Mahalli seçimlerde CHP ile AK Parti yarışacak.
AK Parti belediyeleri kazanmak için MHP ile yapılacak olan ittifaka bel bağlamış.
-“MHP ile ittifak olursa belediyeleri rahat alırız” güvencesi içinde.
CHP ise “Daha önceki seçimlerde adaylarımıza oy veren MHP seçmeninin büyük çoğunluğu şimdi İYİ Parti’de. AKP-MHP ittifakı varsa, bizde de resmi olmasa bile CHP-İYİ Parti ittifakı var” olasılığına güveniyor.
Kısacası…
AK Parti belediyeleri almak İçin MHP oylarına, CHP ise belediyeleri yeniden kazanmak İçin İYİ Parti oylarından medet umuyor.
Her iki partide de hesaplar bu ihtimal üzerine yapılıyor.
Hesaplar bu ihtimaller üzerine yapılıyor yapılmasına ama her iki partinin de bu hesabı yaparken unuttuğu, görmediği, belki de umursamadığı bir durum var ki o da “Kendi partileri içinde kayış kopartıp, conta yakanlar”
Başka partilerle yapılacak olan ittifaka güvenen parti ve adayları nedense kendi partileri içinde var olan ve “Artık hayatta oy vermem” diye kilitlenmiş kişi ve grupları kale dahi almıyor.
Kendi partileri içinde bir ittifak sağlayıp, önce partinin kendi oyunu garanti altına almasını hiç hesap etmiyor.
Hiçbiri, gözü dışarıdayken evin içinde ne olup bittiğin bakmıyor bile…
O yüzden biz yaralım istedik…
önümüzdeki seçimler partilerin ittifakları ile kazanılıp, ittifaklar nedeniyle kaybedilmeyecek.
Seçimler, partisine karşı contayı yakmış “Bu kez kesinlikle oy yok” diyen kişi ve grupların ikna edilememesi ve partiler içinde ittifak sağlanamaması yüzünden kaybedilecek…
Bakalım bu seçimler öncesinde, partilerinin içinde kayış kopartıp conta yakanlar hangi partinin arabasını pelt edecek?
Hep birlikte göreceğiz…
.....
Doğruysa
bunu yapmayın!
İş Kur tarafından çeşitli kurumlarda çalışmak üzere görevlendirilen insanlar var…
Normalde bu insanların, görevlendirildikleri kurumlarda çalışmaları gerekiyor.
Fakat.
Kulağımıza gelen haberlere bakılırsa, İş Kur tarafından kurumlarda çalışmaları için görevlendirilen insanlar parti binalarında çalıştırılmaya başlanmış.
Kurumlarda çalışması gereken bu insanların parti binalarına çekilmiş.
Seçim nedeniyle hepsinin eline seçim çalışmasına yönelik birer iş tutuşturulmuş.
Sözünü ettiğimiz insanlar, görevlendirildikleri kurum yerine her sabah parti binalarına gelip, parti yöneticilerinin verdiği işi yapıyor, mesai bittikten sonra da evlerine dönüyormuş.
Duyduklarımız bunlar.
Umarız doğru değildir…
Ama eğer doğruysa, bunu yapmayın!
Eğer “yaparız kimse de karışamaz” deniliyorsa, bir gün gelir bunu yapanların yakasına yapışılır…
Bizden söylemesi…
.....
Harcadıklarından daha az para kazanmak için can atanlar…
Milletvekillerinin aldığı maaş 18 bin lira…
Görev yaptıkları 4 yıl boyunca maaşlarının toplamı 864 bin lira yapıyor.
Büyükşehir belediye Başkanlarının aldığı maaş da çoğu yerde milletvekili maaşına endekslenmiş vaziyette.
Yani onlar da ayda 18 bin, görev süresi olan 5 yılda toplam 1 milyon 80 bin lira alıyor.
İlçe Belediye Başkanlarının maaşına gelecek olursak ortalama 10 bin lira civarında.
5 yılda maaş olarak alacakları toplam para 600 bin lira.
İnsanın aklı almıyor gerçekten?
Nasıl oluyor da insanlar seçilmeleri halinde 4-5 yılda alacakları maaş toplamının 4-5 katı parayı işin başında harcayabiliyor?
Bunun iki nedeni olabilir.
1-Bu işe niyetlenenlerin zaten para sorunu yok, eksikliğini duyduğu itibar ve mevkii kazanmak için zarar etse de parasına kıyıp bu yola çıkıyor.
2-Seçilmesi halinde harcadığı paranın çok çok fazlasını çeşitli yollarla çıkartacağı üzerine hesap yapıyor.
O yüzden…
Hizmet, görev, falan, filan sözleri sahiden de hikâyeden ibaret…
Harcadıkları paranın 4-5 yıl yarısını bile alamayacak olanların kafasında hizmetten öte sadece 2 şey var…
1-Makam, mevki, itibar…
2-Harcanılandan daha çok para kazanma fırsatı…
.....
Birileri hayatının en büyük şakasını yaşayacak…
Mahalli seçimler 31 Mart Pazar günü yapılacak…
Oy verme gününe kadar partilerin ve adayların belediye başkanlığı için yarışı adeta nefesleri kesecek.
Partiler ve adayları aylarca uykusuz geceler geçirecek.
Sağa sola müthiş paralar saçacak.
Sonuçta oylar kullanılacak ve 31 Mart gecesi belediye seçimlerinin galibi ortaya çıkmış olacak.
Biz, 31 Mart günü oy sayımı tamamlandığında seçimi hangi partinin ve adayının kazanacağını elbette bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var ki, o da şu: seçimlerin yapıldığının ertesi günü, yani 1 Nisan günü, birileri hayatının en büyük şakasını yaşayacak…
Belki hiç ihtimal verilmeyen parti ve adayı kazanacak seçimleri.
Belki, kazanmasına kesin gözüyle bakılan parti ve adayı kaybedecek.
Bakalım, 1 Nisan şakası hangi partiye, hangi adaya isabet edecek?
Hep birlikte göreceğiz…