Gelecekle ilgili tahminde bulunmayı toplum olarak severiz.
Alışkanlık halini almıştır adeta.
Yaptığımız tahmin tuttuğunda "Ben dememiş miydim" diyebilmenin hazzını başka hiçbir şeyde bulamayız.
Çoğu zaman yanılırız, tahminlerimiz çıkmaz ama...
Arada bir tutturduğumuzda ise, gelecekten haber alan bir alim edasıyla dolaşırız.
Pek çok konuda gelecekle ilgili tahminlerimiz olur ama, bu tahminlerin en fazlası da seçimlere yönelik yapılır.
İşte şu sıralar, gelecekte ki mahalli seçimlere yönelik tahminler uçuşuyor etrafta.
Seçimleri kimin kazanıp kaybedeceğinden tutun da, kimin aday olup kimin olamayacağına kadar hemen herkes fikir yürütüyor.
"Bence" diye başlayan kelimelerin sonuna mutlaka "Bakın göreceksiniz. Kesinlikle benim dediğim gibi olacak" cümlesi geliyor.
Dedik ya; şu sıralar en çok Mahalli seçimlere yönelik tahminler yapılıyor diye...
İşte Bilgiç edasıyla yapılan bu tahminleri yansıtalım istedik satırlarımıza.
En çok tahmin "Büyükerşen yeniden aday olmayacak" tahmini.
En az bu tahmin kadar yapılan bir başka tahmin ise Büyükerşen'in kesinlikle yeniden aday olacağına yönelik.
Devam edelim...
-"Büyükerşen'in bu defa işi zor. Çünkü CHP liler bile oy vermeyi düşünmüyor" diye tahminde bulunanların sayısı hiç de az değil.
Bunun karşılığında...
-"Büyükerşen bu defa da kazanır. Çünkü Eskişehir'deki AKP bildiğimiz AKP. Bir çok AKP'li de kendi adayına oy vermeyecektir" diye tahminde bulunanlar da bir hayli fazla.
İnsanların buna benzer ve birbirine son derece tezat tahminleri var seçime yönelik.
Dolayısıyla...
Geleceğe yönelik bugün söylenilen tahminlerden yola çıkıp da, mantıklı bir karara varabilmek mümkün değil.
Sonuç itibarıyla...
10 ay sonrasına ait bugünden yapılan seçime yönelik tahminler, muhabbetten öteye gidemiyor.
Çünkü...
Herkes tahminini, gerçekleşmesini istediği pozisyona göre yapıyor...
Kısacası...
Canları öyle istiyor...
......
Demek ki o kavga bal gibi de olmuş...
Hatırlarsınız... Bundan birkaç ay önce yaşanmıştı olay.
Antalya'da, Eskişehirspor kulüp Başkanı Halil Ünal ile Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım'ın kavga ettiği, sandalye ve masaların havalarda uçuştuğu haberi çıkmıştı gazetelerde.
Kavgaya neden olarak da, Eskişehirspor'u çalıştıran Ersun Yenal'a Aziz Yıldırım'ın yakın ilgi göstermesi karşısında Halil Ünal'ın sinirlenmesi gösterilmişti.
Hatta Halil Ünal'ın Aziz Yıldırım'a;
-"Sen nasıl oluyor da benim teknik adamımı ayartırsın?" dediği yansımıştı kamuoyuna.
Her ne kadar böyle bir olayın olmadı söylenilse de pek inandırıcı bulunmamıştı.
Fenerbahçe'nin Teknik adamı Aykut kocaman dün istifa etti.
İstifa haberinin hemen ardından da, Fenerbahçe'ye gelecek Teknik adamı büyük ihtimalle Ersun Yenal olacağı haberleri yayıldı.
Demek oluyor ki, o kavga bal gibi de olmuş.
Belki hikayeden, belki de gerçekten ama, neticesinde olmuş bu kavga...
Çünkü...
Kocaman'ın istifa etmesi ve Yenal'ın büyük ihtimalle Fenerbahçe'ye gidecek olması bunu yeterince anlatıyor.
........
Anadolu Coğrafyasının büyük bir kısmı
Alevi türkmendir...
Sedat Yurtseven ile konuştuk telefonda.
