Tabip Odası ve SES üyeleri, ESOGÜ Tıp Fakültesi önünde, 'Tam Gün Yasa Tasarısı'nı protesto ettiler. Gerekçe olarak da Tam Gün Yasa Tasarısı'nın, tüm sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını ve yaşamlarını zorlaştıracak birçok maddeyi içermesi gösterildi. Oysa Tam Gün Yasa Tasarısı göre, kamuda çalışan doktorların, iş yükünün azaltılması ve adaletli bir duruma getirilmesi hedefleniyor. Tam Gün yasa Taslağı ile halka yüksek standartta, etkili, adil, kaliteli ve kolay erişilebilir bir sağlık hizmeti sağlarken, hekim ve sağlık çalışanlarına da yeni imkânlar sunuyor! Hekimlerin çalışma koşullarına ve düzenini yeniden ele alan tasarı ile birlikte doktorla hasta arasında doğrudan para ilişkisi kaldırılarak güven ilişkisi tesis edilmiş olacak. Hastaların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıracak. (br)Ayrıca Tam Gün Yasası ile üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli öğretim üyeleri de bütün zamanlarını eğitim ve araştırma faaliyetlerine ayıracak. Döner sermaye sistemi de Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlar ile paralel hale getirilerek daha fazla gelir elde etmeleri temin edilecek. Profesör ve doçentler daha yüksek maaş alacak. (br)Öte yandan, gelirini artırmak isteyen hekimlere mesai dışı çalışarak daha fazla kazanabilme seçeneği sunulacak. Mevcut maaşlarda iyileştirme olmayacak ancak hekimlerin performans adı verilen döner sermayeden bir ek ödemeyle gelirlerini artırma imkânı olacak. Doktorlara, mesleki hataları için, mali güvence sağlamak amacıyla zorunlu bir mesleki mali sorumluluk sigorta sitemi hayata geçirilecek. (br)Tam Gün Yasası ile yapılmak isteneler bunlar ama sağlık çalışanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda 19 Ocak 2010 da görüşmeleri başlayacak "Tam Gün Yasa Tasarısı"na yönelik protestolarına devam ediyor. Hekimlere ve tepkiler rağmen sistemi hayata geçirmek, yürütmek ve kabul ettirmek hiç kolay olmayacaktır(br)Aslında sağlıktaki gelişmeleri, yadırgamamak lazımdır. Çünkü iktidarların ve sendikaların politik ve ideolojik yaklaşımı sonucu, ülkemizin sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir sağlık stratejisi olmadı. Ülke düzeyinde kaynak dağılımındaki eşitsizlikler, işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi konular ise sağlıktaki olumsuz gidişin tuzu biberi oldu. (br)Tamgün Yasası, geçmiş yıllarda da uygulamaya alındı. 1960'lı yıllarda, görülen kır/kent, kamu/özel dağılımındaki kısmi düzelme durmuş, durmanın da ötesinde dengeler, tekrar kır ve kamu aleyhine hızla bozulmuştu. Böyle bir ortamda, Tam Gün Yasası devreye sokularak, genelde tüm kamuda çalışan özelde ise kırsal çalışan hekimlerin ücretlerinde anlamlı bir iyileşme sağlanmıştı. Uygulamaya, 1980 darbesinde son verilmişti.(br)İktidar, Yasayı hayata geçirmekte karalı, hekimler ise tepkili. Ancak Yasa gereği, kamuda çalışan 100 bin hekim başta olmak üzere, 300 bin sağlık çalışanı tam gün çalışacak. Ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir iş göremeyecekler, ek görev alamayacaklar, serbest meslek icra edemeyecekler.(br)Tam Gün Yasası ile kim haklı veya haksız, uygulamalar gösterecektir ama Sağlık parayla satın alınacak nema olmadığı gibi bir kamu hizmetidir. Tam Gün Yasasında önce Sağlık sektöründe yapılacak hayati işler var. Maalesef yıllardır Türk toplumu kendi sağlığı ile ilgili kararları kendi alamıyor. Sağlık sektöründe toplum katılımı, özellikle de koruyucu hekimlik gündeme bile gelmiyor. Oysa Sağlık hizmetlerinin odak noktası "TEDAVİ HEKİMLİKTEN" ziyade "SAĞLIĞI KORUYUCU VE GELİŞTİRİCİ" hizmetlerdir. (br)Hülasa sağlık çalışanları, Tam Gün Yasa Tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz yönde etkileyecek, ekonomik haklar ve çalışma koşulları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleştirecek eksiklikler taşımaktadır Ayrıca da sağlık alanında da telafisi zor sakıncaların ortaya çıkacağı uyarısında bulunuyorlar. Tasarının, hekimleri güvencesiz bir ortama iteceğini, sağlık sektörünün yabancılara devredileceği de söyleniyor. Hülasa Sağlık Bakanlığı, gerçek görevini bir yana bırakıp, Sağlık sektörünü yenidünya düzenine ayak uydurmaya çalışıyor. Yani tatlı kârlar ortamına. Oysa bakanlık asli görevi olan sağlık hizmeti sunumuna, özellikle de "KORUYUCU HEKİMLİĞİ" ve "TSH" ye yönelmeli, sağlık para piyasaları oluşturma çabalarına değil.(br)Türkiye' de, tüm kesimler bilmelidir ki sağlık, temel bir insanlık hakkı olup tüm dünyada sosyal bir amaçtır. Sağlık bakım hakkı, herkesin sağlık hizmetlerini kullanabilmesinin garantilenmesiyle ilgilidir. Bu hak, sağlık bakım hizmetleri sisteminin önemli bir normatif amacıdır. O nedenle de herkesin, sağlığını geliştirmek, korumak ve kullanmak için, eşit imkânlara sahip olması gerekir. Ayrıca sağlık sektörü, kazanç kapısı gibi görülmemeli, pazarlıklara da kurban edilmemelidir. Çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır.
SAĞLIK, TEMEL BİR İNSANLIK HAKKIDIR
Tabip Odası ve SES üyeleri, ESOGÜ Tıp Fakültesi önünde, Tam Gün Yasa Tasarısını protesto ettiler. Gerekçe olarak da Tam Gün Yasa Tasarısının, tüm sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını ve yaşamlarını...