Ruh mu arıyorsunuz? Çok zor bulursunuz...

"Eskişehirspor Ruhu" diye sürekli bahsederiz ya.
Aslında o ruh, çok da kolay kazanılmamıştır.
O ruhun içinde, taraftarından, futbolcusuna, Teknik adamından hizmetlilere kadar hemen herkesin büyük payı vardır.
Eskiler hep anlatırdı.
Maçlara bir-iki gün kala yolda bir Eskişehirsporlu futbolcuyu gören vatandaş;
-"Senin burada ne işin var. Yarın önemli bir maça çıkacaksın. Çabuk evine git olabildiğince dinlen" diye uyarıda bulunurmuş.
O futbolcu da kendisini uyaranlara;
-"Size ne kardeşim" demez, niçin dışarıda olduğunun mantıklı bir açıklamasını yapar, arkasından da;
-"siz merak etmeyin gidiyorum. Dediğiniz gibi dinleneceğim. Göreceksiniz maçta da fırtına gibi eseceğim" dermiş.
Gerçekten de...
Karşılaşmada fırtına gibi esermiş futbolcular.
Maç kazanılsın, kaybedilsin, Stadyum çıkışında gidilecek tek istikamet evler olurmuş.
Gelelim bu güne...
Bu gün için böyle bir anlayış ve böyle bir ahlakı bulmak çok zor.
Hangi futbolcuyu görmek istiyorsanız, gecenin saat kaçı olursa olsun Espark civarına gitmeniz yeterli.
Oraya park eden Ferrari'den tutun da BMW jiplere kadar arabaları sıralanmıştır çoğunun.
Etrafında ki bayanların hal ve hareketlerinden tutun da, kendilerinin şımarıkça tavırlarını açıkça görebilirsiniz.
Ne denli yaşamlarını kontrol ettiklerini, yarın oynayacakları maçları bir gün önceden ne denli ciddiye aldıklarını, aynı sitede oturan komşularından öğrenebilirsiniz.
Dahası...
Sahada yapamadıkları atraksiyonları, son model otomobilleriyle Espark çevresinde nasıl yaptıklarına bizzat şahit olursunuz.
Şimdi...
Eskişehirspor ruhunun yaşandığı o yılları görüp de, bu gün aynı ruhu mu bekliyorsunuz?
Çok beklersiniz...
Çünkü, o yıllarda futbol oynayan insanlarda Eskişehirspor Ruhu vardı.
Şimdi ki futbolcuları ise, lüks otomobiller, en son çıkan cep telefonları ve çevrelerinde bitmek tükenmek bilmeyen bayan arkadaş! Ruhu sarmalamış...