Parti liderleri, liderlerin partileri...

Nedendir bilinmez?Belki uğrunda çok büyük mücadeleler vermediğimiz için, belki de çok kolay kazandığımız için Demokrasiyi hala içimize sindiremedik.Evrensel anlamda demokrasi bilincini bir türlü kafalarımıza yerleştiremedik.Bu...

Nedendir bilinmez?
Belki uğrunda çok büyük mücadeleler vermediğimiz için, belki de çok kolay kazandığımız için Demokrasiyi hala içimize sindiremedik.
Evrensel anlamda demokrasi bilincini bir türlü kafalarımıza yerleştiremedik.
Bu olmadığı için demokrasiyi tam anlamıyla uygulama fırsatı da bulamadık.
Demokrasi denilen kavram belki de o yüzden herkes tarafından arklı algılanıyor.
Belki de, o yüzden demokrasi herkes tarafından farklı uygulanıyor.
O yüzden belki de mevzu demokrasi olduğunda herkes "benim istediğim olursa demokrasi var" diye düşünüyor.
Aslına bakacak olursanız, demokrasiyi evrensel anlamda uygulayacak ve uygulatacak olanlar siyasetçilerdir.
Ancak...
Bu ülkeye tam anlamıyla demokrasi gelebilmesi için öncelikle seçim kaybeden liderin anında istifa etmesi gerekir.
Ülkemizde bu olmadığı için, bugüne kadar ülkemizde hep liderlerin partisi oldu.
Partilerin liderleri hiçbir zaman olmadı.
O liderler de bırakın ülkeyi, partilerine bile demokrasinin girmesine izin vermedi.
Seçim kaybetmelerine hatta partinin oylarını düşürmelerine rağmen, partinin başından gitmemeyi alışkanlık haline getiren liderler olduğu müddetçe partiler hep "lider partisi" olacak...
Demokrasi ise "Partilerin liderleri" olduğu gün mümkün olabilecek...
.....
En aklı başında ve en muhalif açıklama budur bence...
Düzenlenmekte olan tasarıda;
-'failin' tanımının yeterince anlaşılır ve kamu vicdanını rahatlatacak nitelikte yapılmamış olması en büyük eksikliklerden biri olarak görünmektedir.
-Keza tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda cinsel istismar suçunu işleyenlerin, güç, nüfuz vb. imkanlar ile mağduru ve çevresini etki altına alması ve mağdur ile evlenme yoluna giderek serbest kalmasının önü açılacaktır.
-Öte yandan mağdurun ise bu baskı altında erken yaşta zorla evlilik yapması ve bu evliliği sürdürmeye mecbur kalması kuvvetle muhtemeldir.
-Yine bu tasarı ile suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında görülen davaların af ile sonuçlanacak olması ve yasanın yürürlük süresinin belirlenmemiş olması da tasarının sakıncalarındandır.
-Tasarının en önemli çıkmazlarından biri cebir, tehdit ve iradeyi etkileyen hususların tespitinin son derece zor olduğudur.
-Kaldı ki cebir ve tehdit olmasa bile küçük yaşta bir kız çocuğunun 'kendi iradesi' nasıl tespit edilecektir? Bu konunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
-Yukarıda da bahsettiğimiz maddeler gereğince; resmiyet kazanmamış birlikteliklerden doğan mağduriyetlerin giderilmesi hususunda, Ceza İnfaz Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve sair mevzuat referans alınarak yeni düzenlemeler yapılabilir.
Bu bana göre bu konuda yapılmış en akıllı ve en muhalif açıklama.
İlginç olan ise:
Bu en akıllı ve en muhalif açıklamanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın genel başkan yardımcısı olduğu KADEM yani Kadın ve Demokrasi derneği tarafından yapılmış olması...
.....
Büyükşehir'in yeni stadyum önünde yaptığı düzenleme...

Karnı bir hayli aç olan adam gitmiş lokantaya.
Çorba, salata, dolma, et derken sırasıyla neredeyse 5-6 çeşit yemeği indirmiş midesine.
En son bir de tatlı söyleyip, onu da gömmüş.
İşte tam kalkacağı sırada karşısına bir başka müşteri gelip oturmuş.
Çorba söylemiş kendisine gelen müşteri.
Gelen çorbasını bir güzel içmeye başlamış.
Bizim tıka basa karnını doyuran adam karşısındakinin çorba içişine bir özenmiş bir özenmiş ki, karnı tıka basa tok olmasına rağmen dayanamayıp "Bana da bir çorba ver" demiş garsona.
Sonuç:
Lokantadan çıkarken her ikisi de çorba parası verip çıkmış...
Büyükşehir Belediyesi'nin yeni stadyum önünde son gün yaptığı peyzaj çalışmasıyla bir anlamda reklamını yapması ve bu duruma AK partililerin ifrit olması, yukarıda anlattığımız olayı aklımıza getirdi.
.....
Bizim CHP'li vekiller ne yapmış?
Kılıçdaroğlu partisinin milletvekillerine vermiş ayarı...
Önce:
-"Gittiğiniz yerlerde sen ben bizim oğlan aynı kişilerle konuşuyorsunuz. Ne bir derinliğiniz var ne de mantıklı bir analiz yeteneğiniz" demiş önce.
Ardından...
-"Artık yeniden seçilme hırsını bırakın, önseçim yapılacak diye tribünlere de oynamayın" demiş.
Son olarak da...
-"Facebook ve Twitter'da günde 2-3 fotoğraf paylaşıp, adına da icraat diyorsunuz" diye çıkışmış.
Kılıçdaroğlu'nun basına da yansıyan bu sözlerini duyunca "Acaba bizim CHP Milletvekilleri Facebook ve Twitter'de ne paylaşmış" diye merak ettik.
Açtık baktık.
Geçtiğimiz Çarşamba günü Gayu Usluer 4, Utku Çakırözer 4, Cemal Okan Yüksel 6 paylaşım yapmış.
Geçtiğimiz Perşembe günü Gaye Usluer 7, Utku Çakırözer 2, Cemal Okan Yüksel 29 paylaşımda bulunmuş.
Yine geçtiğimiz Cuma günü Gaye Usluer'in 3, Utku Çakırözer'in 3, Cemal Okan Yüksel'in ise 27 paylaşımı olmuş.
.....
Biraz da gülmek lazım
Gecenin bir yarısı hırsızın biri bir eve girmiş. Etrafa bakınırken birden bir ses duymuş:
- Polis her şeyi görüyor, diye.
Hemen korkudan lambayla kim dedi diye etrafa bakıyormuş ama kimse yok. Tekrar o sesi duymuş:
- Polis her şeyi görüyor, diye.
Hırsız bu sefer korkudan kaçmaya karar vermiş ve tam camdan atlarken, bakmış ki perdenin arkasında bir papağan var. Papağan'a yaklaşmış ve sormuş:
- Sen mi diyordun, polis her şeyi görüyor, diye.
Papağan:
- Evet
Hırsız:
- Senin ismin ne?
Papağan:
- Sekreter gibi çok konuşan papağan.
Hırsız:
- Hangi salak sana bu ismi koydu?
Papağan:
- Evin doberman köpeğine polis ismini koyan salak...

Haberleri