PİŞMİŞ TOPRAK SEMPOZYUMUNU ANLAMAK...

'Sempozyum' kelimesinin tam karşılığı halen verilebilmiş değil!
Tam bir anlam karşılığı yok.
Ancak pek çok yerde sempozyumun Türkçe karşılığı 'bilgi şöleni' olarak verilir.
Kelime Fransızcadan dilimize geçmiş.
Kökeni de Latince ve Yunanca 'Symposion' kelimesinden geliyormuş.
Geldiği gibi de kalmış zaten!
Yüzyıllardır sadece dilimizde yer etmiş bu kelime...
Hayata geçirecek ya da uygulayarak 'bilgi şöleni' ile halkı aydınlatmaya yönelik adımlar pek atılmamış.

Oysa dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde-şehrinde bildiğimiz adıyla sempozyumlar, gerçek karşılığı ile 'bilgi şölenleri' yapılır.
Tepebaşı Belediyesi de, kentin tarihini canlandırarak, halkın sosyal yaşamı ile birleştiren bir sempozyum yaptı.
Daha doğrusu dördüncüsünü gerçekleştirdi.
İlk üçü Ataç'ın ilk döneminde kaldı.
Ancak Ataç'tan sonraki yönetim 'Gereksiz, öncelikli değil' diyerek rafa kaldırdı.
Hatta buruşturup çöpe bile attı...

Bu arada 'Pişmiş Toprak Sempozyumunun ne demek olduğunu bir kez daha anlayarak yazımıza devam edelim.
En önce amaç, kentin sanayi tarihini, bugünün Eskişehirlisine sunmak...
Ve bu sunu altında, halkın kültürel faaliyetlere olan katılımını en üst seviyeye çıkarmak!
Ve beklide geçmişten gelen geleneği, halkla birlikte geleceğin geleneği haline dönüştürmek!
Bunu toprakla da, çamurla da, bu kentin en eski sanayi ürünüyle de yapılabileceğini ispat edebilmek.
Bunu ilk üçünde fazlasıyla başardı Tepebaşı Belediyesi.
Yenileri daha da iyi olacaktı, oldu da!
Herkes yaşadı günlerce o renk cümbüşünü!
Sempozyum alanı cıvıl cıvıldı.
7'den 70'e Eskişehirli, sanatçıların çamurdan nasılda sanat yarattığına şahit oldu.
Çocuklarımız, pek çoğumuzun veremediği sanat donatısını, o tozlu alanda kaptı belki de...
Ve şu bir gerçek ki;
Geleceğin sanatsever, yaratıcı nesillerin ilk adımını atıyor o eski kiremit fabrikası.

Pişmiş Toprak Sempozyumunu, akşam yapılan konserlerden ibaret sanmak, kentin tarihi dokusunu bilgi şölenine çevirmeyi, ucuz şölenlere benzetmek;
Ya da Pişmiş Toprak gibi dünyada sadece Eskişehir'de düşünülmüş bir sempozyumu aynı kefeye koymak;
Belki de bu kente yapılacak en büyük haksızlıklardan birisi oldu.
Bu arada hemen belirtelim ki;
Kimsenin ne savunucusu, nede avukatıyız!
Sadece kültür kenti diyerek gurur duyduğumuz, gittiğimiz her yerde sanata olan ilgisi ile onur duyduğumuz şehrimizde, ortaya konulanlardan rahatsız olduğumuzu anlatmak istiyoruz.
Ki;
'Şehitlerimiz varken, konser yapıyorlar' diyenler, aynı gün Bursa'nın 'Uluslararası festivalde Teoman adlı şarkıcının Bursalıları nasıl coşturduğunun bilgisini de sunuyorlardı.
Aynı kaynak;
Yine şehitlerimiz varken, magazin sayfalarından milli duygularımıza ters düşecek görüntüler içeren fotoğrafları da yayınlayabiliyordu.
Eğer bu tür teşbihleri kabul ederseniz;
Bizde işe bu tarafından bakmak isteriz.
Yok eğer, sempozyumun anlamını ve özellikle kentliye kattıklarını görmüyorsanız;
Ya da görmemek için ısrar ediyorsanız zaten anlattığımız her şey nafiledir...

Neyse;
İlk üç sempozyumu yakından yaşayanlardandık.
İlk günkü heyecanı bu yılda yaşadık.
Her ne kadar bu sene açılışında bulunamasak bile, sonundaki güzelliğe yetiştik.
Şehitlerimiz ise yüreğimizde bambaşka bir acı.
O acı asla eksilmeyecek.
Kültürlü, bilgili, geleceği gören, emin adımlara yere basan, kent ve ülke aşığı Eskişehirliler;
Ve bu ülkenin güzel insanları, o acıyı da hep birlikte dindirecek.
Bunu eve kapanıp, her şeyden kaçarak, içine gömülerek değil;
Bilgi şölenleri içerisinde, insanımızın geri kalmasını isteyen güçlere inat başaracak...
Nice sempozyumlara...
Nice mutlu Eskişehir'in yarınlarına...

NOT;
Dün belirttiğimiz üzere, bugün demiryolunun yer altına alınması projesinin kısaltıldığı iddialarını yorumlayacaktık. Ancak Pişmiş Toprak Sempozyumunun sona ermesi ve gündemin ilginç bir hal alması üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdik. Yarın kaldığımız yerden devam edelim.