Özgürlük üzerine

İstikbal Gazetesi Köşe Yazarı Gürcan Banger'in 2 Mayıs 2023 tarihli köşe yazısı.

Özgürlük, kişinin her türlü dış etkiden bağımsız olarak, bir kısıtlamaya veya zorlamaya uğramadan düşünme veya davranma durumudur. Bir başka deyişle; özgürlük, dış etkilerden bağımsız olarak insanın kendi irade, duygu ve düşüncelerine dayanarak karar ve davranış üretmesi demektir.

Hâlbuki bir sosyal çevrede yaşadığımızdan, çoğu zaman dış etkilerden bağımsız olamıyoruz. Her zaman çevremizde karar ve davranışlarımızı etkileyen faktörler var. Bunların bazıları bize olumlu katkı yaparken; bizi kısıtlayan, sınırlayan veya engelleyen faktörler de olabiliyor. Yasalar, töreler, bizi çevreleyen kültür, maddi koşullar veya bizzat kendi benliğimiz, yakın veya uzak geleceğe ilişkin karar ve davranışlarımızı şekillendirmemizde etkili oluyor.

Bazı koşullar bizden önce belirlenmiş oluyor. Örneğin hangi ülkede doğacağımızı veya anne ve babamızın kimler olacağını biz seçmiyoruz. Ama kendi seçtiklerimiz de, daha sonra bizim için yeni kısıtlar veya engeller olabiliyor. Örneğin bir dinsel inanç grubuna dâhil olduğunuzda, bu topluluğa dâhil olmaktan dolayı bazı kurallara uymak ve kimi ritüelleri yerine getirmek zorunda kalıyorsunuz.

Bir başka örnek olarak; askerlikle ilgili bir mesleği seçtiğinizde, bir sivilin özgürlük alanlarının bir kısmını kullanmamanız gerekiyor. Çok sigara içtiğiniz sürece, sağlık gerektiren bazı özgürlük alanlarındaki faaliyetlerinizi geleceğe yönelik olarak kısıtlıyorsunuz. Özetle; kimi özgür karar ve seçimler, sonuç olarak daha daraltılmış bir özgürlük alanı ile sonuçlanabiliyor.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi; özgürlük tercihleri –yani seçimler gelecekteki özgürlük alanlarımızı etkileyebilir. Bu sınırlama ve kısıtlamaların ciddi bir bölümü bizden kaynaklanır. Ama konuya bir de şöyle bakalım. Bir futbol takımının (örneğin Ataryemez Spor’un) taraftarı olabilirsiniz. Bu seçimi yapmak, bir bireysel özgürlük kullanımıdır. Bu seçimin örneğin hangi pastaneye gidip zaman geçireceğiniz veya alışveriş yapacağınız ile hiçbir ilgisi yoktur. Ama pastaneyi işleten kişi, giriş kapısına ‘Bu pastaneye Ataryemez Spor taraftarları giremez’ yazılı bir yazı asarsa, çok ilgisiz bir nedenden dolayı sizin bireysel özgürlük alanınız daralmaya başlar. Bireysel özgürlük konusunda en can sıkıcı durumlar, bu örneğe benzeyen vakalarda oluşmaktadır.

Bir pastane; ticaret yapmak için, insanlara mal ve hizmet sunmak için kurulmuş bir işletmedir. Buradaki ilişki, ürün almak / satmak ve karşılığını ödemek / almak olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu ilişkinin, ne alıcının ne de satıcının siyasal, düşünsel veya duygusal yönleri ile bir ilgisi vardır. Ticaret ilişkisi içine örneğin sportif yandaşlık ilişkisini katmaya çalışmak, alıcının özgürlük alanını haksız yere ve etik olmayan biçimde kısıtlamak demektir. Bu davranış, satıcının alıcıyı ‘ötekileştirme’ çabası anlamına gelir.

Toplumda çok farklı davranış biçimleri, anlayışlar ve söylemler var. Bunlar arasında yasalar gibi vatandaşlar olarak hepimizi aynı anda ayırmadan örtenler var. Ama takım taraftarlığı gibi hepimizi örtmeyenlerinin de olduğu bir başka gerçek. Şu kişi ile aynı görüşte, yandaşlıkta veya düşüncede olmayabiliriz ama karşılıklı olarak birbirimizin özgürlük alanlarına tecavüz etmiyorsak, her ikimizin yandaşlığı ve düşüncesi birlikte var olabilecektir. İşte bireysel özgürlük kavramı, ana dayanaklarından birini bu olguda bulmaktadır.

Ne yazık ki; işin acı yönü şudur. Bireysel özgürlükler konusunda gürültülü bir etkinlik içinde olanların önemli bir bölümü, yaşamlarında kendi dışlarındaki başka ‘bireysel özgürlükler’ için kısıtlar, sınırlar ve engeller oluşturuyorlar. Bu da özgürlük söyleminin daha iyi anlaşılması gereğini vurguluyor.

Güncel Haberleri