İnsan, Eskişehir'deki kurum/kuruluşların kendisi, kent ve ülke için ne ifade ettiğinin pek farkında olmuyor. Kurum/kuruluşlar hakkında, yeteri kadar bilgi sahibi olunmadığı için de haklarında, yanlış yorum ve eleştiri yapabiliyor.
Nitekim köşemize gelen şikâyetlerin büyük çoğunluğunu, sağlık sektöründen gelen şikâyetler ve eleştiriler oluşturur. Özellikle de AK Parti'nin, sağlık sektöründeki reform çalışmaları ve hastanelerin tek elde toplanması için, Sağlık Bakanlığı'na devri, doğal olarak hastane koridorlarda, daha fazla hasta birikmesine neden oldu. Bu tablo, hastanelerin, iş yükünü daha da artırdı
Hastanelerinde şikâyetler, poliklinik hizmetlerinden gelmektedir. Polikliniklerden hizmet alan her hastanın, bekledikleri veya algıladıkları hizmet kalitesi çok değişiktir. Beklenti, değişik ve çeşni olunca da, elbette herkesi memnun etmek de mümkün değildir. Polikliniklerde şikâyetleri azaltmak için, mutlaka tıbbi gerçekler gözetilerek, halkın beklentileri dikkate alınmalıdır. Halk da eleştiri ve suçlama yapmadan önce, muayene işlemleri, hemşirelik hizmetleri, doktorların verdiği hizmet kalitesi ve algılanış biçimi, en önemlisi de hastanenin, tercih edilme sebebi/sebepleri ve muayene için, harcanan süreyi, göz önünde tutmalıdır.
Öte yandan hastane polikliniklerine, fazla hasta gelmesinin de sebep/sebepleri var. Doktorların performansı veya ünü, hastaların ikamet yerlerine yakınlığı, doktorların tanıdık olması, reklâm ve diğer tanıtımlar, öncelikle düşünebileceğimiz sebeplerdir. Elbette özel sigortalı anlaşmalar, polikliniklerin kamu sağlık güvencesi olan hastaları kabul etmesi, hastanenin kaliteli ve nitelikli sağlık hizmet sunması, tanıdık ve akraba olan kişi/kişilerin, hastanede çalışması da, tercih nedeni olabilir.
Öte yandan Hastanesi'ndeki polikliniklerde bir doktor, tıp biliminin kabul ettiği standardın üstünde hastaya bakmaktadır. Hal böyle olunca da muayene için, hastalara yeteri kadar vakit ayırmak mümkün olmuyor. Yığılmaları önlemek için, öncelikle halkın sağlık yönünden eğitimine önem verilerek sağlık sistemimiz tanıtılmalı, nerelerden ne ölçüde, hizmet alınabileceği insanlarımıza iyice açıklanmalıdır
Ayrıca, ülkemizde, diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, "AİLE HEKİMLİĞİ" ve "SEVK ZİNCİRİ", yeteri kadar sağlık sektöründe yerine almadı. Şayet Aile Hekimliği ve Sevk Zinciri, arzu edilen seviyelerde sağlık platformundaki yerini alsa, ikinci ve üçüncü basamak tedavi kurumlarında, tablo, istenen ve özlenen boyutta olacaktır. Eskişehir' de, Aile Hekimliği uygulamaları başladı. Ancak halk ve tıp mensupları ile bir türlü "ortak payda" bulunamadı. Bu gelişmede Sağlık Müdürü Sayın Çom' un, tutumunun etkili olduğu söylendi.
Pazartesi günü, Eskişehir ve Bilecik Tabip Odası Başkanı Sayın Prof. Dr. Özbabalık' la, sağlık sektörü, özellikle de Temel Sağlık Hizmetleri ile ilgili kısa bir görüşme yaptık.
Sayın Prof. Dr. Özbabalık, sohbet süresince, bilgi, deneyim, önsezi ile dikkat çekti ve tıp alanındaki görüş ve düşüncelerini de kendine özgü üslupla bizimle paylaştı. Aile hekimliğine karşı değil. Ancak bugünkü uygulanış şeklini ve altyapıyı, yeterli görmüyor. Ayrıca hastanelerdeki yığılmaları önlemek ve tanı, teşhis ve tedavide daha kaliteli sağlık hizmeti vermek için, mutlaka sağlık sektöründe, sevk zincirinin işletilmesi gerektiğini söyledi. Aslında Sayın Prof. Dr. Özbabalık haklı, Sağlık sektöründe sevk zincirinin işletilmesi, mutlaka sağlanmalıdır. Birinci basamaktan yönetilmeyen hiçbir hasta, yataklı tedavi kurumlarına kabul edilmemelidir. Yataklı tedavi kurumlarında, kullanılacak teknoloji, gereksinimlere, bölge ve ülke koşullarına ve bölgenin de nüfusu gözetilerek sunulmalıdır.
Öte yandan sağlık sektöründe, verimlilik, güven ve düşünceli olabilme yetenekleri, birbirinden soyutlanmış öğeler değildir. Etkili bir biçimde koordine edildiği takdirde, güven ve iyi ilişkilerin, hizmette performansı artıracağı da kesindir.
Ayrıca Sayın Prof. Dr. Özbabalık'ın, Sağlık sektörü üzerindeki, fikir ve düşünceleri, Atatürk'ün, "Daha endişesiz ve korkusuzca, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmalarımızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik, hayatta, erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur" sözlerini hatırlattı. Sayın Prof. Dr. Özbabalık, Atatürk' ün, bu sözlerini, hayata geçirebilmiş ve hayat felsefesi yapmış, genç yaşta, sağlık alanında başarılı da olmuş, ender ve örnek kadınlarımızdan biridir. Kutluyoruz.
SAĞLIKTA ETKİLİ VE KADEMELİ SEVK ZİNCİRİ ŞART
İnsan, Eskişehirdeki kurum/kuruluşların kendisi, kent ve ülke için ne ifade ettiğinin pek farkında olmuyor. Kurum/kuruluşlar hakkında, yeteri kadar bilgi sahibi olunmadığı için de haklarında, yanlış yorum ve eleştiri yapabiliyor.Nitekim...