PARAN VARSA SİYASET YAPARSIN!
Geçtiğimiz günlerde Ak Partili Fecir Üçkaya’nın ilçe seçim kuruluna şikayet edilmesini değerlendirdik.Üçkaya’nın özel bir eğitim kurumunda ders veriyor olmasından dolayı bu şikayete neden olduğunu yazdık.Bunun karşılığında...
Geçtiğimiz günlerde Ak Partili Fecir Üçkaya'nın ilçe seçim kuruluna şikayet edilmesini değerlendirdik.
Üçkaya'nın özel bir eğitim kurumunda ders veriyor olmasından dolayı bu şikayete neden olduğunu yazdık.
Bunun karşılığında ise, aynı durumda olan eğitimci CHP'li meclis üyelerininde olduğunu söyleyip;
"Büyükşehir Meclisi'nde bile eğitim kurumu kurucusu olan ve derslere giren Adnan Özkan var" dedik.
+++++
Yazımızla ilgili bize bilgi ulaştıranlar oldu.
Aynı durumda Tepebaşı Meclisinde görev yapan Serdar Taci Zengin'in de bulunduğu hatılatıldı önce.
Zengin'in de kendi okulunda derslere girdiği söylendi.
Ancak hem Zengin'in, hem de Özkan'ın özel durumları olduğunu duyduk!.
"Neymiş o?" diye sorduğumuzda da;
"Her ikisi de Fecir Üçkaya gibi derslere girip öğrenci yetiştiriyorlar ama her ikisi de derse girdikleri okulların sahipleri.
Yani her iki isminde geliri bu okullar. O yüzden yasa onları engellemiyor!"
+++
Anlayacağınız;
Bu ülkede eğitimci olmak size siyaset yaptırmıyor.
Yapmaya kalktığınızda ise hemen şikayet ediliyorsunuz.
Şikayet edilmemenizin tek yolu ise, sizinde bir özel okul sahibi olmanız...
NOT; Bu ülkede neden iyi siyasetçiler yetişmediğini çok fazla araştırmaya gerek yok!
Eğitimci siyaset yapamıyor ki, yetiştirdiği öğrenci siyaset yapabilsin!
İşin kötüsü bu kuralı bozmak içinde gereken tek şart sermaye.
Yani, varsa paran fikrinde var...
Yoksa...
************
ALIN SİZE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ TARİFİ
Ak Parti ilçe başkanları için parti içi yoklama yaptı diye yazmıyoruz bu yazıyı.
Yazmızı, bugüne kadar 'sizin görüşlerinize de değer veriyoruz' denilerek kandırılan kişiler için yazıyoruz.
++++
Parti içi yoklamalar, parti içi demokrasinin vazgeçilmezidir.
Daha doğrusu partileri yönetenlerin, partililerin gazını almak için vazgeçilmezleridir!
Bu yüzden adında demokrasi olan partiler bile, her seçim öncesinde partililer üzerinde bu denli bir psikoloji yaratmaktan geri kalmazlar.
Süslü laflar eşliğinde verilen gazların ardından mutlu olurlar ve genel merkezin yolunu tutarlar.
Ve 'nasıl olsa partililerin gönlünü aldık' düşüncesiyle de, Ankara'da her türlü kararı alma yetkisini de kendilerinde bulurlar.
Yoklama sonuçlarına belki de bu yüzden bakmazlar bile!
Onlar yine kendi borusunu öttürür ve kendilerine yakın olanları, kendi koltuğunu sağlamda tutmayı başaracak kişileri göreve getirirler.
++++
Yıllarca bu hep böyle oldu.
Bu işi keşfeden parti yöneticileri hala çok mutlular.
Ancak yoklamaya katılan partililer ise henüz bu sistemi çokta çözmüş değil!
Onlar 'sizin de görüşlerinizi alarak karar veriyoruz' yalanı altında partiye gidip oylarını vermeye devam ederler.
Çünkü onlarında aklında zaten oy vermek yoktur!
Çoğunda 'Partiden birisini buluruzda, işimiz görülür' mantığı vardır.
Bizde bu sisteme yıllardır 'parti içi demokrasi' adını veririz!
Körler sağırlar siyasete devam ederiz...