CHP İl Başkanı Talat Yalaz, 'katliam yasası' olarak bilinen sokak hayvanlarına yönelik düzenlenen eylemde, “İki tane ağaç kesildi diye sokakları gümbür gümbür titrettiysek can dostlarımıza dokunurlarsa aynı şekilde mücadelemizi vereceğiz. Direne direne kazanacağız. Eğer bu yasayı geçirirlerse tarihi bir direnişe hazır olsunlar" dedi.
Beklenen de oldu.
Soruşturma başlatıldı.
Soruşturmada, “Halkı kin ve nefrete sürüklemek” gerekçe gösterildi.
Yıllarca AK Parti kanadından halkı kin ve nefrete sürükleyen nice eylem gördüm, hiçbirisi hakkında soruşturma açıldığına şahit olmadım.
Öte yandan cümlelerinde tahrik unsuru oluşturacak bir cümleye de rastlamadım.
“Can dostlarımız için mücadeleye hazırız” sözleri neden bu kadar rahatsız etti ki?
Talat Bey’in de söylediği gibi sokak demokrasinin ta kendisi değil mi?
Sokaktan neden bu kadar korkuluyor ki?
Neden biliyor musunuz?
Sokağın canı burnunda.
Halk geçinemiyor.
Halk yaşayamıyor.
Tak etti tak.
Ondan mı bu endişe?
Öte yandan gezi eylemlerini vatan hainliği olarak görenler de vicdanını sorgulamalıdır.
Gezi eylemleri bir direniştir!
Mücadeledir!
Gezi eylemlerinde bu halk bedel ödemiştir.
Ali İsmail Korkmaz gibi gencecik bir çocuk polis şiddetiyle acımasızca dövülmüş, öldürülmüştür.
Anası, babası, ağabeyinin hala gözü yaşlıdır.
Acısı dün gibi akıldadır.
Talat Yalaz’ın sözleri tahrik etmek bir yana dursun, “can” için buradayız diyen “mücadeleci- birleştirici” sağ duyulu bir çağrıdır.
“Hangi cana kıyılıyorsa karşısındayız!
“Hangi can eziliyorsa yanındayız.
Hangi can hor görülüyorsa oradayız!” diyor Yalaz…
Ve bu sağduyulu sözlere soruşturma başlatılıyor.
Ne diyelim…
O halde selam olsun bütün can dostlara…
Selam olsun Ali İsmail Korkmaz’a…
Selam olsun, ezilenlere, hor görülenlere, yok sayılanlara…
Yanınızdayız!
Yanınızdayız!
Yanınızdayız!