistan eyaleti var. Sonuç olarak, neredeyse Iğdır'dan Hatay'a kadar, Türkiye'nin tüm güney sınırları resmî olarak Kürdistan olacak. O zaman işte Türkiye'nin şapkasını önüne koyup, "Ben, kendi Kürtlerimle acilen barışayım" demesi lazım." diyerek uyarıda bulundu.
Bu açıklama karşısında, siyasi irade, ne düşünür bilinmez ama Ortadoğu' nun, yeniden şekillendirilmesi ve bağısız Kürt Devleti' nin gerçekleştirilmesi hususunda, ciddi gelişmeler yaşanıyor. Siyasi iktidarın, 'açılım" ve "Suriye" politikaları ise gelişmelerin tuzu biberi oluyor. Oysa Türkiye' için en büyük tehlike, Suriye değil, Bölgede, hayata geçirilmeye çalışılana BOP, Kuzey Irak'taki oluşum ve PKK'dır.
Büyük Ortadoğu Projesi'nde, "barış" ve "demokrasi" kavramları, kalkan yapılarak, ORTADOĞU YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLMEK İSTENİYOR. ABD askeri-teknolojik gücü ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki, petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde denetim tutmak istediğini, Türkiye'nin de, bu senaryonun içinde yer aldığını, defalarca vurguladık. Oysa Kuzey Afrika ve Ortadoğu, son günlerdeki Suriye'de gelişen olaylar , "ARAP BAHARI" , "REJİM" sorunu olarak, gösterilmeye çalışılıyor.
Oysa AKP hükümeti' nin, bir Bakanı, gerçekleri gördü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YILDIZ, son iki aydır artık her gittiği toplantıda, "ARAP BAHARI" diye bilinen Orta Doğu'da yaşanan savaşın, söz konusu ülkelere demokrasi götürmek bahanesiyle, aslında ülkelerin, elindeki enerji kaynaklarının, batılı ülkeler tarafından paylaşılması olduğunu söylemeye devam ediyor
Oysa "ARAP BAHARI", AKP tarafından destekleniyor.
Nitekim AK Parti Adıyaman Gençlik Kolları 3. olağan kongresinde konuşan AKP milletvekili Mehmet Metiner, 'Arap Baharı'nın ateşinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işaretiyle yakıldığını söyledikten sonra, "...Büyük liderimizin işaretiyle Tahir Meydanı ayaklanıyor. O yüzden 'One Minute' denildiğinde zalimlerin tüyleri diken diken oluyor." diyerek, "ARAP BAHARI" nı, Sayın ERDOĞAN' ın başlattığını belirtti.
Elbette ARAP BAHARI" ile ilgili gelişmelerde, Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın payı var mı bilinmez ama Suriye karşısındaki tutumu ile aklıselim insanlarımızı kaygılandırıyor. Özellikle de Türkiye'nin, Suriye'de ''TAMPON BÖLGE" kurması halinde çok tehlikeli gelişmeler yaşanır. Hatta savaş, kaçınılmaz olur.
Nitekim ABD'nin, dış politikasına eleştirel tutumuyla dikkat çeken ABD'li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley, Türkiye'nin " SAVAŞ TEHDİTLERİNE" dikkat çekerken, Tarpley, Türkiye'nin Suriye'de, "TAMPON BÖLGE" kurması halinde bunun " MODERN TÜRKİYE'NİN PARÇALANMASINA YOL AÇACAK" , büyük çapta" BÖLGESEL SAVAŞA" doğru dev bir adım olacağını" iddia etti.
ABD'li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley, haklıdır. "TAMPON BÖLGE" kurmak, Suriye topraklarını, ihlal anlamına gelir. Hatta "SAVAŞ" nedeni de olur. O nedenle de siyasi irade, olaylar karşısında, soğukkanlı hareket etmek zorundadır. Ancak Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan ve ABD'li senatörler John McCain ile Joe Lieberman'ın Hatay'daki mültecileri ziyarette yaptıkları, basın toplantısında savaş çığırtkanlığı yapan McCain ve Lieberman, gazetecilere, "Önümüzdeki yıl, Şam'da buluşmak üzere" diye veda etmesi savaşın işareti mi bilinmez ama oluşacak bir savaşta Türkiye' de hedeftir.
Nitekim İran Hava Uzay Kuvvetleri Komutanı Emir Ali Hacizade'nin ülkelerine düzenlenecek olası bir saldırı durumunda, ilk olarak Türkiye'deki NATO FÜZE KALKANI KORUMA SİSİTEMİ" ni, vuracaklarını açıkladı. Suriye de ise Rus yapımı SCUD füzelerini Türkiye sınırındaki Kamışlı ve Ayn Diwar'a konuşlandırdığını Yönlerini de Türkiye'ye çevirdiğini açıkladı. Bir dönem, ABD ve İsrail'in bile korkulu rüyası olan, "SCUD ve Sam füzelerinin" menzili tam 1500 kilometredir.
Türkiye'de, gerçekleri gören siyasilerde var.Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sayın Sezai KARAKOÇ, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda yaptığı konuşmada, açık ve net bir şekilde "İRAN-TÜRKİYE-SURİYE ÇATIŞMASI TUZAKTIR." Türkiye ile İran'ı çarpıştırmak istiyorlar. Basit bir bahanelerle, tahrikçi bir şekilde ortaya atılıyorlar. Tabii bu tek taraflı değil. İran'da da mutlaka böyle oluyor. Suriye'de de öyle oluyor. Türkiye'de de. Şunu bilelim ki bu ülkelerin arasındaki meseleleri çözemeyecek, tek şey var ise o da silahtır. Bir tek kurşunun bile atılmaması gerekiyor. Eğer bu atılırsa, arkası gelir ve bu ülkeler göz göre göre mahvolur gider. Arkası da Batı'nın, korkunç istilasıdır. O zaman, ne "EZAN" ne de "KİTAP" kalır. Bu yüzden uyarıyorum. " sözleri, dikkate alınacak niteliktedir.