Oy verenler yarın çekip gidecek. Ya bizler?

  Eskişehir’de Tarım Koruma Kurulu, Termik santralin kurulacağı alanın tarım dışı kullanılıp kullanılmamasını oylamak için toplandı biliyorsunuz…9 Üyesi olan kurulun üye sayısı her ne hikmetse, “DSİ’nin orada yatırımları”...

 


 


Eskişehir’de Tarım Koruma Kurulu, Termik santralin kurulacağı alanın tarım dışı kullanılıp kullanılmamasını oylamak için toplandı biliyorsunuz…


9 üyesi olan kurulun üye sayısı her ne hikmetse, “DSİ’nin orada yatırımları” var denilerek 10 üye ile toplandı.


Büyükşehir Belediyesi, Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve TEMA “Olmaz! Burası tarım dışı kullanılamaz” diye oy verdi.


6 Kurum yöneticisi ise “Bu alan tarım dışı kullanılabilir” oyu verdi.


Oylamada ortaya çıkan 6’ya 4 sonucu termik santralin yapılacağı alanın tarım dışı kullanılmasına yetmedi.


çünkü…


Kararın üçte iki çoğunluğu gerekiyordu.


Bunun üzerine Tarım Bakanlığı ilgili yönetmeliği değiştirdi.


“Enerji ve Ulaşım yatırımlarında üçte iki nitelikli çoğunluk aranmaz. çoğunluk olması yeter” diye yönetmeliğe bir madde koydu.


Bunun üzerine Alpu bölgesine yapılacak termik santralin kurulacağı alanın Toprak Koruma Kurulu’nda yeniden oylanması gerekti.


İşte bu ikinci oylama Salı günü yapılacak…


Toprak koruma Kurulu üyeleri, termik santralin kurulacağı alanın tarım dışı kullanılıp kullanılmaması konusunda yeniden oy kullanacak.


Bu oylama bir bakıma kurulmak istenen termik santrale “vize” anlamı taşıyacak…


Oylamadan bir oy fazlasıyla  “Bu alan tarım dışı kullanılsın” kararı çıkarsa, kurulmak istenilen termik santralin önü açılmış, bir oy fazlasıyla “Bu alan tarım dışı kullanılamaz” kararı çıkarsa da, termik santralin önü tıkanmış olacak.


Şimdi:


Bir önceki oylamada “Bu alan tarım dışı kullanılabilir” oyu vererek, bir anlamda termik santralin önünü açar nitelikte oy kullananlara bir bakalım…


 Vali…


Tarım İl Müdürü…


İl Defterdarı…


çevre ve Şehircilik İl Müdürü…


ESOGü Ziraat Fakültesi Temsilcisi…


Ve…


DSİ Bölge müdürü…


Hepsi bürokrat anlayacağınız…


Muhtemelen Salı günü yapılacak olan Toprak Koruma Kurulu oylamasında da  “tarım dışı kullanılsın” diye oy verip, termik santral kurulmasının önünü açan kişiler olacaklar.


Vermiş oldukları bu karar üzerine termik santrali Eskişehir’in göbeğine resmen çakacaklar.


Büyük ihtimalle, termik santral çalışmaya başladığında hiçbiri bu şehirde olmayacak.


O santralin bacasından çevreye saçılan zehri bizler solurken, onlar ya başka bir ilde görevlerine devam ediyor ya da kendi memleketlerinde emekliliğin tadını çıkartıyor olacak.


Bizler, yakılan kömürlerden çıkan milyonlarca ton kömür tozuyla yaşarken, onlar belki sahil kenarlarında temiz hava soluyacak.


Bizler ve çocuklarımız belki de bu santralin yarattığı hastalıklarla cebelleşirken, onlar bizim bu durumumuza kendilerinin vermiş olduğu oyların neden olduğunu dahi umursamayacaklar…


Kısacası…


Onlar bir oy verecek ve sonra da çekip gidecek…


Olan yine bize olacak!


.....


 


“Büyükerşen genel sekreterini bir yerlere mi hazırlıyor?” diye bir yazı yazmışız bir yıl önce…


 


“Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen dört dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdürüyor.
Yaklaşık 17 yıldır görevde.
Bu süre zarfında birçok genel sekreter ile çalıştı.
Şahap Bayraktar, Zehna Kaya, Erdin Erol, Mustafa Mansız, Canan Demir…
Şimdi de Büyükşehir Belediye genel sekreterliği görevinde Engin çakmak var.
Engin çakmak’a gelinceye dek görev yapan tüm genel sekreterler, belediye binasından sık sık çıkan kişiler değildi.
Büyükşehir Belediyesi’nin işlerini denetleme dışında belediye binasından pek çıkmazlardı.
Hatta çoğu ziyaret, açılış ve organizasyonlara katılmaz, mesai saatlerinin çoğunu belediye binasında, belediyenin işleri ile uğraşarak geçirirdi.
Büyükerşen’in katılmış olduğu toplantılar ve yapmış olduğu ziyaretlerde (Eğer ziyaretler Belediye ve Belediye hizmetleriyle direk ilgili değilse) kendilerini Büyükerşen’in yanında pek göremezdiniz.
çünkü…
Yukarıda da dediğimiz gibi onlar çoğunlukla belediye binasında olurlardı.
Büyükşehir belediyesinin yeni genel sekreteri Engin çakmak bu konuda kendinden önce görev yapan diğer genel sekreterlerden sanki biraz ayrılıyor.
Zira…
Engin çakmak, Büyükerşen’in yaptığı ziyaretlerin büyük bir bölümünde Büyükerşen’in sürekli yanı başında yer alıyor.
Bu durum Engin çakmak’ın isteğinden mi kaynaklanıyor?
Yoksa…
Büyükerşen mi böyle olmasını istiyor bilemiyoruz.
Ancak…
Büyükerşen meclise Engin çakmak ile gidiyor.
CHP genel başkanına yaptığı ziyarette Engin çakmak yanı başında oluyor.
Eskişehirspor’a olsun, ilçelere olsun yapılan çoğu ziyaretlerde Engin çakmak sürekli Büyükerşen ile ve Büyükerşen’in yanında yer alıyor.
Tablo böyle olunca insanlar da ister istemez “Büyükerşen, genel sekreteri Engin çakmak’ı gelecek seçimlerde bir yerlere mi hazırlıyor?” diye düşünmeden edemiyor.
öyle ya…
İnsanlar ister istemez “Büyükerşen genel sekreterini gittiği her yere götürüyorsa, bunun mutlaka bir nedeni vardır. O neden de büyük ihtimalle genel sekreterini belediye başkanlığı ya da Milletvekili adaylığına hazırlama ile ilgilidir”
diye düşünüyor…”


Yazıyı bir yıl önce yazmışız…


Ne diyelim, bu yazıyı bu gün yazmış olsak ancak bu kadar olurdu…


 .....


 


Gittin de ne oldu kardeş!


 


Siyasetçilerden çok sık duyarız…


Hele yeni göreve gelmiş başkan ve yöneticiler var ya her zaman aynı örneği verip, o güne kadar görev yapanlardan güya farklı olduklarını göstermek için kullanırlar aynı cümleleri:


-“Geçen gün şu ilçenin şu köyüne gittik. İnanabiliyor musunuz 5 yıldır o köye giden hiçbir siyasetçi olmamış. Köy halkı ‘Yıllardır gelen ilk siyasi parti sizsiniz’ dedi. Bizi öyle iyi karşıladılar ki sormayın gitsin. Her şeyi anlattık kendilerine. Demek ki insanların ayağına gittiğinizde ve onlarla birebir ilişki kurduğunuzda bazı şeyler değişebiliyormuş. Köyde yaşayan herkesin desteğini alıp döndük. En yakın zamanda yine gideceğiz o ve benzeri durumda olan köylere”


Bu sözler edildikten sonra seçim yapılır.


Sandıklar açılır…


O köyün sandığına bakılır…


 “5 yıl sonra ilk biz gittik’ diye övünenlerin partisine tek bir oy dahi çıkmadığı görülür.


Bu durumda o “5 yıldır gidilmemiş yere ilk kez gittik” diyenlere “İyi güzel de kardeşim! Gittin de ne oldu? Gitmeseydin de sonuç aynı olacaktı” demek geliyor insanın içinden ama denilmiyor işte.


İnsanlar her ne kadar köyde yaşıyor olsalar da, evlerinde televizyonları, radyoları, bilgisayarları var…


İsmi her ne kadar “Köy” de olsa, okulu var, sağlık ocağı var, kahvehanesi var.


Şehirden her gün gelip gideni var, hepsinin şehre gelmiş gitmişlikleri var.


Kısacası…


Onlara daha sık ve kolay ulaşmanın şu iletişim ve elektronik çağında yüzlerce yöntemi var.


O yüzden…


Senin oraya gitmen belki önemli alma, oraya gitmekle övünmen ve sırf o köye gittin diye kendinden öncekilerden daha iyi olduğunu söylemen, bunun böyle olduğunu göstermiyor.


O yüzden, partisindeki sırf kendinden önceki başkan ve yöneticiden farklı olduğunu ortaya koymak adına “Şu köye ilk kez biz gittik, bu köye ilk iden biz mişiz” gibi cümleler kurup övünenlere son bir sözümüz var…


Gezmekle iktidar olunsaydı, Evliye çelebiyi padişah falan yaparlardı…


 


 

Haberleri