İstanbul'a yapılacak olan 3 ncü Köprü isminin Yavuz Sultan Selim ilan edilmesine bir anlam verememiş.
Anlam veremediği gibi, endişeye de kapılmış.
-"Keşke üçüncü köprünün ismi Mimar Sinan olsaydı. Çünkü İstanbul demek, Mimar Sinan demektir" dedi.
Ardından da...
-"Anadolu Coğrafyasının büyük bir bölümü Alevi Türkmendir.Bu insanlar bu padişahı pek haz etmezler. Bunlar nasıl bir sivri zekalıdır ki, üçüncü köprüye bu ismi verebiliyorlar? Durup dururken bir şeylerin körüklenmesinin ne alemi var şimdi?" dedi.
Dinledik; sonuna kadar haklı...
Zaten haklılığı, kamuoyunda üçüncü köprü ismine anında doğan tepkiyi de doğruluyor.
.......
CHP de ders verecek
olanlar, iki gün belediyecilik dersi alacak iyi mi?
CHP, muhteşem bir uygulamaya imza attı!
Önümüzde ki mahalli seçimlerde aday olmak isteyenlere eğitim zorunluluğu getirdi.
İki günlük eğitimden geçmeyenlerin aday yapılmayacağını ortaya koydu bu uygulama ile.
Eğitime katılma koşulu olarak da, önemli miktarda bir müracaat parası belirledi.
Kısacası...
CHP almış olduğu bir kararla muhteşem ötesi bir uygulama başlattı.
Şimdi...
Önümüzde ki seçimlerde Belediye Başkanı, Belediye ve İl Genel meclis üyesi olmak isteyenler, bu eğitim programına müracaat etmek, parasını yatırmak ve iki günlük eğitim görmek zorunda.
Partinin bu kararını ne kadar saçma bulsalar da, önümüzde ki mahalli seçimlerde aday olmayı düşünenler "Ne olur ne olmaz" diyerek iş bankasına başvuruda bulunup, eğitim programına katılma belgelerini dolduruyormuş.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in çevresinde bulunanlara "Siz de müracaat edin" demesi üzerine, bu sayı her geçen gün yükseliyormuş.
İşin ilginç tarafı...
Müracaat edenlerin içinde, Önümüzde ki mahalli seçimlerde yine aday olmayı düşünen ve iki dönemdir de meclis üyeliği yapan isimler de varmış.
İşin komik tarafı ise...
İki dönemdir Meclis üyeliği yapan ve aslına bakarsanız bu konuda ders verebilecek bilgiye sahip olanlar, iki gün süreyle Belediyecilik dersi alacakmış...
........
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Temel'le Dursun, bayram arasında para kazanırız diye Hacı Murat otomobillerine atlayıp İstanbul'a gelmişler. Ne yapacaklarını bilmez, avare avare dolaşırken bir dükkan da asılı levha Temel'in dikkatini çeker:
Pantolon - 5 TL
Gömlek - 2,5 TL
Palto - 10 TL
Temel heyecanlanır:
Ula Tursun, bu fiyatlar çok guzel!!, Şimdi purdan 100 tane pantol, 100 tane comlek, 10 tane palto alur isek, Trabizon'da, bunları en az üc katı fiyatına satar zengin oluruz daaa.!!!
Çok sevinen Dursun:
- Ula uşağuum nasıl da cördün!!
Dalarlar dükkana..Temel atlar:
Bana 100 tane pantol, 100 tane gömlek, 10 tane de palto, alın işte toplam 850 lira..Ha uşağuum yükleyun şu arabaya!!!
Dükkân sahibi istifini bozmadan:
Siz Laz mısınız yoksa?!!
Temel bozulur:
Nerden anladın daaa?
Bıyıkaltı gülüş fırlatan dükkan sahibi:
Kardeşim burası Kuru Temizleme Dükkânı!
Seçim muhabbetleri...
Gelecekle ilgili tahminde bulunmayı toplum olarak severiz.Alışkanlık halini almıştır adeta.Yaptığımız tahmin tuttuğunda "Ben dememiş miydim" diyebilmenin hazzını başka hiçbir şeyde bulamayız.Çoğu zaman yanılırız, tahminlerimiz...