SAVAŞ FELAKET OLUR

Batı ülkelerindeki insanlar, savaş istemiyor. Çünkü "SAVAŞ FELAKETTİR." O nedenle de Batı ülkeleri siyasetçileri de dünyadaki çıkarlarını korumak veya senaryolarını gerçekleştirmek için, ya, "TERÖR" ya da "TAŞERON ÜLKE"...

Batı ülkelerindeki insanlar, savaş istemiyor. Çünkü "SAVAŞ FELAKETTİR." O nedenle de Batı ülkeleri siyasetçileri de dünyadaki çıkarlarını korumak veya senaryolarını gerçekleştirmek için, ya, "TERÖR" ya da "TAŞERON ÜLKE" kullanıyor.
Nitekim Başbakan Sayın ERDOĞAN, "İsrail'in İran'ı vurması felaket olur. İsrail'in 'İran'ı vuracağım' demesi de felaket tellallığıdır. Bunu Obama'ya da söyledim. Böyle bir saldırı durumunda bölge yerle yeksan olur. ABD-Irak savaşı gibi bir netice çıkmaz "demiştir. Ancak Cumhurbaşkanı Sayın Gül ve Başbakan Sayın ERDOĞAN, Harp Akademileri Komutanlığı'nda strateji konferansı' ndaki söylemleri, zihinleri karıştırdı.
Harp Akademileri Komutanlığı'nda, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, "Arap Baharı kapsamında, kardeş halklar, Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da ve Yemen'de diktatörleri yerlerinden etmişlerdir, Suriye'de ise hayatları pahasına özgürlük, adalet ve onur mücadelesi vermeye devam etmektedir." diyerek ARAP BAHARI" nı, "REJİM" nedeni olarak gösterdi.
Oysa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YILDIZ, her gittiği toplantıda, Arap Baharı diye bilinen Orta Doğu'da yaşanan savaşın, söz konusu ülkelere "DEMOKRASİ" götürmek bahanesiyle, aslında ülkelerin elindeki "ENERJİ" kaynaklarının, batılı ülkeler tarafından paylaşılması olduğunu söyledi.
Sayın GÜL' ün söylediği gibi, komşumuz Suriye'de akan kan devam etmekte, Irak'ta mezhepsel temelde, siyasi istikrarsızlık yaşanmakta, İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin, sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır.
Yakın komşularımızda, cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı, yeni bir soğuk savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki gerilimin, sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması, yüksek bir ihtimaldir,
Sayın GÜL' de, bunun farkındadır. Nitekim konferansta uluslararası sistemin, siyasi, ekonomik ve askeri bakımdan yeniden şekillenmesine yol açacak, bir sürece tanıklık edildiğini anlattı. Küresel stratejik denklemdeki değişim bakımından, son dönemde yaşanan en önemli gelişmenin, şüphesiz. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da cereyan eden, halk hareketleri olduğunu ifade etti. Hatta "Bölgede yaşanan, bu dönüşümün önümüzdeki on yıllara damga vuracağı aşikardır" dedi.
Sayın GÜL' e, göre, bu şartlar altında, Türkiye'nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur. Bir yandan her türlü olumsuz senaryoya karşı hazırlanırken, diğer yandan böylesine bir felaketin önüne geçmek için, diplomasinin tüm imkânlarından azami ölçüde yararlanmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla Türkiye için, diplomatik aktivizm ve" ASKERİ HAZIRLIK" bir seçenek değil, zorunluluktur.
Askeri hazırlık önerisi, bölgenin önümüzdeki aylarda ısınacağının da işareti olurken, Türkiye' nin, bu gelişmelerin içinde yer alacağının da sinyalidir. Nitekim Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev, NATO'nun, Suriye'de 'Libya senaryosuna' hazırlandığını iddia etmiş, bu sefer askeri operasyonlarda başrolü, Fransa, İngiltere ve İtalya üçlüsünün değil, TÜRKİYE 'nin, üstleneceğini öne sürmüştür.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal ise basını bilgilendirme toplantısında, Patruşev'in ortaya attığı iddiaları, açıkça yalanlamaktan kaçınmış, 'senaryolar üzerinden, ya da tam metnini görmediği açıklamalara ilişkin yorum yapmak istemediğini' belirtmiştir.
Bölgede, oluşacak bir savaşta, İran'ın, ilk Türkiye'yi vururum demesi, Suriye'nin füzelerini, Türkiye' ye koşullaştırması, Türk halkının, ister istemez, savaş kapıda mı düşüncesine sevk ediyor. Özellikle de İran Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi, yaptığı açıklamada, "Türkiye artık dışlanmıştır" dedi. Gerekçe olarak da, Ankara'nın, Suriye konusundaki tutumunu gösterdi. Ayrıca Burucerdi, "Türkiye'nin, Suriye konusundaki tutumunu, radikal ve mantıksız olarak tanımladı.
Ayrıca Tuğgeneral Hacizade, Türkiye'deki NATO füze kalkanı sistemi nedeniyle , "İran'a karşı bir saldırı oluşursa, ilk adım olarak Türkiye'deki füze kalkanı sistemlerini vuracağız ve daha sonra diğer hedeflere yöneleceğiz" demiştir.
Suriye'deki olaylara, "DEMOKRASİ" ve "İNSAN HAKLARI" havarisi batı ülkeleri seyirci kalırken, Türkiye' nin aşırı duyarlı olması, ülkemizi, hiçte hak etmediği bir çatışma ile karşı karşıya bırakabilir. Ayrıca Batı ülkeleri tarafından, Ortadoğu'da Şiî bloka karşı, Sünnî blok "yüzyılımıza damgasını vuracak" şekilde, çatışmaların içine çekiliyor.
Ayrıca bölgedeki oluşacak bir savaş, bölge ve Türkiye açısından, felaket olur.
Hülasa ABD ve AB'nin, desteğiyle, hayata geçirilmeye çalışılan, BOP projesi kapsamında, Ortadoğu, yeniden şekillendiriliyor.

Haberleri