Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, "15 şirket, ya da şirketler grubuna, petrol alanında işletme ruhsatı verdi, iki grup şirketin arama ruhsatlarının intibaklarını gerçekleştirerek sürelerini 5'er yıl uzattı. Böylece toplamda yabancı 17 şirket, ya da şirket grubuna, işletme veya arama ruhsatı verildi." açıklaması Cumhurbaşkanlarımızdan, Sayın Sezer'in, Petrol yasası, vetosunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Sezer, Petrol Yasası'nı, bazı maddelerinin tekrar görüşülmesi için, TBMM'ye iade etmişti. Gerekçe olarak da, petrol konusunda ulusal çıkarların gözardı edilmesini göstermişti. Özellikle de devletin, yetki devri ve yabancı şirketlere tanınan haklar nedeniyle, yasayı onaylamamıştı.
Şu bir gerçek ki çok partili dönemde, görev alan politikacılar, geçmişteki hatalardan, ibret, doğrulardan da örnek alma zahmetinde bulunmadılar. Sonuçta da aldıkları kararlarla, geçmişteki yanlışlıkları tekerrür ettirdiler..
İktidarların, Avrupa Birliği, ABD, IMF ve Dünya Bankası, özellikle de uluslararası şirketler karşısındaki politikaları sonucu, ülke büyük zarar gördü. Hatta ülkenin, bugünü ve geleceği, risk altına sokuldu. Bu tehlikeyi gören devlet görevlileri de oldu.
Petrol Yasası ile yabancılara, ciddi imtiyazlar tanındı, yasada yer alan, bölgelerde çıkan petrollerin, bir kısmının yerel yönetimlere verilmesi hususundaki hükmün, O günlerde, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir' in, "Bölgedeki Petrol bizim olsun" açıklamalarından sonra, yasayı, daha da tartışmalı hale getirmişti.
Yine O günlerdeki Ceviz Kabuğu programında, izleyicilere, "Diyarbakır Belediye Başkanı'nın, bölgedeki petrol bizim olsun isteği, federasyona götürür mü?" sorusu yöneltildi. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı oylamada, izleyicilerin %96'sı, "Evet, götürür" derken, geri kalan %4'ü "Hayır götürmez" cevabını verdi.
Benzer yaslarla, Türkiye' nin, yeraltı ve yer üstü kaynakları, adeta yabancıların eline geçti. Petrol yasası ile birlikte, yabancı petrol şirketlerinin, çıkardıkları petrolün tamamını dışarıya götürebilmelerinin önü de açıldı.
Aslında Türkiye' nin, böyle bir yasaya ihtiyaç yoktu. Bu yasanın, ne Türk insanına, ne de Türk şirketlerine yararı vardır. Yabancı devletlerin ve uluslararası petrol şirketlerinin, menfaatine olan bu yasadan sonra, TPAO' nın, rekabet edebilme şansı ortadan kaldırıldı. Ayakta kalma şansı da yok denecek kadar azaldı.
Ayrıca o günlerde, Türkiye Petrol Jeologları Derneği Genel Başkanı İsmail Bahtiyar, "Bu yasa ile 56 milyar dolar civarında, devlet hisselerinde düşüş oldu. Sektörde, tam bir liberizasyon hedeflenmektedir. Bu yasa federatif yapıya götürür. Bu yasa ile petrol ve gaz Türkiye için stratejik olmaktan çıkarılmaktadır... Uluslararası sermaye, Türkiye'nin tamamını parselleyerek, hidro karbon arayacak duruma getirilmiştir." görüşünde.
Siyasi otorite, Türk petrol yasasını değiştirmekle, talebi çok olan bir malı, daha kolay hale getirdi.. Karadeniz'de, çok zengin gaz hidrat potansiyeli var. Gaz hidrat geleceğin enerji kaynağı olacak... Dünya, gelecekte enerjide, bu yataklara, Toryum ve Bor madenlerine muhtaçtır. O nedenle de mevcut doğal kaynaklarımıza sahip çıkmak zorundayız.
Öte yandan Türkiye' nin, gelecekte enerji koridoru olması ile elde ettiği avantajlarda bu yasa ile kaybedildi. Petrol Yasası ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunma hakkını da ortadan kaldırıldı. TPAO, işlevsiz bir kuruluş haline getirildi. Ve özelleştirilmesinin de önü açıldı.
TPAO, Azerbaycan'ın Hazar petrollerinde hisse sahibidir. Sadece 2006 yılında Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından, elde edilen petrol geliri, 600 milyon dolardır. TPAO özelleştirilirse, TPAO' yı, büyük olasılıkla yabancı bir şirket satın alacaktır. Bu durumda yabancı şirket, Türkiye'nin yurt dışı ruhsatlarındaki payını ve Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattındaki hisselerini de satın almış olacaktır. Hazar petrolleri ile ilgili ortaklık anlaşmalarının 30 yıllık olduğu düşünüldüğünde, TPAO'nun, 30 yıllık geliri de satılmış olacaktır. En önemlisi Türkiye Cumhuriyeti, Hazar bölgesinden olmayacak ve enerji koridoru olma avantajını da, yabancılara kaptıracaktır.
Yabancı şirketler, Türkiye'nin petrolleri için, yarışıyorken, Türkiye' de, TPAO hakkındaki, tasfiye ve özelleştirme söylentileri, dikkat çekicidir.
6326 sayılı Petrol Yasası'nda, yer alan, "Milli Menfaatin Korunması" başlıklı bölümü de yeni yasada kaldırıldı. Petrol yasası ile milli menfaatlerin yerini, yabancıların menfaatleri aldı. Yasayla da yabancı 17 şirket, ya da şirket grubuna, işletme veya arama ruhsatı verildi.
PETROL VE YABANCI ŞİRKETLER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, 15 şirket, ya da şirketler grubuna, petrol alanında işletme ruhsatı verdi, iki grup şirketin arama ruhsatlarının intibaklarını gerçekleştirerek sürelerini...