ÖZÜRLÜLER VE İSTİHDAM

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) sonucuna göre ataması yapılan, 7 bin 746 özürlünün, Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu’ndaki, Memur Yerleştirme Töreni’nde yaptığı konuşmada, engellilerle...

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) sonucuna göre ataması yapılan, 7 bin 746 özürlünün, Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu'ndaki, Memur Yerleştirme Töreni'nde yaptığı konuşmada, engellilerle ilgili umut verici vaatlerde bulundu.
Başbakan Sayın Erdoğan, ''Kamuda ne kadar yüzde 3'e tekabül eden engelli ihtiyacı varsa, bundan sonra, bu engelli yerleştirmeyle ilgili kamudan biz bu tespiti yaptıktan sonra, res'en bu imkânları başlatacağız. Yani Başbakan olarak, bizim talimatımızla, inşallah bu adımı atmak suretiyle, belli bir periyotta, buralar dolana kadar, engelli kardeşlerim, kamuda yerlerini almış olacak'' dedi
Elbette modern toplumlarda, birey, sosyal hayata ve ekonomik hayata katılmak üzere bağımsız olarak hareket edemiyorsa, o bireyin topluma, tam olarak katılımı düşünülemez. Özellikle bağımsız hareket edebilme yönünde, kısıtlılıkları bulunan bireyler, sosyal, kültürel, ekonomik, politik hayata, diğer insanlardan farklı olarak, daha az katılım sağlamak durumunda kalmaktadır. Özürlü bireyleri, mümkün olduğu kadar, toplumla bütünleştirmek için, mutlaka eğitilmeleri şarttır. Bu, sosyal dışlanmayı da büyük ölçüde azaltacaktır.
Ülkemizde, fiziksel, zihinsel ve heyecansal yönlerden, normallerden ayrılan çocuklarımız, "ÖZEL EĞİTİME" muhtaç çocuklarımızdır. Özel eğitime muhtaç çocuklarımızın, toplamdaki oranı ise yüzde14 dolaylarındadır.
Aslında özürlü eğitimi, bir zorunluluktur. Çünkü çevremizdeki normal çocuklardan daha çok, sağır, kör, geri ve üstün zekâlı çocuklar, toplumda dikkat çeker. Toplum, bu tür çocuklarımız karşısında, daha çok kaygılıdır. Bireysel farklılıklar yanında, toplumun huzura kavuşması için, "Özel Eğitime" muhtaç çocuklarımızın, eğitimi şarttır. Eğitim, özürlü çocuklarımızın, en tabii hakkıdır.
Ayrıca özürlülerde, toplumda diğer insanların sahip oldukları eşit koşullara sahip olmaları, tedavileri, eğitim, istihdamı ile sosyal, ekonomik, kültürel, sportif haklardan yararlanmalarının sağlanması, her kesimin görevidir. Görevi de olmalıdır.
İnsan olarak, toplumu, özürlü veya özürlü olmayan diye ikiye ayıramayız. Özel ilgi ve gereksinimi olanlara durumlarına uygun eğitim hizmetlerinin sunulması, onların iyi üretici ve tüketici vatandaş olmaları sağlamanın ötesinde, demokratik yaşamı da güçlendirecektir.
Çocuklarımızda, özürlerin erken teşhisi ve tedavisi çok önemlidir. Ayrıca, özürlülere, acımak yerine onları eğitmek istihdam etmek, iş ve güç sahibi yaparak, üretici hale getirmek gerekir. Nitekim İlan edilen, 7 bin 746 kişilik kadro için Türkiye genelinde 128 bin 330 başvuru yapıldı.
İlan edilen kadronun, 16 katı kadar başvuru yapılması işin vahametini gösteriyor. Ayrıca bu kadrolara başvuran, yaklaşık her iki lisans mezunundan birini, her 5 önlisans mezunundan birini istihdam edildi. Ancak ilkokul, ortaokul ve lise mezunları arasında, çok büyük bir yığılma olduğu söyleniyor. Lise mezunu, her 16 kişiden biri, İlk ve ortaokul mezunları arasından, ancak 66 kişiden biri istihdam edilebilecek. Ülke olarak bu tablo üzerinde, dikkatle durulmak zorundadır.
Ayrıca 2002 sonu itibariyle, 11 bin olan kamuda ve özel sektörde engelli kotasında, bir yıl içinde istihdam edilen işçi sayısının, 2011 sonu itibariyle, 38 bin 349'a yükseldiğini, yıllık kotanın, yüzde 400 oranında arttığını bildirildi. Bu oranı daha da artırmak için kredi, hibe ve teşvik gibi, düzenlemelerden yaralanılacaktır.
Aylık bir asgari ücret tutarında, ödeme yapılan engelli sayısının bugün itibariyle 372 bin kişiye yükseldiğini, özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti sağlanan engelli sayısının, bugün itibariyle 8 bine, bu hizmet için ödenen aylık tutarın 11 milyon liraya ulaştı. Başvuranlar içinde, bakım hizmeti almak için, sıra bekleyen bulunmadığı belirtildi. Ayrıca evde bakım yapanlarla engellilerin, anne ve babaları için, eğitim hizmeti uygulaması üzerinde de çalışmalar yapılmaktadır.
Aylık bir asgari ücret tutarında, ödeme yapılan engelli sayısının, bugün itibariyle 372 bin kişiye yükseldiğini, özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti sağlanan engelli sayısının ise 8 bine, bu hizmet için ödenen aylık tutarın 11 milyon liraya ulaştığı belirtildi.
Şu bir gerçek ki Türkiye' de, uzun yıllardır, özürlülerle ilgili bir devlet politikası olmadı. Gerçi Plyatif olarak özürlüler toplandı. Dernekleşip, federasyon oldular. Devlet de bir miktar teşvikçi oldu. Ancak özürlülerin sorunlarına, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı çözüm bulunamadı. O nedenle de engellilerle ilgili sorunlar, devlet politikası olarak, ele alınıp enine boyuna tartışılmalı, engellilerin sorunlarına da çözüm bulunmalıdır. Çünkü her engelli, kendisine imkân verilirse, topluma sağlamlar kadar yararlı olabilir.

Haberleri