SAĞLIK SEKTÖRÜ VE ESKİŞEHİR

Çarşamba günü Devlet Hastanesi’ne, bir hastayı ziyaret ettik. Hastane de çok büyük değişiklik olmuş. Gerek poliklinikler, gerekse hasta odaları, görülmeye değer. Özellikle hastanenin, tüm birimlerinde kalite ve hijyenin, ...

Çarşamba günü Devlet Hastanesi'ne, bir hastayı ziyaret ettik. Hastane de çok büyük değişiklik olmuş. Gerek poliklinikler, gerekse hasta odaları, görülmeye değer. Özellikle hastanenin, tüm birimlerinde kalite ve hijyenin, ön planda tutulması, hasta memnuniyetine göre de kalitenin belirlenmesi ve randevu sisteminde geçilmesi, Eskişehir Devlet Hastanesi' ni, örnek bir kurum haline getirmiştir.
Maalesef Türkiye'de, eğitim ve sağlık alanında, standartları ve kaliteyi yükseltmek yerine, Yıllardır, "SAĞLIK" ve EĞİTİM" özel sektöre verilsin mi, verilmesin mi tartışması yapıldı. Oysa devletin sahip olduğu sağlık kurum/kuruluşlarında, Devlet Hastanesinde olduğu gibi kaliteye önem verilmiş olsa idi; Türkiye' de, sağlık turizmi daha da ivme kazanırdı.
Bugün de ekonomi ve enerji alanında yaşananların bir benzeri, sağlık sektöründe yaşanıyor. Devletin, fiilen boşaltmaya başladığı sağlık sektörünü, özel girişimciler dolduruyor. Son yıllarda, Holdingler, şirketler, arka arkaya, sağlık yatırımlarına giriyorlar. Her geçen gün de sayıları artıyor. Türkiye'de, son 15 yıldır özel sağlık hizmetlerinde, belirgin bir artış yaşanıyor. Yurt dışından da çok sayıda yatırımcının ilgilendiği Türkiye'deki sağlık sektöründe, önümüzdeki yıllarda özel hastane sayısının daha da artacağı tahmin ediliyor.
Türkiye'de, özel sağlık sektörü denince akla, özel hekim muayenehaneleri, poliklinikler, laboratuarlar ve hastaneler gelmektedir. Bunlara ilaç, tıbbi teknoloji, tıbbi malzeme üretimi ve ticaret yapan kuruluşlar ve özel sigorta şirketleri de eklenirse, sağlık sektörünün sınırları bir ölçüde çizilir.
Öte yandan devlette, sağlık yatırımlarının yetersiz olması, yataklı tedavi kurumları ve sağlık ocakları ile sağlık evlerinin, yani kamu sağlık kurumlarının, halkın sağlık talebine paralel bir düzeyde artış göstermemesine yol açmıştır. Ayrıca özel sektörün, sağlık alanında yer alması ile birlikte, özellikle Doğu Bloğu ülkelerinde, açık kalp cerrahisi çok yaygın olmadığı için, bölgeden Türkiye' ye çok ciddi bir hasta akışı var. Medikal estetik yönünde de Avrupa'da sosyal güvenlik kurumlarının medikal estetiği ödemeyişi hastalar için, Türkiye'yi çekim merkezi haline getiriyor. Ayrıca hava yolu taşımacılığının ucuzluğu, konaklamadaki fiyatların düşük olması ve tedavi fiyatlarımızın, kendi ülkelerindeki estetik müdahale fiyatlarının altında kalması, Türkiye için özendirici önemli öğeleri oluşturuyor.
Sağlığın özelleştirilmesi ile birlikte, SGK' nın, sağlık hizmetlerine ayırdığı payda, 2 milyar TL' den, 36 milyar TL' yı çıktı. Tedbir alınmazsa, sağlık sitemi çökecek veya sağlıkta katkı payları aratacaktır.
Son yıllarda, ülkemizde olduğu gibi, Eskişehir'de de özel sektörde, özellikle de poliklinik ve hastane hizmetleri ivme kazandı. Eskişehir'de de özel sektöre ait hastane ve poliklinik sayısı hızla artıyor. Sağlık sektörünü devralmaya başlayan özel sektörde, önemli bir trend de oluşmaya başladı. Eskişehir' de bu gelişmeden pay almalı, .kentte sağlık turizmin geliştirilmesi içinde her türlü fedakârlığı da yapmalıdır.
Ülkemiz ve Eskişehir'de, hasta memnuniyeti ile ilgili çalışmaların yoğun bir şekilde sürdürüldüğü görülmektedir. Kamu hastanelerinde ve özel sağlık kuruluşlarında rekabet artmış, ülkemiz ve Eskişehir' de, hasta memnuniyeti, hizmet kalitesini belirleyici hale gelmiştir.
Sağlık sektöründe, en büyük sıkıntı tıbbi teknoloji, tıbbi cihaz ve malzemede yaşanmaktadır. Çünkü dünya üzerinde, yaklaşık 6000 farklı tip ve özellikli tıbbi cihaz ve malzeme mevcuttur. Bunlardan yaklaşık 750.000 veya daha fazla farklı marka, model ve ebatları bulunmaktadır. Bu teknolojilerinin, devlete ait sağlık kurum/kuruluşlarına kazandırılabilmesi için hayırsever insanlarımızın katkısı şarttır.
Her türlü zorluğa rağmen, Türkiye ve Eskişehir' in, sağlık sektöründe geldiği nokta asla küçümsenmemelidir. Ancak yeterli de değildir. Çünkü Sağlık sektöründe daha pek çok sorun çözüm bekliyor. Her geçen günde, tıp alanda yeni teknolojiler üretiliyor.
Hiç şüphesiz, önümüzdeki yıllarda, "Sağlık Sektörü", en fazla yeni yatırım yapılacak sektörlerin başında gelmektedir. Çevre ülkelerden Türkiye`ye olan hasta akışı, yatırımları tetikleyecek. Birçok ülke, Türkiye`de alınan sağlık hizmetini, sosyal güvence kapsamına alacaktır. Bu nedenle de yeni hastaneler, tesisler ve klinikler açılacaktır.
Sağlık sektörü, `insan`ı temel alan, `insan eksenli` bir sektör. Bu sektörde temel zihniyet, insanların müşteri olarak görülmesi değil, öncelikle `hastalıklarının tedavi` edilmesi, sağlık ve şifa dağıtılması zihniyeti olarak değerlendirilmeli. Herkes sağlık hizmeti almalı. Ancak en kalitelisini, en güzelini... Eskişehir Devlet Hastanesi' nin, bu tabloyu ilke edinmesi, gerçekleştirmek için de her türlü fedakârlığı yapması, sağlık sektörü açısından umut vericidir. Baştabip Sayın Dr. Adil ÜSTÜNSOY ve ekibini, kutluyoruz.

Haberleri