PKK İLE ÇÖZÜM OLMAZ

Ankara’da siyasi gündemi, tezkere, PKK ve Suriye belirliyor. Özelikle de tezkerenin, Suriye ile savaş riski konusu tartışılıyor. Savaş riski taşıyor mu, önümüzdeki günlerde görülecektir. Ayrıca PKK ile görüşmelerin, terör...

Ankara'da siyasi gündemi, tezkere, PKK ve Suriye belirliyor. Özelikle de tezkerenin, Suriye ile savaş riski konusu tartışılıyor. Savaş riski taşıyor mu, önümüzdeki günlerde görülecektir.
Ayrıca PKK ile görüşmelerin, terör sorununu çözmeyeceği, bilakis her görüşme terörü hızlandıracağı görüşü hakimdir. O nedenle de mücadelenin özel bir birlikle yapılaması öngörülüyor. Aslında terörle mücadelenin, yalnız askerin işi olmadığı, hep yazılıp, söylendi ama hiçbir yetkili, özellikle de siyasi irade, önerileri, dikkate almadı.
Ve nihayet! Özel timin önemi, geçte olsa ilgiler tarafından hatırlandı. Özel tim polisinin, şehir merkezleri dışında, kırsalda terörle mücadele için kullanılması amacıyla, 2010 yılında başlatılan proje, erken tamamlanıyor. 2015 yılına kadar, 6 bin olan polis özel timinin sayısının 11 bine çıkarılması planı öne çekildi. İçişleri Bakanlığı, polisten 5 bin kişiyi daha belirledi ve özel harekâta aldı.
İçişleri Bakanlığı'nın, 54 ilde görev yapan 6 bin özel tim polisi sayısını 2015'e kadar, 11 bine çıkartmak için, başlattığı çalışma, son aylarda tırmanın terör olayları nedeniyle hızlandırıldı. Elbette, polis, jandarma ve diğer iç güvenlik birimleri, her zaman operasyon yapmaya hazırdır. Ancak terörle mücadele mutlaka,"ÖZEL TİMLE", terörün yöntemi ile yapılmalı, hatta teröre yardım edenlerde, terörist muamelesi görmelidir. Ayrıca uygulamada olan, terör yasaları mutlaka değiştirilmelidir.
Geçmişte, PKK terörüne karşı yok denecek kadar şehit veren, Özel Harekât Timi dağıtıldığı gibi, bugün mevcut olan Özel Timin ve güvenlik güçlerinin de yetkileri kısıldı. Daha da kötüsü, geçmiş yıllarda, bazı malum kesimlerce, PKK' nın korkulu rüyası olan, Özel Harekât Timine, önyargılı yaklaşıldı ve yargısız infaz yapıldı.
1992 yılında, Devlet Güneydoğu'da otorite kaybediyordu. Bu gidişi durdurmak ve çözümde bulunmak zorunda idi. Ve aranan çözüm, nihayet 1993 yılında bulundu. PKK ya karşı, onun taktikleriyle savaşılacak, PKK ya destek olanlara da terörist muamelesi yapılacaktı. Tespit ve yöntem, doğru idi.
Ancak Özel Tim başarılı oldukça, aleyhindeki senaryolar, hız kazandı. Sonuçta "Özel Harekât Timi" dağıtıldığı gibi, mevcut olan Özele Timinde, yetkileri kısıldı. Ayrıca AB uyum yasaları gereği, Emniyet Teşkilatı'nda, Özel Hareket Timleri için de düzenlemeler getirildi. Düzenlemeye göre, illerdeki Terörle Mücadele Şubesi'ndeki görevli kişiler, operasyonlara giremeyecek, kırsal alana çok zorunlu haller dışında, kesinlikle çıkamayacak.
Yasa gereği özel Hareket Timleri, artık operasyonlara hemen başlayamayacak, operasyon yapılacak kişi ya da kişiler, bu görüşmeciler tarafından önce konuşarak ikna edilmeye çalışılacak. Bu kişiler, psikologlar tarafından eğitilen ve uzman kişilerden oluşacak. Bir operasyon anında, Cumhuriyet Savcıları talimatı doğrultusunda hareket edecek Suçlular ikna etmeye çalışacak. Silahlı çatışma, artık Özel Hareket Timleri'nin en son çaresi olacak. Bu tabloda, güvenlik güçlerinin, terörle mücadelede, başarılı olması mümkün mü?
Aslında terörle mücadelede, herkese görev düşmektedir. Ayrıca terör, güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar da önemlidir. Ne var ki pek çok kesim, özellikle de politikacılar, bugüne kadar üzerlerine düşen görevleri gerektiği şekilde yapmadıkları gibi, üstelik bazı sözleri ile de terör odaklarında, cesaret verdiler.
Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum " demiştir. Karayalçın ise, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" diyerek, bugünkü olaylara katkıda bulunmuştur. "Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel veya " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz, Teröristi düz ovaya indirerek siyaset yaptırmak isteyen Ağar, PKK'nın silah bırakmasını alkışlayan, ANAP Lideri Mumcu, diğer bazı siyasiler sözleri ile PKK ve yandaşlarına cesaret verdiler. Olayların, bu boyutlara taşınmasına da neden oldular.
Bugün ise Öcalan'a, ev hapsi" bile konuşulur hale gelmiştir.
Beşir Atalay, yeni açılımların müjdesini veriyor ve "PKK'nın silah bırakması için görüşmeler yapıldığını" açıklıyor.
Bülent Arınç, "Silah bırakırlarsa, Öcalan'a ev hapsi konuşulabilir" dedi.
Oysa AKP ve CHP kurmaylarının, PKK ve Abdullah Öcalan'la görüşme yapılabilir düşüncesi, çözüm olmadığı gibi, PKK'yı umutlandırırken, terörü, daha da tırmandıracaktır. Çünkü PKK, ABD ve Avrupa Birliği onaylı, bölücü terör örgütüdür. Amaçları Suriye, Irak, İran ve Türkiye toprakları üzerinde, Kürdistan'ı kurmaktır. PKK, Kürtler'in eşitliği için değil, Deyim yerindeyse, devletten "anahtar teslimi, bir Kürdistan" talep ediyor. O nedenle de PKK ile çözüm olmaz.

Haberleri