Seçim çalışmalarında sanki işin kolayına kaçılıyor...

Son yapılan seçimlere ve Referandum sonuçlarına bakıldığında herkes açıkça görecektir.…AK Parti, ilçelerde birinci durumda…Öte yandan…AK Parti, şehrin kırsal mahallelerinde de birinci.Öyle ki, bazı kenar mahallelerde...

Son yapılan seçimlere ve Referandum sonuçlarına bakıldığında herkes açıkça görecektir.…
AK Parti, ilçelerde birinci durumda…
öte yandan…
AK Parti, şehrin kırsal mahallelerinde de birinci.
öyle ki, bazı kenar mahallelerde CHP’ye açık ara farkı var…
Kısacası…
İlçeler ve kenar mahallelerde CHP bir hayli geride.
Fakat…
Şehrin merkezine ve merkezinde bulunan mahallelere gelindiğinde,  CHP’nin açık ara önde olduğu ortada..
öyle ki:
Merkez mahallelerinde CHP’nin oyları,  AK Parti’yi 2-3’e katlar oranda…
İşte böyle bir oy dağılımı var Eskişehir’de.
Yani…
İlçeler ve kenar mahallelerde AKP’nin, Şehir Merkezinde ise CHP’nin bariz üstünlüğü söz konusu...
Şehrin tümü göz önüne alındığında ise, AK Partinin CHP’ye 6 puanlık bir farkı mevcut.
Bu şöyle bir gerçeği ortaya çıkartıyor:
Eskişehir’de AK Parti 24 Haziran seçimlerini kazanmak istiyorsa, mevcut oyunu koruyup, şehir merkezinden oy almak durumunda.

Aynı şekilde…
Eskişehir’de CHP 24 Haziran seçimlerini kazanmak istiyorsa, mevcut oyunu koruyup, ilçeler ve kenar mahallelerden oy almak zorunda…

Kısacası…
Her iki partinin de var olan bu oy dağılımını göz önüne alıp,  seçime yönelik çalışmalarını, bu oy alamadığı kesimler üzerinden yürütmesi lazım…
öte yandan…
Tam rakamı kestirilemiyor olsa da, Eskişehir’de 30 bine yakın oy kullanan ve seçim günü memleketlerine gitmeyecek üniversite öğrencisi var…
Bu rakam, Eskişehir’in toplam seçmen sayısının nereden baksanız yüzde 5-6’sına denk geliyor.

Kısacası…
Her iki partinin de var olan bu potansiyel üzerinden seçim çalışması yürütmesi lazım…
Ama gelin görün ki, her iki parti de işin sanki kolayına kaçıyor…
Her iki parti de, seçime kısa süre kaldığı bahanesinin arkasına saklanarak, seçim çalışması adı altında, oy aldığı tabanı memnun etmekle günlerini geçiriyor…


.....


 


Teşkilat mı? Ne teşkilatı?


AK Parti ile CHP’yi birbirinden ayıran çok önemli bir özellik var.
AK Parti’de oyu genel başkan Recep Tayyip Erdoğan alıyor.
Alın partinin başından Erdoğan’ı, AK parti yüzde 10’u dahi bulamaz.
Buna karşılık…
CHP’de genel başkan olsun olmasın parti aynı oranda oyu, yani yüzde 25 oyu alıyor…
Yani…
CHP’nin başına mükemmel bir isim de gelse, son derece kötü bir isim de gelse, partinin alacağı oy 3 aşağı 5 yukarı yüzde 25.
İki parti arasındaki bu fark, ortaya teşkilat-örgüt sorgulamasını getiriyor.
Şöyle ki:
AK parti’de, oyu genel başkan Erdoğan aldığına göre, partinin teşkilata çok da ihtiyacı yok…
Teşkilatların istek ve talepleri de bu anlamda çok önemli değil.
Teşkilatların isteklerinin karşılık bulmuyor olması da bunu zaten ortaya koyuyor.
Zira…
Neticede partiye oyu getiren kişi “Nasıl olsa oyu ben alıyorum. Dolayısıyla benim dediğim olacak ” diyebiliyor…
Ancak…
Aynı durum CHP için söz konusu değil…

çünkü…
CHP’nin yüzde 25’den kurtulması ve bu oy oranını arttırmasının tek çaresi, teşkilatların varlığı ve etkinliği ile mümkün olacak gibi görülüyor…
İşin tuhaf tarafı…
CHP’de bu durum açıkça ortada olmasına rağmen, CHP teşkilatları tıpkı AK parti gibi pek kale almıyor…


.....


 


Adayları sıkıntı bastı…


Seçimlerin yapılacağı 24 Haziran’a şunun şurasında bir aydan daha az bir süre kaldı.
Milletvekili adaylarını da deyim yerinde ise sıkıntı bastı.
En rahat olanlar şüphesiz seçilmeleri garanti olanlar.
Yani…
Parti listelerinin seçilecek sıralarında bulunanlar.
Şimdiden milletvekili seçilmeleri garanti olan bu isimler seçime kadar kalan süreye “Şu ızdırap bir bitse” diye bakıyor…
En rahatsız ve heyecanlı olanlar ise, sıralamadaki yerleri kritik, yani seçilmekle seçilmemek arasında olanlar.
“Acaba seçilebilecek miyim?” endişesiyle geçiriyorlar günlerini…
Listede olup, seçilmeleri mümkün olmayan sıralarda yer alanlar ise yapılacak seçimleri kafalarında çoktan bitirmiş…
Bir anlamda, belki bir sonraki seçimin hesapları içine girmişler…

Sonuçta…
Seçilmesi garanti olan, seçilme ile seçilememe arasındaki o kritik çizgi üzerinde bulunan ve seçilmesi mümkün olmayan milletvekili adaylarının yaşadığı değişik psikolojiler var şu anda…
 Tabi bunlar, partilerin listelerinde yer alan Milletvekili adaylarının taşıdığı dertler.
Bir de adayların dışında, seçilmesi garanti adaylarla, seçilme ihtimali olan adayların yanında yer alan, her yerde adayların dibinde biten, böylelikle siyasi geleceklerinin planını yaptığını zannedenler var ki, onlar bu seçim tarihinin gelmesini hiç mi hiç istemiyor…


.....


Biraz da gülmek lazım


Bir futbol hakemi, cennetin kapısına gelince baş melek onu durdurup demiş ki:
- Seni içeri almadan önce sorularıma cevap vermelisin. Şimdi söyle bakalım; hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı?
Hakem, hafızasını zorlayıp uzun uzun düşünmüş, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamamış. Melek tekrar sormuş:
- Peki, hayatında cesaret gerektiren bir şey yaptın mı?
Adam gururla cevap vermiş:
- Elbette yaptım!..
- Anlat bakalım, neymiş bu cesur iş?
Adam anlatmaya başlamış:
- Ben bir futbol hakemiydim. Derbi maçını yönetiyordum. Maçın son dakikasında bir takıl aleyhine penaltı verdim.
- Vay canına!.. Gerçekten çok cesurmuşsun, hadi geç bakalım!
Cennetin kapıları açılmış. Bizim hakem tam geçecekken, melek merak edip sormuş:
- Ne zaman olmuştu bu maç?
Zavallı hakem boynunu bükerek cevap vermiş:
- Aşağı yukarı maç biteli üç dakika oluyor!..

Haberleri